Galata Gazete


1 Mart 2015 Pazar

J.S. Bach notalar ile canlandı.

J.S. Bach notalar ile canlandı. 

Müzik tarihinin önemli bir kırılma noktasında yer alır, o müziğe matematiği, kuralları ve birbirini takip eden dizinleri getirerek müzik (klasik) bir anlamda onun ile yeniden doğdu, bugüne kadar müzik ile ilgilenenlerin temel başlangıcı kabul edildi. O notları ile hayatı betimledi, yeniden notlar ile yarattı ve dinleyicisine bu evrensel dil ile seslendi. Notalar, onun kendisini ifade edebildiği, gelecek kuşaklara bir sözünü aktarabileceği araç olmuştur.
Bu kadar güzel cümleleri Orçun Orçunsel konser öncesi heyecanını yenmek adına yaptığı konuşmada öğreniyoruz. Her konser ayrı bir heyecandır, çünkü yorumcu kendi yorumu ile izleyiciye binlerde yıl önce söylenen sözü aktartacaktır. Elbette her aktarılan söz her ne kadar o yıllara ait gibi gözükse de günümüzde de bir şeyler ifade edebilmek için günümüze ait imgelerden de söz etmesi kaçınılmazdır. O dönemde sanatçıyı etkileyen ve bize yabancı olan halk kültürünün bir benzeri günümüzde de insanları etkilemektedir. Değişmiştir ama uyandırdığı duygusal dokunuşlar aynıdır. Aynı şekilde hüzünlenir, aynı şekilde seviniriz, sadece uyarıcılar da değişim olmuştur.
Bach bir Protestan eğitiminden geçmiş, ailesinde müzisyendir. Büyük bir orkestrayı kuracak ve yedekte de müzisyenlerin olacağı kadar geniştir. Yaşadığı dönemlerde müzisyenler kendilerini saraylarda, şatolarda o dönemin zenginlerine bir şeyler çalarken ve bestelerken bulur. Halk ile kilisede buluşur, kilise orgu ile halka notlar ile seslenirdi. O dönemlerde müzisyenler geçimlerini parası olana isteği şeklinde notlar armağan etmek ve onlara hayat vermek ile sağlarlardı. Bu müziğin seyrini, notların hangi konuları işaret edeceğini de belirliyordu, aksi halde aç kalması ve sokaklarda dolanması içten bile değildi.
Bach, Protestan mezhebine göre çocuklarını eğitmek istemesinden dolayı yaşam çizgisini genelde o mezhebin ve zenginlerinin olduğu alanlar içinde geçirmiştir. Bu ona çok geniş bir özgürlük alanı sağlamadığı gibi ekonomik olarak da pek girdi sağlamıyordu. Kısaca günümüz değimi ile etnik bir alanda, daraltılmış piyasa koşullarında eserlerine hayat vermişti.  
Bach yaşadığı zaman içinde o döneme göre bir çok insana göre iyi, kendi yaşam standardına göre aşağılarda yaşamıştır. Büyük bir bestecidir ve büyüklüğünü parayı verenler düşürüp para kırmaya dahi gitmiştir. O yüzden Bach ömrü içinde bir çok yer gezmiş, bir çok alanda konserler vermiştir. O yaşadığı süre içinde notlarının tersinde eziyeti, aşağılanmayı yaşamış, korkmuş, çekinmiştir. Çocuklarının geleceğini düşünmüş, onlara daha güzel ortamlar hazırlamak istemiş, bugün diğer anneler ve babalar gibi. İki defa evlenmiş, her evliliğinden çocukları olmuş. Büyük kızının evlenmemesini bile kendisine dert edinmiş babadır.
Bach, gözleri görmeyi bırakıp, damadının ellerine ve duygusuna güvenerek ömrünün son demini yaşamıştır. Son nefesini ise felç geçirip, artık yatağa bağlandığı an vermiştir. O bir baba, bir besteci, müziğin serüvenine kurallar getiren ve bugün dahi müzik eğitiminin temellerini oluşturan biri olarak son nefesini o felç sonrası vermiş olmasına rağmen, notaları ile günümüze seslenmeye devam ediyor. Bir anlamda Bach yaşarken bulamadığı o büyük onuru insanlık tarihinin içinde notları ile bulmuştur.
Gelelim konserimize; Orçun Orçunsel kısa açıklama yaptıktan sonra Variations Goldberg 32 ayrı parçasına hayat vermeye başladı. Fakat öncelikle bu çalışmayı piyanoya uyarladığını ve bu uyarlamanın o kadar kolay bir şey olmadığını da özelikle altını çizdi. Bir buçuk saat hiç ara vermeden çaldı. Zaman zaman hareketli, zaman zaman betimlemeler içinde izleyiciyi ayakta tutan bir konser oldu. Orçunsel bu çalışmanın bir zengin birin uyumasına yardım amaçlı bestelendiğine dair bir söylenceyi paylaşmış olsa da bu konser ile bir kere daha hissettim ki, bu piyano sesi ile uyuyacak kadar bilgi birikimim yok! Çünkü uyumak için bestelenen bir çalışmada uyumadan konseri uyanık ve sonuna kadar seyrettim/ dinledim… Orçunsel’in parmaklarını piyano tuşları üzerinde hareketini, zaman zaman kuş gölgesi yapar gibi üst üste getirişini izledim. Elleri uçuyor, tuşlara dokunuyordu. Ayağı ile elleri uyumlu, gözü ile hem tuşları hem de notları izlemesine baktım.
Bach bir konserde yeniden hayat bulurken Yaşar Kemal aynı gün içinde son nefesini vermişti. Yaşar Kemal kelimeleri ile geleceğe mesajlar bırakmış büyük bir yazardır. Yazdığı her kitabı okumuş, mahkeme tutanaklarına girmiş savunmalarını dikkatlice incelemiş olmak bile bende; iyi ki onun ile aynı çağda, aynı ülkede ve aynı gelecek umudu içinde hayata baktım, geleceğe dair umutlarımızı hep büyüttüğümüz için şanslı olduğumu düşündüm ve Yaşar Kemal ile çoğaldığımız için o büyük ustaya teşekkür ediyorum. Büyük ustam hep yüreğimde yarattığın dünyan kadar yerin olacaktır demek istedim.
“Yaşam umutsuzluktan umut üretmektir. İnsan umutsuzluktan umut üreterek bugüne kadar gelmiştir” Yaşar Kemal
Umudu hep üreterek, çoğaltarak hayata ve geleceğe bakıyorum…
Bach bir noktadır müzik için, yazın ve romanımız için Yaşar Kemal’de odur.
İsmail Cem Özkan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.