Galata Gazete


21 Mayıs 2017 Pazar

Acılar ile büyür çocuklar…

Acılar ile büyür çocuklar…

Sokakları çürüyen insanlar doldurmuştu. Çürüme kokusunu deodorantlar ve parfümler ile yok etmeye çalışıyorlar... Koku tüm şehri sarmış.

Şehir içinde yaşarken pek hissedilemeyen koku ve duman şehri terk ederken farkına varılıyor ama en kötüsü şehre geri dönerken hissedilen o çürümenin kokusu...

Sokaklarda çürüyen insanlar çürüyen yolların üzerinde çürüyen binaların döküntüsü arsında kalabalıkta kendisine yol açmaya çalışıyor...

Çürüme başlamıştı ve dönüşü de yoktu.

Kötülüklere karşı mücadele eden iyi insanlar kötüleri kovduktan sonra kurdukları düzende onlar ile mücadele eden iyi insanları gördüler... çünkü çürüme sonlanmamıştı, devam ediyordu. Her iktidar iyi niyetler ile iktidara gelir ama kısa zamanda çürümeye başlardı, çürüyen güç etrafına daha fazla koku salardı…

Her şüpheli eğitimli katildir.

Çürümenin olduğu yerde cinayetler de sıradanlaşırdı, bazıları devlet adına işlenir ve katile kahraman denirdi, devletin tasfiye etmedikleri öldüklerinde öldüren eğer yakalanırsa kahramanlık gösterisine dönüştürülür, bayrak önünde fotoğraf çekilir, methiyeler dizilirdi. İktidar için her şeyi mubah görenler, iktidar ile birlikte yok olduklarının farkında bile değillerdi… korku çürüyen toplumların çıkmaz sokağı gibidir.

Korkan insanların olduğu yerde zalim hüküm sürer...

Çürümenin olduğu toplumlar genelde deniz üzerinde sürüklenen gemilere benzetilir, “kurtuluş yok, hepimiz aynı gemideyiz” derler. Aynı gemide olanlar veba hastalığa yakalanmış ve ilaç bulamayanlar gibi denize çaresiz bakarlar. Çaresizlik rüzgardan medet ummayı getirir…

Hepimiz aynı gemideyiz diyorlar ama ben sahilden geçen gemiye el sallıyorum...

İktidarın devamı için doğum kazınılmazdır, çünkü her doğan çocuk Devlet-i Aliye’nin bekasıdır. Devletin bakası için koltuğa oturan kendi bekası için devletin bekası olanları yok etmek için başlar ve kendisinden yeni nesiller yetiştirmek için sağlıklı cariyeler cihanın her yerinden toplanır ve iktidara hediye edilir…

Cariye kadınlar sahipleri için çekici olmak için uğraşır, özgür kadın her daim güzeldir, yüzünden gülümseme eksik olmaz... Özgürlüğü ve özgürlüğünü korumak için mücadele eden kadınlar daha da güzel ve çekicidir... Güzel kadının yanında kadına destek veren de her zaman onurlu ve gururludur...

Ankara hem güzel hem de onurlu iki insanı bağrına basmış, insan hakları anıtının önünde anıt olmalarını seyretmektedir.

Ankara’da insan hakları anıtı sessiz, aç ve gözyaşlarını içinde saklayarak, yüzünde belli belirsiz bir gülümseme ile hayata bakmaya devam ediyor...

Hayat kazansın...

Acırlar ile büyür çocuklar. Acılardan sıyrılmak o kadar kolay değildir ama her acının içinde gülümsemek devrimci bir eylemdir, çünkü çürümeyi yıkar gider, ağıtı ortadan kaldırır, trajedi yaşadığımız andır, gelecek umuttur, umudumuz gülümsememizde saklıdır…

Çocuklar kazanacak, çünkü onların bir bildiği mutlaka vardır!


İsmail Cem Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.