Galata Gazete


17 Nisan 2023 Pazartesi

Diktatörler kendilerini özgürleştirirken, halkları köleleştirir...

Diktatörler kendilerini özgürleştirirken, halkları köleleştirir...

 

Doğa bile uyanırken heyecan ile uyanır, coşku, neşe kuşların sesine vurur, çiçekler hafiften başlarını kaldırır üzerine çiği bertaraf etmek için...

 

Gelelim siyasi tarafına, seçime bir aydan kısa süre kaldı hala aday tanıtımı yapılıyor ve heyecan yok, olmayan heyecanı seçmene giden zaten baştan kaybetmiştir... Heyecan duymayan, heyecan uyandıramazsa, üzerine düşmüş karanlığı nasıl atacak?

 

Heyecan yoksa, seçmeni ile sıcak iletişim kuramamışsa, kaybeder her zaman muhalefet... İktidar için zaten önemli değildir heyecan, yıllardır aynı istikrarlı bir ilişki kurmuştur, o istikrarın devamı için heyecan duymaya gerek yok...

 

Seçimi ilk turda kimse kazanamayacak ama ikinci tur elbette Erdoğan, daha güçlü, o kazanır eğer muhalefet bu şekilde hareket etmeye devam ederse... Bu konuda iddaa siteleri iddia açsa çok para kazanırlar...

 

Ben heyecana bakıyorum, muhalefet Erdoğan kazansın diye toplumda değişim isteğini yok ediyor...

 

Aday tanıtım toplantılar ile oylanıyor, adayın bu seçimde hiç bir değeri yok, seçilecek mecliste vekil olanların tek görevi vardır parmak kaldırmak, indirmektir... Liderin dışında akıl ve fikir verecek vekile ihtiyaç yok, onun isteğini meşru yapmak için vekil mecliste koltuğunu ısıtacak, eğer vekil oturmazsa o koltuğu ısıtacak elektrikli bir düzenek olacak... Kısaca vekil bu meclisin sadece süsüdür... Bibloları koltuğa oturtun aynı işlevi görecek, meclis başkanı bibloları sayacak, kabul edilmiş ya da ret edilmiş diye kayda alacaktır... O yüzden neden liderler bibloları tanıtmak için uğraşıyor ki?

 

Siyasette heyecan yaratamayan muhalefet kaybeder, bu, bu kadar açıktır...

 

Adolf Hitler iktidara geliş sürecine bakalım, tek başına iktidarı aldığında darbe yapmamıştır, çünkü o darbeyi meclisi yakarak yıllar önce yapmış, gerek gördüğü muhalif liderleri ortadan ya kaldırmış ya da pasifize etmiştir… Klasik söz haline gelmiştir onun stratejisi “Diktatörler kendilerini özgürleştirirken, halkları köleleştirir...” özgür bir lider denetim dışına çıktığında halkların kaderini belirlemiş olur, bol kan, bol acı, soykırım gibi en uca kadar savrulma… Halklar bu savrulma ile birlikte evinde otururken eline kan bulaşır ve soykırıma ortak olur, çünkü soykırım o evde oturanın rahatı, istikrarlı yaşama devam etsin diyedir…

 

Tarih masum birinin nasıl katile dönüştüğünü anlatır, hem de binlerce örnek ile birlikte…

 

Bir ülke neden silaha yatırım yapar?

 

İstikrar için!

 

Peki, o istikrardan ne anlıyoruz?

 

Sıradan bir vatandaşın konforu? O konforu lider sağlamak için başka ülkelerin zenginliğini ya yağmalayacak ya da kendisi zenginlik yaratacak! Peki, bizim gibi geri kalmış ülkelerde zenginlik yaratacak kaynak var mı?

 

Ülkenin yetişmiş beyinleri yurtdışına kaçarken zenginlik yaratılır mı?

 

Elde tek seçenek var; ya yağma ya da yağma!

 

Zenginlik için yağma kültürü bizi nereye sürüklediğini Osmanlı tarihinden bilmiyor muyuz? Üretemeyen devlet borç alır, bir yere kadar borçlanır ve borçlanan devlete alacaklılar “Düyûn-u Umûmiye” diye bir kurum kurar ve parasını alır, sonra o ülkeyi çıkarına uygun yeniden biçimlendirir…

 

Muhalefet seçmenini heyecanlandırmazsa ne yazık ki tarih tekerrür eder diyeceğiz gibi bir his var içimde… Çünkü toplumlara bu hissi oluşturan tarih, o toplumları ve o toplumun muhalefetinin ne kadar aptal olduğunu da haykırır…

 

Bugüne kadar Erdoğan iktidarda kalmışsa muhalefetin Erdoğan iktidar istikrarını korusun diye onun karşısında olmayacak adaylar ve stratejiler ile yer almış olmasındandır…

 

Muhalefetin tercihi Erdoğan’ı kontrol dışı güç ile donatılmasına sebep olmuştur… Bugün yaşadığımız krizlerin temelinde kontrolsüz gücün iktidarın elinde toplanmasıdır…

 

Gelin hep birlikte bu düşüncemi sağlamasını bir ay sonra yapalım, Erdoğan koltuğunda oturacak, Kılıçdaroğlu CHP başkanlığı koltuğunda oturacak... Tüm liderler koltuğunda oturup istikrar devam edecek... Yani seçim heyecan yaratamadan bitmiş olacak...

 

 

İsmail Cem Özkan

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.