Sermayenin dili ile bugün anlaşılmaz…
"Bu kalp attıkça, ayrılmayız
cumhuriyet yolundan" Akbank reklamını gördünüz değil mi, çünkü haklı bir
sesleniş yapmışlar. Doğru zamanda, doğrudan mesaj...
Akbank için doğru ama bizler için
değil, çünkü bizler bu kalp attıkça farklı bir cumhuriyet kuracağız diyoruz,
yani sosyalizm, öteki adı ile işçi sınıfının hakim olduğu bir cumhuriyet.
Kısaca biz bu kapitalist sistemi aşan, sınıfı ortadan kaldıracak olanı kurmak
istiyoruz. Sınıfsız toplumu ancak kapitalizmi ortadan kaldırarak mümkün
olacağını biliyoruz...
Bu yüzden ulus devleti olmasaydı
olmayacak olan Akbank cumhuriyete tüm mal varlığını borçludur. O olmazsa
kendisi de olmayacaktır, bundan dolayı bu ulus devletine bağlı olacak, başı
sıkışsa, kurtaracak olan onun kurucusu olduğu cumhuriyet ve onların
iktidarıdır... Bugün Akbank en fazla kazanç yaptığı dönemden geçerken, halka
kazancının ne kadarını vergi olarak veriyor? Elbette kayda girmeyen bütçesi,
ikinci giriş çıkış defteri mevcuttur, bugün istiklal caddesinden caz festivali
yapıyorsa gelirinden oraya para aktardığı için değil, vermesi gereken vergisinden
keserek sanata para aktarıyor, çünkü sanata aktarılan para vergiden muaftır...
Akbank varlığını cumhuriyete borçlu
olurken devrimciler, komünistleri yok edilme, işkence görme, katliama uğrama
konusunda da varlıklarına cumhuriyete borçlular, çünkü bu cumhuriyet
antikomünist, anti Kürt, anti Alevilik üzerine kendisini var etti ve onun
üzerinden yükseldi... Bugün dahi bu ülkede Kürt, alevi sorunu varsa
kuruluşundan kaynaklanan ve ret ediş üzerinden yaratmış olduğu ulus
devletidir... Bu ülkede şimdi komünist sorunu yoksa hepsini liberalleştirip
sağcılaştırdığı için yasal düzenlemeye ihtiyaç duymamıştır... Ülkede bir sol
dalga olursa eğer, hemen yasal düzenlemeler ile nefret söylemlerine kaynak
olacak hukuk maddeleri eski yerini alacaktır, işkence merkezleri bu yasal
düzenlemeden faydalanarak özgürce çalışacaktır.
Cumartesi annelerine bakıp yüreği
yanmayanlar varsa işte onlar bu cumhuriyetten faydalananlardır. Onların en
doğal hakkı olan cumartesi günleri Galatasaray Meydanında olan 50 yıl anıtı
önünde eylem hakkı sınırlı sayıda anıtın dışında basın açıklaması ile devam
ettirilmesini veren işte bu cumhuriyet ve onun kurucu düşünce yapısıdır...
Cumhuriyet laik toplumu oluşturdu
sözü kuru bir lakırdı olduğunu alevi hareketinin ve cem evlerinin hala bu
ülkede yasal statüsünün olmamasına bakarak anlayabilirsiniz. Bu ülkede
kuruluşundan bu güne laiklik hiç bir zaman olmamıştır. Tam tersi Sünni inanç,
Hanefi mezhebine devlet bütçesinden Diyanet İşleri Başkanlığı adı altında bütçe
ayrılarak diğer inançlar ve ötekilere karşı dini söylemlerin, hurafelerin,
sinsi asimilasyon politikaların uygulanması sağlanmıştır, kısaca devlet dini
kendi denetimine alarak, var olan kurdukları ulus devletinin amacına uygun
olarak dini bir silah olarak kullanmaya devam etmiştir...
Bugün içinde yaşadığımız cumhuriyet
işçi sınıfını yok saymış ve onun sendikal hakkı kuruluşundan çok uzun yıllar
sonra kurucuların "artık ulus devleti kurduk, devlet denetiminde sendika
olsun, sendikalı işçi daha fazla çalışır ve daha verimlidir" ihtiyacına
uygun olarak kurulmuştur... Kısaca devlet kendi gibi düşünmeyen sendika
düşmanlığının sonucunu 15-16 Haziran olayları ile kendisini tüm çıplaklığı ile
göstermiş, 12 Eylül darbecileri ise devrimci sendikanın kurucusu Kemal
Türkler’i öldürerek ve faillerini gizleyerek göstermiştir...
Gelmekte olanı önceden sezemeyen,
katiline hayran, katilinin bıçağının altına başını koymayı sevenler Akbank gibi
bayramlarını kutlayacaklardır. Akbank haklıdır ama ötekileştirilmiş olanlar bu
cumhuriyetin nimetlerinden hangi açısından yararlandılar?
Bu sistemden biraz yararlanmaya gör,
hemen baskı, kapatma, tehdit üst üste gelir. Hani bu ülkede tüm vatandaşları
arasında eşit vatandaşlık hukuku, hani ötekileştirilmiş ve tanınmayan dillerin
eğitim hakkı, hani anların konuştuğu dil özgürce kendisini ifade etme hakkı,
hani diye uzatılacak listede cumhuriyet bize kul olmaktan köle olmaya geçişten
başka ne anlatır? Eşitlik kimler arasında vuku buldu, kimleri sen eziksin hep
ezik kal denildi?
Bugün yaşadığımız ekonomik, siyasi
krizin temelinde çarpık cumhuriyet anlayışı yatmaktadır, o çarpık anlayışı
ortadan kaldıracak işçi sınıfın iktidarıdır. Sınıfsız bir toplum yaratılmadan
bu krizlerden kurtulamayacağımızı hepimiz yaşadığımız sürece gördük, bir
krizden çıkıp sürekli, istikrarlı olarak başka krize giriyoruz.
Krizler ile geçti ömrümüz ve bu
saçma sapan iktidar koltuk kavgaları ile gerçek olan kapitalizm kendisini
dayattı ve işçisini, Kürdünü, Alevisini, Çerkesini, Arnavutunu, Bulgarını,
Yahudisini, Ermenisini, … bu ülkede yaşayan kim varsa (Türk köylüsü ve işçisi
dahil) hepsini ezmiştir, ezerken eşitlik kavramına bile uymamıştır,
bazılarını az, bazılarını daha vahşice ezip, gözdağı vermiştir...
Bugün 78, 68 kuşağını anıyorsak
eğer, hepimiz biliyoruz ki başka bir cumhuriyet, bunun hatalarından ders
çıkarmış, eşit yurttaşlık hakkını güvence altına almış, sınıf kavgasını ortadan
kaldıracak olana duyduğumuz özlemdir...
Geçmişte “tam bağımsız Türkiye” için
dövüşenlere selam duyuyorsak, bu ülkenin tam bağımsız olmadığını bildiğimiz
içindir… Bağımsızlık sadece iktisadi, siyasi değildir, kültürel olarak da
bağımsızlık için, tüm kültürlerin eşit haklara sahip olduğu, eşit vatandaşlık
hakkından yararlandığı, hukuk ile güvence alındığı, ötekilere yapılan
ayrımcılığa karşı pozitif ayrımcılık ile azınlık olanlara, öteki olanlara
haklarının teslim edilmesi gerektiği bir ülke hayal ediyoruz…
İmparatorluktan devir alınan
devletin anlayışının, örgütlenme şemasının tamamı ile halk lehine değiştirilip,
halkla birlikte halkın çıkarını savunacak bir gelecek hayal etmek bu ülkede suç
olmaktan çıkarılmalı, Kemalist düşünce dışında yer alan tüm düşüncelere
düşmanca, nefret söylemi ile yaklaşımlara son verilmelidir…
Sermayenin dili ile onun propaganda
için kullandığı kalıp cümleler ile ne bugüne dair gerçek duruş belirlenir ne de
bugün tam olarak anlaşılır… Yaşadığımız zamanın röntgenini çekmeden, gerçekleri
ile yüzleşmeden ileri bir adım atılması çok zordur, yüzyılı aşkın süren bu
ülkede mücadele tarihi bunu anlatmaktadır…
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.