Galata Gazete


10 Kasım 2022 Perşembe

Pırt!

Pırt!

 

Zurnanın “pırt” dediği noktadır ulusal bayramlar ve günler...

Normal zamanlarda belirli düşünce yöntemi ile olaylara bakanların, ulusal/dini günlerde öğretilmiş, eğitilmiş düşüncenin vermiş olduğu refleks ile duygusal olarak algılanan bir davranış içine girmeleridir “ritim bozukluğu” adını verdiğim günler… Olması gereken değil de öğretilmiş/ eğitilmiş olanın açıkça ifade edilmesidir. Ritmin bozulması; resmi tarihin yaratmış olduğu kurucu olanlara karşı farklı düşünenlerin hayranlığını ilan ettiği gündür.

 

Bugün yaşanan sorunlardan, yaşanmışlıklardan sanki rejimin kuruluş sürecinde her şey yolunda gitmiş, hiç katliam olmamış, hiç İstiklal Mahkemesi kurulamamış, sosyalist ve komünistlerin başından geçen o işkencelerden/katliamlardan hiç sorumlu olmamış bir kurucuların anması ya da yüceltilmesi günü olması belirli “ritim” ile giden zurna sesinin “pırt” diyerek bozulduğu andır... Çünkü “pırt” sesi çıkar, sonuçta katiline hayranlık duyan hani şu meşhur sendromun gün yüzüne çakmasının başka şey değildir.

Ritim bozukluğu, ancak öğretilmiş güdünün bir dürtü ile ortaya çıkmasından başka şey değildir. Size tokat atan, boğazlayan eli öpme, hatta yalama günleri resmi tarih içinde vardır, gidip o günlerde istenileni yaparsınız…


Kendisini muhalif görüp, hatta “yeni bir dünya” kuracağını ifade edenler; her zaman öldürülen komünistleri, isyanda yok edilmiş Kürtleri, Alevileri, Ermenileri… anıp sonra özel (ulusal ve dini) günlerde “kurucu liderimiz olmasaydı bugün biz var olmazdık!” denmesidir ritim bozukluğu.

Eğer kurucular olmasaydı, doğru birileri olmazdı.

Kurucular var olduğu için bugün yaşadığımız tarih var. Tarihin kırılışında çok önemli rol oynamışlardır. 1. Meşrutiyetten başlayan süreci doğru bir kanala koyarak tarihin akışında rolünü ortaya koymuştur. Balkanlardan taşınan Osmanlı devletini Anadolu’ya yerleşmesinde İttihat ve Terakki Partisi ve devamcısı olanların çok önemli rolü olmuştur, onlar olmasaydı devlette devamlılık söz konusu olmayabilirdi...

Tarihte olaylara karşı bir duruş ve bakış olması gereklidir.

Nerede durup, nereye baktığınızın tarihi yorumlamanız için önemlidir, çünkü tarihte “tek doğru”, “tek gerçek” gibi bir kavram söz konusu değildir, önemli olan sizin durduğunuz yani hangi sınıfsal çıkardan baktığınızdır. Başka söylem ile ideolojiniz, sizin herhangi bir olay karşısında duruşunuzu/ tepkinizi ortaya koyar...

 

Elbette tarihe burjuva devrimi ve sermayenin çıkarından bakarsanız Fransız Devrimi muhteşemdir, o muhteşem sürecin kırılma noktasını ifade eden Paris komünü size bir kaç maceracının bir kaç aylık serüveni olarak gelir...

Tarih indeksinde yaşanmış olaylara bakarken, elbette bir istikrarsızlık olmasının sebebi; ulus devletinde verilmiş olan eğitimin rolü ortaya çıkar, çünkü eğitilmiş birey kendisine verilmiş olan yaratılmış gerçek dışında diğer gerçeklere karşı önyargılıdır ve kendisini farklı olana kapatmıştır...

 

Devlet, eğitiminden geçen kişileri o kadar iyi güdülenmiştir ki, -eğitimin başarısı o güdülerin sağlanmasından ortaya çıkan davranıştır.- istem dışı olarak ulusal/dini günlerde/ anmalarda birden öğretilen, eğitilen refleksleri devletin yetiştirdiği vatandaşlarının, bireylerinin veriyor olması gereklidir, çünkü artık o bilinç değil, bir güdü olmuştur...

Elbette, kurucular anılacaktır.

 

Elbette, yaşayan devlette o kurucular hak ettiği gibi devlet ve o devleti savunanlar tarafından anılacaktır... Türk cumhuriyeti kendisini İzmir İktisat Kongresinde yolunu belirlemiş ve o yola uygun amaçlar şeklinde Osmanlı devletinden aldığı miras üzerine yeniden örgütlemiştir... Sanayileşen, karma ekonomi olarak kendisini ifade eden, ülke içinde sermaye birikimi sağlayacak Türk ulusuna ait zenginlerin oluşturulması, azınlık olarak görülen ve ulus devleti için çıbanbaşı olarak görülen diğer ya da ötekilerin zenginliklerin azaltılması ya da yağmalanması ile ortaya çıkan sermayenin belirli ailelerin elinde toparlanması sürecidir... Sabancı, Karamehmet ve benzeri aileler tesadüfen ortaya çıkan aileler değildir, cumhuriyetin nimetlerinden yararlanmışlardır...

Koç, Sabancı, Karamehmet gibi aileler o kurucuya olan minnettarlığını ifade etmek zorundadır, o kurucu olmasaydı onlar hiç olmayacaktı... Bugün sermayeyi elinde bulunduran aileler, şirketler elbette kurucu olan karşı minnettarlıklarını çalışanları ile birlikte sunmak zorundadır... Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan aldıkları bütçeler ile kendilerini yeniden örgütleyen tüm cemaatler minnettarlıklarını ifade etmek zorundalar... Bugün kendisini ve varlığını cumhuriyet ile biçimlendirenler minnettarlığını ifade etmek zorundadır, tüm devlet kurumları Osmanlıdan gelen ve halen devam eden kurumlar ve yöneticileri minnettarlığını ifade etmek zorundadır... Bugün siyasi gücü elinde bulunduranlar ve siyasi güç ile kendi ayakları üzerinde duran siyasi partiler ve lider kadrosu minnettarlığını ifade etmek zorundadır... Bunların minnettarlık göstermesi olağandır. Olağan olmayan ise kendisini başka yerde konumlandırmış, sınıf perspektifinden baktığını ifade eden, her sözünü eşitlikten, barıştan bahsedenlerdir. Çünkü, bugünkü kurucuların kurduğu cumhuriyet baştan itibaren ne eşitlik ne de barış üzerine kurulmuştur; onlar için istikrar; boyun eğ, dediğimi yap, sözümü yüksek ses ile tekrarla, benim anladığım dil ile konuş, ihtiyacım olan emek gücünü özveriler içinde bana sun, talep etme, verdiğim haklar ile idare et üzerinedir...

Bugün yaşadığımız devlet düzeninde sermaye ve sermayenin politikasını savunanlar için kurucular çok önemlidir, çünkü onların yaşayacağı, büyüyeceği, eşitsiz şekilde rahatlıkla sömüreceği, işçi haklarının olmadığı, kontrollü sendikalarda örgütlenen işçiler ile üretiminin aksamayacağı bir düzen kuran kuruculara minnettarlığını göstermeleri doğaldır ve olması gerekendir... Diğerleri güdülenmiş şekilde var olan reflekslerini göstermeye devam etmektedir...

 

Ulusal ve dini özel günlerde, ötekiler ve ötekilerin hakları için mücadele edenler için zurna hep bir “ritim” bozukluğuna uğrar ve “pırt” diye ses çıkarır...

 

İsmail Cem Özkan 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.