Avrupa her şeyi görür ama göz yumar!
Avrupa’da yapılan tüm IŞİD saldırganları hakkında Avrupa
polisinin elinde kayıt olduğu ortaya çıkmış olması benim kafamda acaba bilerek
ve isteyerek kendi ülkelerinde IŞİD 'ciler eylem yapmasına mı izin verildi
sorusunu oluşturdu. Çünkü IŞİD eylem yaptıkça sağ ve faşist gruplar güçleniyor,
o da yıkılmış liberal ekonomi ve ulus devletinin artıklarının biraz daha zaman
kazanmasına sebep oluyor. Avrupa işçi devletlerini kurmadığı sürece bu baskı ve
katliamlar ile yaşayacak diye düşünüyorum ama ortada işçi devletini kuracak
olası bir siyasi güç ne yazık ki yok... Ama yok olması var olmayacağı anlamına
gelmiyor...
Almanya ikinci dünya savaşından yenik çıkmıştır. Amerika
yeni bir devlet kurarken Naziler ile hesaplaşma yerine Nazileri kullanmayı
seçti. Yani Nazi rejimi ile yüzleşmek yerine üstünü Nürnberg mahkemesi ile
örttü. Sadece 27 kişi cezalandırıldı... Peki, Almanya nasıl oldu da sanayi
devleti yapısını korudu diyenlere bilgi vermiş oldum, Naziler eğer
cezalandırılmış ve hesap sorulmuş olsaydı Almanya sanayisi olmayacaktı... Bugün
dahi Almanya’da Nazi hayranlığının temelinde işte bu yüzleşmenin olmamasında
yatar...
Bizler öğretilmiş hedefler için mücadele ediyoruz...
Peki, son darbeden sonra Türkiye darbeciler ile yüzleşti mi?
Ne yazık ki hayır üstleri kapatılıyor, elbette bir kaç kişi ceza alacak ve af
edilecektir... Bu arada masum çok insanın canı yanacak, bugün bile cezaevinde
kritik aşamada olan iki güzel insan hala aç ve greve devam ediyor...
Emek sermaye ile uzlaşmaz derler ya yalandır, her sözleşme
döneminde emek sermaye için uzlaşmaya gider ve adına da çalışma dünyası barışı
ve huzuru için derler... Sermaye emek ile uzlaşır mı, sanmam çünkü her fırsatta
verdiğini alır ve köle düzenine dönmek ister. Sermayenin en büyük gücü devlet
organını elinde bulundurmasıdır... Devlet sermaye adına emeği baskı altına alıp
nefes alamaz konuma getirmektir...
Marks’ın ulus kavramını yorumlayanlar bugün faşist ya da
faşist patiye hizmet eden bir çalışan konuma düşmüştür... Aslında Marks’ın ulus
kavramı o dönemde başka kelime bulunamadığı için onu anlaşılır olmak için
kullanmıştır... Bugün anladığınız bir ırkın birliği değildir... Sınıf
birliğinden bahseder ve işçi devletlerini tanımlarken kullandığı bir kelimedir.
İşte bu kelime yüzünden içimizden bol bol faşist çıkmıştır...
Devrimcilik halka birlikte halka omuz omuza kavgadan
geçerdi, halk adına hareket etmek değildir... Devrimciliği soyutladılar ve halk
adına hareket eden militan bir anlayışın içine sıkıştırdılar...
Hepimiz tehlikedeyiz, tehlike biziz, çünkü sessizce
izliyoruz... Sessizce tüketiyoruz günleri, birilerin yaşamına rağmen…
Çevreyi kirleten plastikleri biz üretmiyoruz, tüketiyoruz. Sonra
diyorlar ki tüketilirken dikkatli olun, şuraya atın, burada toplayın... Doğayı
gerçekten seviyorsanız neden üretiyorsunuz ve bize satıyorsunuz ki, plastik
ürünler yerine rahatlıkla başka ürünler üretilir ve satılabilinir, üstelik doğa
dostu olanlardan... çevreyi kirleten ürün üret, sat, çevreyi kirlet, sonra doğa
dostu projeler yaptır, sonra o projelerden elde ettiği bilgiler ile doğadan
toplanan artık üretim alanı aç, geri dönüşüm ünitesi kur ve sürekli dönen bir
kaos üret, bu kaos sanayicinin cebine para, yaşanan hasta olarak dönsün,
hastalanan kişi, plastik üreticisinden ilacını alsın, tomografi aletinden
röntgen çektirsin... Sağlık sanayisi için araç üretenler büyük hastaneler
kurdursun, aletlerini oraya satsın, satın alan hastaneler satın aldıklarının
ücretini çıkarmak için hasta yerine müşteri toplasın hastanelerine… Kısaca üreten
sanayici her şekilde ölüden bile para kazanmayı hedefler ve adına verimlilik
der...
Halifeliğin ilan edildiği şehir artık Irak devlet güçlerinin
elinde. IŞID orada yeraltına indi, anılarda halkın içinde yaşayacak ve her
olumsuz koşul altında yeniden başka isimler altından yeniden filizlenecek,
çünkü yaşanmış bir deneyim var. O işe para yatıran proje sahipleri başka
kahramanlar yaratacak ve yeniden bir cinayet şebekesi ortaya çıkaracak, çünkü o
işten kısa yoldan ekonomilerin nasıl düzeltileceğini, sağ politikaların nasıl
iktidarda kaldığını batı dünyası (projeye para yatıranlar) öğrendi…
Avrupa bütün projelerini “verimlilik” esasına göre önceden
planlar ve uygular… Kendi içlerinde yaşadıkları çelişkilere rağmen kapitalist
sistem her ölüden para kazanmayı ve düzenini devam ettirmek için toplumu küçük
parçalara ayıran projeler yapmaya devam edecek…
Toplumlar kendi geçmişleri yüzleşmeleri bu “verimlilik”
esasına göre imkansız hale getirildi, yüzleşme olmadığı sürece her ülkede
geçmişin kanlı süreci başka özneler ile yeniden hayat bulması tesadüf
değildir…
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.