Galata Gazete


27 Ekim 2024 Pazar

Sermayenin dili ile bugün anlaşılmaz…

Sermayenin dili ile bugün anlaşılmaz…

"Bu kalp attıkça, ayrılmayız cumhuriyet yolundan" Akbank reklamını gördünüz değil mi, çünkü haklı bir sesleniş yapmışlar. Doğru zamanda, doğrudan mesaj...

Akbank için doğru ama bizler için değil, çünkü bizler bu kalp attıkça farklı bir cumhuriyet kuracağız diyoruz, yani sosyalizm, öteki adı ile işçi sınıfının hakim olduğu bir cumhuriyet. Kısaca biz bu kapitalist sistemi aşan, sınıfı ortadan kaldıracak olanı kurmak istiyoruz. Sınıfsız toplumu ancak kapitalizmi ortadan kaldırarak mümkün olacağını biliyoruz...

Bu yüzden ulus devleti olmasaydı olmayacak olan Akbank cumhuriyete tüm mal varlığını borçludur. O olmazsa kendisi de olmayacaktır, bundan dolayı bu ulus devletine bağlı olacak, başı sıkışsa, kurtaracak olan onun kurucusu olduğu cumhuriyet ve onların iktidarıdır... Bugün Akbank en fazla kazanç yaptığı dönemden geçerken, halka kazancının ne kadarını vergi olarak veriyor? Elbette kayda girmeyen bütçesi, ikinci giriş çıkış defteri mevcuttur, bugün istiklal caddesinden caz festivali yapıyorsa gelirinden oraya para aktardığı için değil, vermesi gereken vergisinden keserek sanata para aktarıyor, çünkü sanata aktarılan para vergiden muaftır...

Akbank varlığını cumhuriyete borçlu olurken devrimciler, komünistleri yok edilme, işkence görme, katliama uğrama konusunda da varlıklarına cumhuriyete borçlular, çünkü bu cumhuriyet antikomünist, anti Kürt, anti Alevilik üzerine kendisini var etti ve onun üzerinden yükseldi... Bugün dahi bu ülkede Kürt, alevi sorunu varsa kuruluşundan kaynaklanan ve ret ediş üzerinden yaratmış olduğu ulus devletidir... Bu ülkede şimdi komünist sorunu yoksa hepsini liberalleştirip sağcılaştırdığı için yasal düzenlemeye ihtiyaç duymamıştır... Ülkede bir sol dalga olursa eğer, hemen yasal düzenlemeler ile nefret söylemlerine kaynak olacak hukuk maddeleri eski yerini alacaktır, işkence merkezleri bu yasal düzenlemeden faydalanarak özgürce çalışacaktır.

Cumartesi annelerine bakıp yüreği yanmayanlar varsa işte onlar bu cumhuriyetten faydalananlardır. Onların en doğal hakkı olan cumartesi günleri Galatasaray Meydanında olan 50 yıl anıtı önünde eylem hakkı sınırlı sayıda anıtın dışında basın açıklaması ile devam ettirilmesini veren işte bu cumhuriyet ve onun kurucu düşünce yapısıdır...

Cumhuriyet laik toplumu oluşturdu sözü kuru bir lakırdı olduğunu alevi hareketinin ve cem evlerinin hala bu ülkede yasal statüsünün olmamasına bakarak anlayabilirsiniz. Bu ülkede kuruluşundan bu güne laiklik hiç bir zaman olmamıştır. Tam tersi Sünni inanç, Hanefi mezhebine devlet bütçesinden Diyanet İşleri Başkanlığı adı altında bütçe ayrılarak diğer inançlar ve ötekilere karşı dini söylemlerin, hurafelerin, sinsi asimilasyon politikaların uygulanması sağlanmıştır, kısaca devlet dini kendi denetimine alarak, var olan kurdukları ulus devletinin amacına uygun olarak dini bir silah olarak kullanmaya devam etmiştir...

Bugün içinde yaşadığımız cumhuriyet işçi sınıfını yok saymış ve onun sendikal hakkı kuruluşundan çok uzun yıllar sonra kurucuların "artık ulus devleti kurduk, devlet denetiminde sendika olsun, sendikalı işçi daha fazla çalışır ve daha verimlidir" ihtiyacına uygun olarak kurulmuştur... Kısaca devlet kendi gibi düşünmeyen sendika düşmanlığının sonucunu 15-16 Haziran olayları ile kendisini tüm çıplaklığı ile göstermiş, 12 Eylül darbecileri ise devrimci sendikanın kurucusu Kemal Türkler’i öldürerek ve faillerini gizleyerek göstermiştir...

Gelmekte olanı önceden sezemeyen, katiline hayran, katilinin bıçağının altına başını koymayı sevenler Akbank gibi bayramlarını kutlayacaklardır. Akbank haklıdır ama ötekileştirilmiş olanlar bu cumhuriyetin nimetlerinden hangi açısından yararlandılar?

Bu sistemden biraz yararlanmaya gör, hemen baskı, kapatma, tehdit üst üste gelir. Hani bu ülkede tüm vatandaşları arasında eşit vatandaşlık hukuku, hani ötekileştirilmiş ve tanınmayan dillerin eğitim hakkı, hani anların konuştuğu dil özgürce kendisini ifade etme hakkı, hani diye uzatılacak listede cumhuriyet bize kul olmaktan köle olmaya geçişten başka ne anlatır? Eşitlik kimler arasında vuku buldu, kimleri sen eziksin hep ezik kal denildi?

Bugün yaşadığımız ekonomik, siyasi krizin temelinde çarpık cumhuriyet anlayışı yatmaktadır, o çarpık anlayışı ortadan kaldıracak işçi sınıfın iktidarıdır. Sınıfsız bir toplum yaratılmadan bu krizlerden kurtulamayacağımızı hepimiz yaşadığımız sürece gördük, bir krizden çıkıp sürekli, istikrarlı olarak başka krize giriyoruz.

Krizler ile geçti ömrümüz ve bu saçma sapan iktidar koltuk kavgaları ile gerçek olan kapitalizm kendisini dayattı ve işçisini, Kürdünü, Alevisini, Çerkesini, Arnavutunu, Bulgarını, Yahudisini, Ermenisini, … bu ülkede yaşayan kim varsa (Türk köylüsü ve işçisi dahil)  hepsini ezmiştir, ezerken eşitlik kavramına bile uymamıştır, bazılarını az, bazılarını daha vahşice ezip, gözdağı vermiştir...

Bugün 78, 68 kuşağını anıyorsak eğer, hepimiz biliyoruz ki başka bir cumhuriyet, bunun hatalarından ders çıkarmış, eşit yurttaşlık hakkını güvence altına almış, sınıf kavgasını ortadan kaldıracak olana duyduğumuz özlemdir...

Geçmişte “tam bağımsız Türkiye” için dövüşenlere selam duyuyorsak, bu ülkenin tam bağımsız olmadığını bildiğimiz içindir… Bağımsızlık sadece iktisadi, siyasi değildir, kültürel olarak da bağımsızlık için, tüm kültürlerin eşit haklara sahip olduğu, eşit vatandaşlık hakkından yararlandığı, hukuk ile güvence alındığı, ötekilere yapılan ayrımcılığa karşı pozitif ayrımcılık ile azınlık olanlara, öteki olanlara haklarının teslim edilmesi gerektiği bir ülke hayal ediyoruz…  

İmparatorluktan devir alınan devletin anlayışının, örgütlenme şemasının tamamı ile halk lehine değiştirilip, halkla birlikte halkın çıkarını savunacak bir gelecek hayal etmek bu ülkede suç olmaktan çıkarılmalı, Kemalist düşünce dışında yer alan tüm düşüncelere düşmanca, nefret söylemi ile yaklaşımlara son verilmelidir…

Sermayenin dili ile onun propaganda için kullandığı kalıp cümleler ile ne bugüne dair gerçek duruş belirlenir ne de bugün tam olarak anlaşılır… Yaşadığımız zamanın röntgenini çekmeden, gerçekleri ile yüzleşmeden ileri bir adım atılması çok zordur, yüzyılı aşkın süren bu ülkede mücadele tarihi bunu anlatmaktadır…

İsmail Cem Özkan

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.