Galata Gazete


16 Temmuz 2015 Perşembe

Çocuklar katil olmasın!

Çocuklar katil olmasın!

Çocuklar, çocuk gibi büyüme hakları ellerinden alındığının farkında bile değiller. Çünkü çocuklar hangi zaman içinde ve kime hizmet edeceklerini bilemeden hormonlu bir şekilde ve de doğadan uzakta büyümeye devam ediyor. Çocuklar beton binaları arasında ekranlar karşısında büyürken, hangi siyasinin gelecek perspektifine hizmet edeceğini bilemeden, ekran içinde savaş oyunları ile zamanını öldürürken, birey olarak odasından çıkmadan yaşamaya devam eder.

Çocuklar hangi ülkede ve hangi coğrafyada büyürse büyüsün, savaşın dolaylı ya da direkt ilişkisi içindedir. Geri kalmış ve bugün üçüncü dünya savaşının devam ettiği coğrafyalarda çocuklar oyun aracı silahların bıraktığı kovanlar ve kurşunlardır. Büyün hayal dünyasını savaş ve kan belirlemektedir. Eğer olanak bulursa Hollywood yapımı savaş filmlerinde kahramanlar gibi olmayı hayal eder! Yenilemeyeceğini ve kötü olanları öldüren bir kahraman!

Gelişmekte ve gelişmiş ülkenin çocukları ise bilgisayarlarına indirmiş oldukları ya da canlı olarak bağlandıkları oyun sitelerinde savaş sanatının inceliklerini öğrenirken, çizgi filmler aracılığı ile ölmenin bir oyun olduğu imajı içinde büyür. Silahşorun gözü ile keskin nişancı olarak düşmanı öldürür. Hatta bir çok oyun gerçek savaş sahnelerinden ve gerçek düşman olarak görülen askerlerin kıyafetleri ile oluşturularak hayat ile bağ kurulması sağlanır. Büyük Amerikalı işgalci güç askeri düşman gördüğü Afgan, ıraklı, ya da Ortadoğu ülkesinden birini hiç vicdan acısı duymadan öldürür.

Çocuk, öldürür.

Sanal ya da gerçek anlamda öldürür!

Çocuk kendi hayal dünyası içinde kısıtlı ortamda yapılan oyuncakların nasıl yapıldığını bilemeden, eline verilen oyuncakların yaratmış olduğu dünya içinde hayal kurmaya zorlanır ve hayalı kanlıdır!

Çocuklar büyüklerin gerçek dünyasında yaşamış olduğu çatışma ve cephelere göre biçimlendirilir.  Geleceğin askeri olarak, keskin nişancı olarak yetiştirilir.

Çocuklar, büyüklerin amaçları ve isteklerine göre davranan, onların hedefleri için araç olarak, tüketilmesi gereken bir piyon olarak hayatta rolünü kabul etmek zorunda kalır.

Bireyin tüketim çılgınlığı içinde çocuk hakları kağıt üzerine kalmış, siyasi liderlerin asker ihtiyacını karşılamak için üç çocuktan biri oluverir.

Batı dünyasında ilk çocuktan sonra ikinci çocuk ilk çocuğun oyuncağı ve oyun arkadaşı olarak dünyaya getirilir. Çünkü beton arasında sıkışmış çocukların sosyal olabilmesi ve başka bir canlı ile oynaması için ikinci çocuk planlı ve programlı olarak hayata getirilir.

İkinci çocuğu istemeyenlerde evlerine çocuklar için hayvan alır ve çocukların canlı oyuncağı oluverir…

Bir çok ülkede çocuklar gerçek silahlar ile talim yaparken, bir çok ülkede çocuklar ekranlar içinde oyunlar ile insan öldürmeye ve talim yapmaya devam ediyor.

Silah sektörü çocukları öldürmek üzerine güdülürken, cepheleşme ve gruplaşmalar atom parçacığı gibi çoğalmaktadır.
Parasını veren için adam öldüren profesyoneller yanında inandırılmış aptallar da ellerinde silahlar ve bıçaklar ile ekranlara poz vermeye ve cinayet işlemeye devam ediyor.

Çocuklarınız bugün birer potansiyel katildir, hangi ülkede yaşadığına bakmadan rahatlıkla söylenebilir.

Çocukların eğitimi eskiden devlet için yapılırdı, bugün daha fazla para kazansın, daha az emek harcayarak yaşaması için gelecek programları yapılır ve onların geleceği için ebeveynler bütün enerjilerini harcarlar. Çocuk ailenin tüm davranışını ve planını belirler konuma geldiğinde, artık tüketim toplumunun vazgeçilmez örnek ailesi olmuş olur.

Çocuk için hayatını düzenleyenler çocukların ihtiyaçları için, psikolog ve aile sağlı uzmanlarının tavsiyeleri yönünde hayatını biçimlerken, aslında sadece tüketici konuma düştüklerini dahi düşünemezler.

Tüketim çılgınlığı içinde her birey aynı zamanda tüketilen, tüketen konumunda çevresinde yaşanan gelişmelere duyarsız, kendi çıkarı ve beklentisi için her türlü aracı kullanır konuma düşer.
Bugün çocuklar, hem tüketen, hem de tüketilen birer meta konumuna gelmiş ve betonlar arasında nefes almaya çalışmaktadır.

Çocukları daha iyi uysallaştırma programların hepsi tüketim çılgınlığını çocuğun genetiğine yapılmış müdahaledir.

Çocuklara daha çok biat etmesi öğreten öğreti de dindir. Din kapitalizmin hizmetinde olan bir araç konumun dönüşmüş ve dini ritüellerin hepsi birer turizm aracına dönüştürülmüştür.

Dönüşen sadece dini ritüeller değil, çocuğun hayalidir. Çocukların hayalleri eğitim adı verilen sistem ile ortadan kaldırılmış ve siyasi iktidarın istemlerine ve de kapitalist sitemin çıkarına uygun biçimlendirilmektedir.


Kapitalizm, tüketim ile kendi ömrünü uzatırken, yaşamış olduğu krizi savaş sanayisine yapmış olduğu yatırımlar ile kurtulmaya ve o girdaptan çıkmaya çalışıyor.

Kapitalizm kendi çıkarı için çocukları birer potansiyel katil yapıyor.

Kapitalizme hayır demek, çocuklar katil olmasın diye bağırmak demektir!

Çocuklar tüketim çılgınlığı içinde meta olmasın demek, kapitalizme hayır demektir!


İsmail Cem Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.