Sylvia
Bale, belli figürlere, adım atışlara dayalı dans ve müzikli
gösteri türüdür diye tanımlamışlar. Bale hiç izlemeyenlerin bu satırdan ne
anlar bilemiyorum ama sözün hiç kullanılmadığı, söz yerine adımlar ve vücut
dilinin muhteşem birlikteliğine müzik şahitlik ediyor ve aynı zamanda
yönlendiriyor ya da tersi söz konusu da olabilir. Bütün bunların bileşeni ile
oluşurken, sahne ve sahne içinde dekor, kostüm ve ışığında bu muhteşem şölene
katkıları ile seyirci ile buluşan bir sanat dalının klasik bir eserine şahitlik
ettim.
Klasik bir konu, birden ilk bakışta aşık olanlar, ayrılık ve
sonra birleşme. Bu basit ve binlerce yıldır işlenen bir konunun bale ile
yeniden anlatılması ve öykü süzgecinin yeniden ele alınıp işlenmesi ile oluşmuş
Sylvia.
Yunan efsanesinin güzel perisi Sylvia ile Aminta'nın aşkının
anlatıldığı ve 3 perdeden oluşan temsil henüz ilk perdesinde, daha perde açılır
açılmaz dekor sizi büyülüyor ve büyülü bir masalın içine davet ediyor.
Birinci perde - Kutsal Orman
Sahne muhteşem derinlik hissi veren bir orman içinde
geçmektedir. Orman içinde ağaçlar birbiri ile kucaklaşmış, her yaprağın altında
sanki bir göz olacakları izlemek ister gibidir. Orman içine yansıyan ışık,
derinliği daha da güçlendirmiş ve Eros bir köşeden hareketsiz olarak izlemektedir.
Ta ki kendisine verilecek göreve kadar sessiz, hareketsiz olarak tanrı sabır
ile orada her şeyi görmekte ve hissetmektedir.
Bale, tapınma amaçlı yapılan orman dansı ile başlar. Aminta,
tökezleyerek düşer ve ayini bozar. Aminta'nın tutku ile sevdiği Sylvia o sırada
aşk tanrısını aldatmak için avcıları ile beraber gelir. Aminta kendini
gizlemeye çalışır fakat Sylvia izi fark eder ve okunu Eros’a yöneltir. Aminta
tanrıyı korurken kendi yaralanır. O sırada Eros’da Sylvia’yı vurur (Eros'un,
aşkı, baştan beri korumayı temsil ettiğini hissediyorsunuz, tek bir ok atma
hareketinin bile nasıl bir asaletle yapılabileceğini o anda gözlemliyorsunuz.) ve
yaralanır ama bu yaralanma onu etkisiz hale getirmek için yeterli olmuştur.
Avcı Orion'un da Aminta'nın baygınlığını kutlarken o sırada Sylvia’yı
seyrettiği ortaya çıkar. Sylvia ona doğru dönerken o yine kendini gizler. Bu
sıra da Sylvia Aminta'ya karşı yakınlaşmıştır. Avcı kadın kurbanı için
hayıflanırken Orion tarafından sürüklenerek kaçırılır. Köylüler Aaminta’nın
bedeni çevresinde matem tutarlarken gizlenmiş olan Eros, çobanı canlandırana
kadar kendi gerçek kimliğini saklamaz ve Aminta’yı Orion’un yaptıkları
konusunda bilgilendirir.
İkinci perde - Orion'un Ada Mağarası
Bir mağara içindeler. Mağara ormanda olduğu gibi içinde
derinliği olan, tavanı yüksek ve sadedir. Mağara duvarları içinde koyutluklarda
ateş vardır, o ateşler mağaranın içini aydınlattığı hissini vermektedir.
Orion’un Adasında gizlediği esiri Sylvia’yı boşu boşuna
şarap ve mücevherlerle ikna etmeye çalışır. Burada bir parantez açarak beni
etkileyen bir anıda paylaşmak istiyorum, çünkü doğu müziği eşliğinde elinde
küçük zillerle dans ettiği öyle bir sahne var ki, büyülendim. Sylvia şimdi Aminta'nın yasını
tutmaktadır. Göğsünden çıkarılan oku hasretle bağrına basar. Orion oku ondan
çaldığında Sylvia Onu esir eden adamı kendinden geçene kadar sarhoş eder. Bu
arada okunu ele geçirir ve onun yardımı ile Eros'dan yardım ister. Sylvia'nın
çabaları boşa değildir. Eros hemen gelir ve Aminta'nın onu bekleyen
görüntüsünün hayalini gösterir. İkisi beraber Sylvia'nın aşkının onu beklediği
Diana Tapınağı'na (Artemis) doğru hareket ederler.
Üçüncü perde - Deniz Kenarındaki Diana Tapınağı
Artemis tapınağı muhteşemdir, sütunlar ve tapınma merkezi
sahnenin ortasındadır. Fors özel bir ışık ile aydınlatılmış, meşaleler
sütunların başında ortamı gerek gördüğünde aydınlatmaktadır.
Aminta Diana Tapınağı'na biraz sonra Eros la beraber gelecek
olan Bacchanal'ı (Şarap Tanrısı) bulmak için gitmiştir. Kavuşmanın verdiği
birkaç sevinçli dakikadan sonra Sylvia'yı arayan Orion çıka gelir. O ve Aminta
kavga ederler. Sylvia Diana'nın mihrabının arkasına saklanır, Orion onu takip
etmeye çalışır. Savaş Tanrısı bu hareketle çileden çıkar Orion'u cezalandırır,
Aminta ve Sylvia'nın birlikteliğini de ret eder. Şefkatli Eros Diana'ya bir
hayal gösterir. Kendiside bir çoban olan Tanrıça'nın geç aşkı Endymion'u ona
hatırlatır. Diana'nın kalbinde bir değişim olur ve kararını geri alır. Aminta
ve Sylvia Tanrıların iyi niyeti altında bir araya gelirler. Eros’un etkilediği
çift sonuçta her zorluğu yenecek, aşk yine galip gelecektir.
Sylvia balesi dekoruyla, kostümleriyle, müzikleriyle, koreografisiyle bu sezonda izlediğim en iyi temsillerden biriydi.
Sylvia balesi dekoruyla, kostümleriyle, müzikleriyle, koreografisiyle bu sezonda izlediğim en iyi temsillerden biriydi.
Koreografının, eğitmenlerinin, dansçılarının, emeği geçen
herkesin ellerine, bedenlerine, sahneye ışıkları yansıyan ruhlarına, tükenmeyen
enerjilerine sağlık... Alkışınız ve seyirciniz bol olsun!
Sylvia rolünde, Deniz
Kılınç/ Melike Manav, Aminta rolünde Olcay Tunçeli / Melih Mertel, Diana
rolünde, Ebru Cansız/ Ebru Mıhçıoğlu
Eros rolünde, Melih Mertel/ Deniz Özaydın ve Orion rolünde Erhan Güzel/
M. Nuri Arkan/Ömer Erenler gibi solist dansçılar başta olmak üzere, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin tüm
solist dansçılarının da dönüşümlü olarak dans edecekler diye belirtilmiş bana
gelen bültende. Bütün sanatçılar alkışı hak ediyor ve gidin, alkışınızı
esirgemeyin…
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.