Mekanlar halka değil, parası olana açık!
Bugün Arter
adı verilen bir sergi binasına gittim. Genelde modern - çağdaş sanat adı
verilen eserler sergileniyor... Burası bir müze değil, normal sergiler var…
Değişen etkinlikler yapılmaktadır ve düzenli olarak benimde içinde olduğum mail
adreslere gönderilmektedir. Zaman zaman basın gösterimlerine de davetiyeler
yapılmaktadır.
O alana
gidene kadar sergi salonlarına girmenin paralı olduğunu bilmiyordum, burada
gördüm! Gerçi ben modern sanattı pek sevmem, çoğu eseri de anlamam, içlerinde
sevdiğim çalışmalarda elbette var ama genelleştirildiği an sevmediğimi bilirim,
bana seslenmiyor… Belki de eğitimden kaynaklanan bir durum söz konusu. Kuşaklara
harf takıldığı bir zamanda içinde bulunduğumuz genç kuşağın hayal dünyasında
yarattığı imgelerine çok uzak olduğumdan kaynaklanıyor da olabilir. Bana
seslenmeyen eserlerin olmamasını savunmam, aksine olmalıdır, çünkü beğeneni
çok, alıcısı da var...
Her düşünce
kendi alanını açar ve o alandan yol alır…
Her buna
benzer sergilere gittiğimde kafamda soru oluşur, gördüğüm o eserler satın alan
tarafından nerelere konuyor onu da bilmiyorum, alanın sorunu...
Sanayinin
ortasında modern binalar, sanayiyi ortadan kaldırmış, yerine yeni binalar
içinde sanat merkezleri olmuş… Sanayiden zaman içinde orada hiç iz kalmayacak
gibi, çünkü modern dokunuşlar geçmiş ile bağlantıları hepten yok edip, yerine
daha modern binalar oturtuyor…
Arter, yerleşim olarak eskiden küçük sanayinin olduğu bir bölge: Taksim'in
altında Kasımpaşa, Kurtuluş arasında yer alan Dolapdere’de. Eskiden orada
ağırlıkla küçük sanayiciler bulunurdu, araba tamiri, lastik değiştirmek gibi
işler yaparlardı.
Arter’in
bulunduğu caddede sanayicilerin dükkanların yıkılıp yerine kondurulmuş büyük,
çağdaş, modern adı verilen beton binalar...
Koç grubu da
daha önce İstiklal Caddesinde başlattığı kurumunu bu yeni yaptırdığı binaya
taşımış... Güzel de yapmış, çünkü daha geniş alanda daha fazla sanatçı
eserlerini görücüye, satılığa çıkarabilecek... Bir kaç kişide gelecekte olup
olmayacağını bilemeyeceğim bugünün piyasasına seslenen eserlerini satacak.
Ekmek kapısı yani...
Sergi
salonuna dış kapıdan kontrol ile geçiliyor...
Binanın
içinde Koç Grubuna ait Divan Pastanesi müşterisini yani parası olanı
bekliyor... Bu da çevresi ile zıtlık oluşturuyor, karşıda araba lastiği çeviren
asgari ücretle çalışan işçi, ucuz iş yapan işveren Divan Pastanesinin bu
salonundan alış veriş yapması hayal, zaten fakir insanların hayallerine bile
buraya girmek yoktur...
Ayak takımı
sergiyi gezmesin, parası olan gezsin diye bir sergi salonu oluşturulmuş. “Ben
parası olana sanatı gösteririm, kısaca ben bana geleni ayırt eder, kategorize
eder ve ona göre bana uygun olanları salonuma alır ve gezmelerine izin veririm”
anlayışı hakim...
Satın alan
gelsin, almayanın burada işi ne?
Bir sanat
eserinin sanat eseri olması için satılması gerek, satılmıyorsa zaten o eser
sanat değildir, yeri çöplük! Bir gün biri satın alıp piyasa sürerse o sanatçının
eseri sanat eseri olur, piyasaya düşmeyen ancak sahaflarda yerini bulur!
Arter neden
paralı?
Cevabını
aslında verdim, çünkü parası olmayan, fakirlerin yaşadığı bir yerde açılan
sanat merkezlerinin müşterisini rahatsız edecek görüntüden uzak tutmak için
onların satın alma gücünden daha fazla bir giriş ücreti koyarak onları resmen
olmasa da dolaylı olarak engelleyerek kovmasıdır...
Sanat herkes
için değildir, parası olan içindir. Parası olan ise bulunduğu mekanda fakiri
görmek istemez!
Sanat
eserinin değerini düşürecek hiçbir atmosfer orada olmaması gereklidir...
Bugün Arter'e
gittim... Gerçi ben sergiyi değil, kafamda oluşmuş soruları sormak adına birini
görmek için gitmiştim. Yerinde olmadığı için geri çıktım...
İşçi
sınıfının olduğu yerde burjuvazi kendisine göre mekan açmış, görünmez kaleler
oluşturmuş, içine belirli insanlar gireceği sınıfını ve tercihini belirlemiş
bir mekan!
Sanatın
mekanında sanattan hoşlananlar değil, parası olanlar yer bulunacaktır...
Belki fakir
biri, orada yetişen bir çocuk oradan etkilenecek ve belki sanat eğitimi alacak
ama hayır!
Koleje giden
çocuklar aileleri ile gelecek ve orada yapılan etkinliklere parası ile katılıp
bir şeyler öğrenip gidecekler...
Çevresine
kapalı ama parası olana açık bir mekan!
Paranız
varsa, parasını verip gezeceğiniz bir sergi alanı Arter…
İsmail Cem
Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.