Galata Gazete


11 Şubat 2025 Salı

Pestisit çevirdi dört bir yanımızı…

Pestisit çevirdi dört bir yanımızı…

 

Yurt dışına giden ürünlerde pestisit bulunuyor ve geri gönderiliyor. Bir bölümü imha ediliyor. Şimdi bunlar üretici için kötü haber, çünkü yurt dışına giden ürünün ne kalitede, hangi prosedürden geçeceği bellidir; ona rağmen “kör göze parmak sokar gibi” ürünlerinde belirlenmiş değer üstünde pestisit bulunuyor. Üretici bunu bile bile yaptığını düşünüyorum, çünkü geçmeyeceği baştan bellidir ya da "arda kaynar", nasıl olsa onlarda da sıkı denetim yok anlayışı mı hâkim? Zarar onların hanesine yazılıyor ama üreticiler üretimden düşmüyor ve benzer şekilde üretmeye devam ediyor. Peki, bu üretim nasıl oluyor, çünkü bu kadar malı imha edilenin bir daha belini doğrultmaması gereklidir.

Ülke dışına gönderilenlerin yanında bir de ülke içinde tüketilmek için üretilmiş ürünler var. Aynı üretici, yurt dışı için seçip ayrıştırdığı ürünler dışında kalanları çöpe atacak değil ya, onları da bir şekilde paketleyip ülke içinde daha ucuz bir fiyata piyasaya sürüyor… Verimlilik kavramı üretici içinde geçerlidir, sonuçta ticaret para için yapılır ve çöpe gideceğine dönüştür ya da yeniden kategorize et ve ona göre paketle ve alıcısına ulaştır…

Ülke içinde satılmak için üretilenlerin pestisit oranı ne kadardır, kim araştırıyor ya da kontrol ediyor?

Bu konuda hiçbir bilgi yok, çünkü yurt içi tüketim için benim bildiğim koşul yok; toplat, paketlet, üç harfli marketler ya da hale gönder, tarladaki fiyatın üzerine aracılar fiyatlarına fiyat katsınlar ve sonunda üzerine yeni fiyat etiketi ile tüketiciye ulaştır. Pazarda, markette tezgahlara gelen ürün alıcıya daha çekici gözüksün diye üzerine parlatıcı sür. Kısaca marketten ya da pazardan aldığımız "beni al" olarak tezgaha konan ürün kimyasallar içinde, çünkü kontrol yok.

Ülke içinde geçilecek gümrük yok, şartları olan alıcı yok.

Üretici ne ürettiyse onu tüketecek bir yerli tüketici var.

Böylece, az gelire sahip tüketiciler, bilinçli olmadan her alışverişte vücutlarına zehirli kimyasalları alıyor.

Ülke içindeki piyasada yerli malı, yurdum malını tüketecek her zaman sessizce argo tanım ile "mallar" var deniliyor. Tüketiciyi ciddiye almayan, ne koyarsak tezgaha o satar anlayışı ile yukarıdan bakan bir bakış söz konusu. Sonuçta tüketiciyi, fakiri, cebinde para ile ay sonunu getiremeyenleri "çaresiz" olarak gören bir anlayış söz konusu. Bu durum, yalnızca üretici ve tüketici arasındaki bir sorun olarak kalmıyor; aynı zamanda ciddi bir sosyal adaletsizliğe de işaret ediyor. Yüksek kalite standartlarını karşılayan ürünler pahalı marketlerde satılırken, düşük gelir grubuna hitap eden ürünler neredeyse kontrolsüz şekilde pazara sürülüyor. Kısaca yeterli kadar parası olmayanlar pazardan ve üç harfli marketlerden alışveriş yapmak zorunda olan sabit gelirliler için tezgaha konan ürünlerde mineraller ve vitaminler ile birlikte daha fazla kimyasal alıyor demektir ve sonuçta her tüketilen şey insan vücudunda toksik etki yaratıp, yıllar içinde hastalık için ortam yaratıyor.

Açıkça bir insan birden zehirlenmiyor, zamana yayılmış şekilde zehirleniyor.

Pestisit kirliliği, yalnızca tarımsal bir sorun olmaktan çıkarak, toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren ciddi bir sağlık ve adalet meselesi haline gelmiştir. Üretimden tüketiciye uzanan bu zehirli zincir, özellikle yurt içi piyasada alt gelir grubunu doğrudan etkiliyor.

Pazardan alışveriş yapanların kaçı kanser hastası olup, hastanelerin müşterisi oluyor? Müşteri fakirse, zehirle gitsin! Nasıl olsa onun ölümünü araştıracak “adli tıp” olmayacak. Kimsesizler mezarlığına gömmeden önce çaresiz ve seçme hakkı olmayanların elinden -ne kadar birikimi varsa- sağlık sektörü hepsini alacak, ölen daha da fakirleşmiş bir şekilde ölüp gidecek.

Bir cinayet işleniyor her gün; kurbanların akıbetini soran yok!

Pestisit hayatları yok ederken, sonuçlarıyla yeni bir piyasa oluşturuyor; her yeni piyasa kendi eko dengesini kuruyor. Bu yeni denklemde fakir çaresizlik içindeyken, parası olanın seçme hakkı olmasına rağmen, o da denetimsizlikten kaynaklanan bir durumla fakire göre daha az zehirli ürün tüketmiş oluyor.

Pestisit çevirdi dört bir yanımızı, bize ölümden başka seçenek sunmuyorlar…

 

İsmail Cem Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.