Çocuklar katil olmasın!
Çocuklar, çocuk gibi büyüme hakları ellerinden alındığının
farkında bile değiller. Çünkü çocuklar hangi zaman içinde ve kime hizmet
edeceklerini bilemeden hormonlu bir şekilde ve de doğadan uzakta büyümeye devam
ediyor. Çocuklar beton binaları arasında ekranlar karşısında büyürken, hangi
siyasinin gelecek perspektifine hizmet edeceğini bilemeden, ekran içinde savaş
oyunları ile zamanını öldürürken, birey olarak odasından çıkmadan yaşamaya
devam eder.
Çocuklar hangi ülkede ve hangi coğrafyada büyürse büyüsün,
savaşın dolaylı ya da direkt ilişkisi içindedir. Geri kalmış ve bugün üçüncü
dünya savaşının devam ettiği coğrafyalarda çocuklar oyun aracı silahların
bıraktığı kovanlar ve kurşunlardır. Büyün hayal dünyasını savaş ve kan belirlemektedir.
Eğer olanak bulursa Hollywood yapımı savaş filmlerinde kahramanlar gibi olmayı
hayal eder! Yenilemeyeceğini ve kötü olanları öldüren bir kahraman!
Gelişmekte ve gelişmiş ülkenin çocukları ise
bilgisayarlarına indirmiş oldukları ya da canlı olarak bağlandıkları oyun
sitelerinde savaş sanatının inceliklerini öğrenirken, çizgi filmler aracılığı
ile ölmenin bir oyun olduğu imajı içinde büyür. Silahşorun gözü ile keskin
nişancı olarak düşmanı öldürür. Hatta bir çok oyun gerçek savaş sahnelerinden ve
gerçek düşman olarak görülen askerlerin kıyafetleri ile oluşturularak hayat ile
bağ kurulması sağlanır. Büyük Amerikalı işgalci güç askeri düşman gördüğü
Afgan, ıraklı, ya da Ortadoğu ülkesinden birini hiç vicdan acısı duymadan
öldürür.
Çocuk, öldürür.
Sanal ya da gerçek anlamda öldürür!
Çocuk kendi hayal dünyası içinde kısıtlı ortamda yapılan
oyuncakların nasıl yapıldığını bilemeden, eline verilen oyuncakların yaratmış
olduğu dünya içinde hayal kurmaya zorlanır ve hayalı kanlıdır!
Çocuklar büyüklerin gerçek dünyasında yaşamış olduğu çatışma
ve cephelere göre biçimlendirilir.
Geleceğin askeri olarak, keskin nişancı olarak yetiştirilir.
Çocuklar, büyüklerin amaçları ve isteklerine göre davranan,
onların hedefleri için araç olarak, tüketilmesi gereken bir piyon olarak
hayatta rolünü kabul etmek zorunda kalır.
Bireyin tüketim çılgınlığı içinde çocuk hakları kağıt
üzerine kalmış, siyasi liderlerin asker ihtiyacını karşılamak için üç çocuktan
biri oluverir.
Batı dünyasında ilk çocuktan sonra ikinci çocuk ilk çocuğun
oyuncağı ve oyun arkadaşı olarak dünyaya getirilir. Çünkü beton arasında
sıkışmış çocukların sosyal olabilmesi ve başka bir canlı ile oynaması için
ikinci çocuk planlı ve programlı olarak hayata getirilir.
İkinci çocuğu istemeyenlerde evlerine çocuklar için hayvan
alır ve çocukların canlı oyuncağı oluverir…
Bir çok ülkede çocuklar gerçek silahlar ile talim yaparken,
bir çok ülkede çocuklar ekranlar içinde oyunlar ile insan öldürmeye ve talim
yapmaya devam ediyor.
Silah sektörü çocukları öldürmek üzerine güdülürken,
cepheleşme ve gruplaşmalar atom parçacığı gibi çoğalmaktadır.
Parasını veren için adam öldüren profesyoneller yanında
inandırılmış aptallar da ellerinde silahlar ve bıçaklar ile ekranlara poz
vermeye ve cinayet işlemeye devam ediyor.
Çocuklarınız bugün birer potansiyel katildir, hangi ülkede
yaşadığına bakmadan rahatlıkla söylenebilir.
Çocukların eğitimi eskiden devlet için yapılırdı, bugün daha
fazla para kazansın, daha az emek harcayarak yaşaması için gelecek programları yapılır
ve onların geleceği için ebeveynler bütün enerjilerini harcarlar. Çocuk ailenin
tüm davranışını ve planını belirler konuma geldiğinde, artık tüketim toplumunun
vazgeçilmez örnek ailesi olmuş olur.
Çocuk için hayatını düzenleyenler çocukların ihtiyaçları
için, psikolog ve aile sağlı uzmanlarının tavsiyeleri yönünde hayatını
biçimlerken, aslında sadece tüketici konuma düştüklerini dahi düşünemezler.
Tüketim çılgınlığı içinde her birey aynı zamanda tüketilen,
tüketen konumunda çevresinde yaşanan gelişmelere duyarsız, kendi çıkarı ve
beklentisi için her türlü aracı kullanır konuma düşer.
Bugün çocuklar, hem tüketen, hem de tüketilen birer meta
konumuna gelmiş ve betonlar arasında nefes almaya çalışmaktadır.
Çocukları daha iyi uysallaştırma programların hepsi tüketim
çılgınlığını çocuğun genetiğine yapılmış müdahaledir.
Çocuklara daha çok biat etmesi öğreten öğreti de dindir. Din
kapitalizmin hizmetinde olan bir araç konumun dönüşmüş ve dini ritüellerin
hepsi birer turizm aracına dönüştürülmüştür.
Dönüşen sadece dini ritüeller değil, çocuğun hayalidir.
Çocukların hayalleri eğitim adı verilen sistem ile ortadan kaldırılmış ve
siyasi iktidarın istemlerine ve de kapitalist sitemin çıkarına uygun
biçimlendirilmektedir.
Kapitalizm, tüketim ile kendi ömrünü uzatırken, yaşamış
olduğu krizi savaş sanayisine yapmış olduğu yatırımlar ile kurtulmaya ve o
girdaptan çıkmaya çalışıyor.
Kapitalizm kendi çıkarı için çocukları birer potansiyel
katil yapıyor.
Kapitalizme hayır demek, çocuklar katil olmasın diye
bağırmak demektir!
Çocuklar tüketim çılgınlığı içinde meta olmasın demek,
kapitalizme hayır demektir!
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.