Galata Gazete


7 Eylül 2015 Pazartesi

Artık havalar kararmasın!

Artık havalar kararmasın!

Havaların kararmasını istemiyorum, ne zaman hava kararsa bir yerde kan toprak ile buluşuyor...
Hava kararıyor, önce silah sesleri sessizliği bozuyor, arkasından bir bomba…
Uzaktan bir yerde bir çocuk son nefesini veriyor.
Tekbir sesleri ile zafer çığlıkları atan özel harekatçılar.
Bayrak edebiyatı, bayrak altında bir tabuta sarılmış bayrak.
Bayrak için ölenler, öldürenler. bayrak dediğinizde bir bez parçasının üzerine yapılmış baskı renk... Onun ile verilen hakimiyet imajları. Ben buraya hakimim diyerek dikilen bayraklar ama bir cenaze evine bayrak dikilmez asılır. Orada çığlık gökyüzü ile buluşur. Gün ağarmıştır ama kimse günün ağrıdığının farkında olmaz.
Kana kan intikam sloganları.
İçerik aynı dilleri farklı...
Sonra yine karanlık, yine silah sesleri, ölümler...
Yılanlar bile artık çıkamaz olur saklandığı yerden, ne engerek vardır ne de akrep. Onlara da artık gerek yoktur, doğa çürüteceği eti bulmuştur...
Kan ile sulanan yerde ne ot biter, ne yaşam...
Her karışını kan ile suladığımız bu vatan bizim!
İçerik aynı diller farklı...
Bir arada yaşayamayanlar bir biriniz boğazlarken, onların kullandığı kurşun üreten fabrikanın sahibi kasasına giren dolarları saymakla meşguldür...
Havalar karardı mı, birilerin iktidar koltuğu için insanları nasıl öldürülebileceği toplantısının hayatta uygulamasına şahit eder olduk. Rejimi seçim ile değiştireceğim, ben hep lider kalacağım diyerek ortalığa emir yağdıranların kamuoyunu etkilemek için ölümü bir seçim çalışması olarak kullandığına şahitlik eder olduk.
Hava karardı mı savaşın olmadığı yerlerde hangi bara gidip kafa dağıtayım diyenlerin şen şakrak seslerini duyar olduk…
Bazı bölgeler için hava karadı mı kurşun sesi, ölüm demek…
Bazı bölgeler ise yalan haber yazıyorsunuz diyerek medya basmak olağan ve tekbir sesleri eşliğinde savaş olan yerde tekbir getiren özel harekatçılar ile dayanışma içinde olduklarını haykıranlar.
Savaşın bölgesi olmaz, sınırı yoktur.
Mültecileri küçümseyenler bakmışsın bir günde mülteci oluvermiş. Savaşın kimin kapısını ne zaman çalacağı belli değildir.
Birileri hafta sonu hangi adada ne yapacağını tasarlarken, karanlığın altında yaşamak zorunda olanlar hayatta kaldık diye şükür duası ediyorlar...
Havaların kararmasını istemiyorum...
Ne zaman hava kararsa bu günlerde ölüm haberi geliyor...


İsmail Cem Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.