Devrimciler ancak devrimci mücadele içinde yaşar…
Nasuh abi aramızdan fiziki olarak ayrılalı 10 yıl olmuş.
Bugün (3 Kasım 2024) onun mezarı başında yoldaşlarının çok küçük bir bölümü
olacak, diğerleri uzaktan belki anımsayacak, belki de günlük olayların içinde
sözünü bile etmeden geçiştirecek...
Genelde her yıl hacı merkezi gibi turlar düzenlenir ve bir
grup arkadaş gider hacı olur dönerdik. Bir Bektaşi’nin türbesini ziyaret edip,
Bektaşi olmayı sürdürmesi gibi bir şey... Neyse ben bu sene ve gelecek yıllarda
gitmeyeceğim, çünkü bir şeyi ritüel haline döndürürseniz onu kutsamış
olursunuz, bizim kutsallarımız yoktur, olsaydı her birimiz Londra’ya gidip
Marks’ın mezarında ayin yapar olurduk!
O yaşadı ve öyle olduğu için önce arkadaşları ile birlikte
Devrimci Gençlik, arkasından siyasi ayağı olan Devrimci Yol hareketini kurdu,
boyunu aştığı(!) İçin “ileri aşamaya” götüremeden yenilmiş hareketin lider
konumunda yerini aldı... Yeniden toparlanacak ve “ileri adım” atacak örgütlenme
kuramadan kansere yakalandı ve aramızdan ayrıldı.
Harekete ve ona karşı gönül bağlılığı olanlar onun cenaze
töreninde meydanları dolduracak kadar kalabalık oldu. Senede bir yapılan anma
toplantıları başta ilgi gördü ama yıllar içinde yapılan törenler yapılmak için
yapılan, birbirini takip eden ama yıl yıl gericileşen yapıya döndü, katılım
sayısı da doğal olarak azaldı...
Oraya katılanlar yeni bir siyasi adım atmak yerine var olanı
korumayı seçti, arada farklı yollarda olanların anılarını tazeleme buluşmasına
döndü... Anılar artık bir bölümü için yazlıklarda, bir bölümü mezarlık
buluşmaları ile devam ediyor...
Nasuh Mitap anmasını bu sene (2024) CHP gibi düzen içi bir
partide siyaset yapana kadar geriledi... Devrimci ruhu ortadan kaldırıp, anti
Erdoğan siyaseti ile soslanmış düzen için düzen ile birlikte hareket eden,
düzen karşıtı olanları ehlileştirme hareketi konumuna doğru evirildi.
Bugün yenilgi öncesi Devrimci Yol hareketi yoktur, tarihi
misyonunu çoktan kaybetmiş, yenilmiştir. (lider kadrosunun bir bölümü yaşamış
olması, hareketin varlığı anlamına gelmez, temsiliye anlamına gelir) yenilenler
yeniden ayağa kalkamamış, kalkma girişimleri ise küçük ayak oyunları ile
düştüğü noktaya geri çekilmiş ve sürekli "yeniden" denilerek yeni bir
şey ortaya çıkamamış, kişiler üzerinden siyaset konuşulur olmuş...
Devrimci Yol hareketi kişiler üzerine değil, sorunların
çözümü üzerine kendisini var etti...
Kişiler ve onların kibirleri üzerine kurulmaya
çalışıldığında sorunları tanımlamak sorunu çözmek anlamına gelmediğini bugün
yaşanan ortamdan anlamış olmamız gerek...
Nasuh abi gideli 10 yıl olmuş, zaman ne kadar çok hızlı
geçiyor...
On yıl önce kimler ile birlikteydik, kaçı aramızda hala
nefes almaya devam ediyor, kimilerini rahmet ile anıyoruz? Kimileri de ne
geçmişi, ne bugünü ne de nefes aldığını biliyor, birçok arkadaş da kanser
tedavisinde, yarına umutla sarılmaya çalışıyor, bir bölümü yayınladığı kitabı
pazarlama derdinde, oluşmuş olan etnik pazarın en dar alanında ticari kaygılar
içinde... Okuyucunun duyması gerektiğini önceden bilen editörlerin kontrolünden
geçmiş kitaplar piyasada okuyucu beklemekte, ayıp olmasın diye alınıp ama hiç
okunmayan kitaplar kütüphanede yerini almış durumda… Anılar piyasaya bir
düşünce, piyasa kuralları anıları da yeniden yaratır…
On yıl çok hızlı geçti, on yılda ileri adım atılacağına daha
da muhafazakar oldu, daha da küçüldü...
Nasuh abi bugün aramızda değil, anılarının bir bölümünü
taşıyanlar aramızda ve bir süre sonra onlarda yaşam döngüsü içinde gidecek...
Geriye ne kalmış olacak?
Her yıl yapılan anma toplantıları da bir anlamda havaya
yazılmış olarak kalacak ve İttihat ve Terakki Partisinin ruhunu çağırma
seanslarına dönecek diye korkar oldum...
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.