J.S. Bach notalar
ile canlandı.
Müzik tarihinin önemli bir kırılma noktasında yer alır, o müziğe
matematiği, kuralları ve birbirini takip eden dizinleri getirerek müzik
(klasik) bir anlamda onun ile yeniden doğdu, bugüne kadar müzik ile
ilgilenenlerin temel başlangıcı kabul edildi. O notları ile hayatı betimledi,
yeniden notlar ile yarattı ve dinleyicisine bu evrensel dil ile seslendi.
Notalar, onun kendisini ifade edebildiği, gelecek kuşaklara bir sözünü
aktarabileceği araç olmuştur.
Bu kadar güzel cümleleri Orçun Orçunsel konser öncesi heyecanını
yenmek adına yaptığı konuşmada öğreniyoruz. Her konser ayrı bir heyecandır,
çünkü yorumcu kendi yorumu ile izleyiciye binlerde yıl önce söylenen sözü
aktartacaktır. Elbette her aktarılan söz her ne kadar o yıllara ait gibi
gözükse de günümüzde de bir şeyler ifade edebilmek için günümüze ait imgelerden
de söz etmesi kaçınılmazdır. O dönemde sanatçıyı etkileyen ve bize yabancı olan
halk kültürünün bir benzeri günümüzde de insanları etkilemektedir. Değişmiştir
ama uyandırdığı duygusal dokunuşlar aynıdır. Aynı şekilde hüzünlenir, aynı
şekilde seviniriz, sadece uyarıcılar da değişim olmuştur.
Bach bir Protestan eğitiminden geçmiş, ailesinde müzisyendir.
Büyük bir orkestrayı kuracak ve yedekte de müzisyenlerin olacağı kadar
geniştir. Yaşadığı dönemlerde müzisyenler kendilerini saraylarda, şatolarda o
dönemin zenginlerine bir şeyler çalarken ve bestelerken bulur. Halk ile
kilisede buluşur, kilise orgu ile halka notlar ile seslenirdi. O dönemlerde
müzisyenler geçimlerini parası olana isteği şeklinde notlar armağan etmek ve
onlara hayat vermek ile sağlarlardı. Bu müziğin seyrini, notların hangi
konuları işaret edeceğini de belirliyordu, aksi halde aç kalması ve sokaklarda
dolanması içten bile değildi.
Bach, Protestan mezhebine göre çocuklarını eğitmek istemesinden
dolayı yaşam çizgisini genelde o mezhebin ve zenginlerinin olduğu alanlar
içinde geçirmiştir. Bu ona çok geniş bir özgürlük alanı sağlamadığı gibi
ekonomik olarak da pek girdi sağlamıyordu. Kısaca günümüz değimi ile etnik bir
alanda, daraltılmış piyasa koşullarında eserlerine hayat vermişti.
Bach yaşadığı zaman içinde o döneme göre bir çok insana göre
iyi, kendi yaşam standardına göre aşağılarda yaşamıştır. Büyük bir bestecidir
ve büyüklüğünü parayı verenler düşürüp para kırmaya dahi gitmiştir. O yüzden
Bach ömrü içinde bir çok yer gezmiş, bir çok alanda konserler vermiştir. O
yaşadığı süre içinde notlarının tersinde eziyeti, aşağılanmayı yaşamış,
korkmuş, çekinmiştir. Çocuklarının geleceğini düşünmüş, onlara daha güzel
ortamlar hazırlamak istemiş, bugün diğer anneler ve babalar gibi. İki defa
evlenmiş, her evliliğinden çocukları olmuş. Büyük kızının evlenmemesini bile
kendisine dert edinmiş babadır.
Bach, gözleri görmeyi bırakıp, damadının ellerine ve duygusuna
güvenerek ömrünün son demini yaşamıştır. Son nefesini ise felç geçirip, artık
yatağa bağlandığı an vermiştir. O bir baba, bir besteci, müziğin serüvenine
kurallar getiren ve bugün dahi müzik eğitiminin temellerini oluşturan biri
olarak son nefesini o felç sonrası vermiş olmasına rağmen, notaları ile
günümüze seslenmeye devam ediyor. Bir anlamda Bach yaşarken bulamadığı o büyük
onuru insanlık tarihinin içinde notları ile bulmuştur.
Gelelim konserimize; Orçun Orçunsel kısa açıklama yaptıktan
sonra Variations Goldberg 32 ayrı parçasına hayat vermeye başladı. Fakat
öncelikle bu çalışmayı piyanoya uyarladığını ve bu uyarlamanın o kadar kolay
bir şey olmadığını da özelikle altını çizdi. Bir buçuk saat hiç ara vermeden
çaldı. Zaman zaman hareketli, zaman zaman betimlemeler içinde izleyiciyi ayakta
tutan bir konser oldu. Orçunsel bu çalışmanın bir zengin birin uyumasına yardım
amaçlı bestelendiğine dair bir söylenceyi paylaşmış olsa da bu konser ile bir
kere daha hissettim ki, bu piyano sesi ile uyuyacak kadar bilgi birikimim yok!
Çünkü uyumak için bestelenen bir çalışmada uyumadan konseri uyanık ve sonuna
kadar seyrettim/ dinledim… Orçunsel’in parmaklarını piyano tuşları üzerinde
hareketini, zaman zaman kuş gölgesi yapar gibi üst üste getirişini izledim.
Elleri uçuyor, tuşlara dokunuyordu. Ayağı ile elleri uyumlu, gözü ile hem
tuşları hem de notları izlemesine baktım.
Bach bir
konserde yeniden hayat bulurken Yaşar Kemal aynı gün içinde son nefesini
vermişti. Yaşar Kemal kelimeleri ile geleceğe mesajlar bırakmış büyük bir
yazardır. Yazdığı her kitabı okumuş, mahkeme tutanaklarına girmiş savunmalarını
dikkatlice incelemiş olmak bile bende; iyi ki onun ile aynı çağda, aynı ülkede
ve aynı gelecek umudu içinde hayata baktım, geleceğe dair umutlarımızı hep
büyüttüğümüz için şanslı olduğumu düşündüm ve Yaşar Kemal ile çoğaldığımız için
o büyük ustaya teşekkür ediyorum. Büyük ustam hep yüreğimde yarattığın dünyan
kadar yerin olacaktır demek istedim.
“Yaşam umutsuzluktan umut üretmektir. İnsan umutsuzluktan umut
üreterek bugüne kadar gelmiştir” Yaşar Kemal
Umudu hep üreterek, çoğaltarak hayata ve geleceğe bakıyorum…
Bach bir noktadır müzik için, yazın ve romanımız için Yaşar
Kemal’de odur.
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.