İstikrarlı muhalefet!
İktidar
kirletir, o yüzden hep muhalefette kalalım anlayışı uzun yıllardır üzerimize
yapışmış bir duygu. Sürekli muhalefette kalmakta üzerimize ölü toprağın taşınması
anlamına geliyor, çünkü üretemeyen muhalefet durduğu yerde ölmeye mahkumdur…
Son yirmi
yıldır ülkemizde yapılan tüm seçimlerde oluşan duygu hiç değişmiyor; “çaldılar,
biliyoruz çaldıklarını, eğer isterlerse kanıtlarız” diyen muhalefet, ‘yenilgiyi’
kabul edip bir daha ki seçime kadar kaderine ‘razı’ olmuş şekilde bekliyor...
Çalındığını
biliyorsanız hırsızı yakalayın diyeceğim de kimse başkasının hırsızını yakalama
gibi niyeti yok, çünkü kendi hırsızı belki görünür olur korkusunu yaşıyor.
Son seçimde
sandığa giderken “Millet İttifakı” sandık güvenliği, bilgi akışı konusunda her
türlü olasılığı düşündükleri ve önlem aldıklarını ifade ettiler ama görünen o
ki seçim sonrasında yaşananlara bakarak sözleri havada kalmış... Her seçimde
olduğu gibi sandık güvenliği yine iktidara kalmış... Oyları sayan iktidar,
oylanan iktidar, sandığın güvenliği iktidar, sonra muhalefet bu durumda kesin
kazanacağına inanıyor!
İktidar
başarısını taçlandırmak için muhalefet içinde de olta ucuna taktığı yandaşını
ya da para ile kendi lehine çalışacak Truva atının içinde sakladığı taraftarını
koymuştur. Uyuyan hücrelerini seçim süreci içinde canlandırıp, muhalefete
hamlesini kendi lehine yapacak ortam yaratmasını sağlamıştır. Bütün bunlar
bilinmesine rağmen muhalefet partisi içinde iktidarın lehine çalışanlar bir bir
teşhir edilecek mi, yoksa eskiden olduğu gibi "kol kırılır yen içinde
kalır" mı denecek? Sorun yokmuş gibi davranıp Erdoğan koltukta kalsın da
nasıl kalırsa kalsın mı denilecek?
Muhalefet
partisi içinde Truva atı olanlar bu Truva rolünden de para kazanmış, kişisel
hesaplarına ‘offshore’ de eklenmiş olabilir... Şimdi muhalefetin inandırıcı
olması için öncelikle kendi içinde ‘offshore’ hesapları olanları
açıklamaktır...
Halka umut
dağıt, umudu umutsuzluğa döndür, ondan da para kazan süreci bitecek mi?
Ülkemiz bu
seçimde ilk defa ikinci tura kaldı. İlk turda partiler “tereciye tere satıldı,”
tere sevmeyenlere ulaşmadı...
Bu seçimde CHP
daha da küçülmüş, hiç seçmeni olmayan partileri meclise taşımıştır... Solculara
sağcıları, fetöcüleri seçtirmiştir...
Sol ve Alevi
seçmeni tabanı olan partilerde dört eğilimi bir çatı altında buluşturan tüm
siyasi çalışmaların boş olduğu gerçeği ile karşılaştık. Popülizm rüzgarı ile
hareket edenler küçülmüş ve çevresini de küçültmüştür...
Türkiye’de
faşist hareket son seçimde nüfusun %30'unu kucaklamış; devrimci, sol siyaset
nüfusun yüzde birini bile kucaklayamadığı gerçeği ile yüzleştik...
Tarihi bilmeyen
ondan ders çıkarmayanlar sadece kitle partilerin fedaisi olur, onun ötesinde
hiçbir şey ifade etmez...
Bu seçimde de
meclise giren tüm vekillerin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur, sadece onlar el
kaldırıp indireceklerdir, vekil maaşı alıp, vekil emeklisi olmayı
bekleyeceklerdir... Yeni sistemde mecliste bir vekil borsası oluşmayacaktır...
Kısaca meclis iradesi yoktur, cumhurbaşkanı olarak kim seçilirse onun
ihtiyacına cevap verecek kadar el meclis koltuğunda olacaktır...
Bu seçimde AKP
çalışmadı, devlet olanağı ile her seçmenine ulaştı, çoğunluğu mecliste korudu.
Hizbullah ya da Hüda Par'ın devletin bir parçası olduğu gerçeğini bir kere daha
idrak ettik... Bu seçim yeraltı örgütlenmesinin görünür olmasını ve amacının
daha büyük kitlelere ulaşmasına vesile oldu.
AKP’den ayrılan
partilerin tabanının olmadığı, hatta parti teşkilatının da sandıkta oy atmadığı
gerçeğini da bir kenara not edin... Saadet Partisi Yeniden Refah Partisinin
gerisinde nal topladı, Milli Görüş “partisini” ilan etmiş oldu...
MHP, üzerinde
bir cinayet olmasına rağmen tabanının bu cinayeti onayladığını gördük...
Bir ilçede,
kasabada, bir şehirde sürekli olarak sağ kazanıyorsa, orada faşist partiler
hakimse o yerleşim yerinde geçmişte büyük olasılıkla ya Ermeni, Rum, Yahudi ya
da Alevi kıyımı olmuştur... Kısaca "onlar (katliama uğramışların
akrabaları) gelecek elimizden toprağımızı alacak" korkusu o insanları
sağın kucağına itmiştir ve orada bir "çıkar" korkusu yüzünden
kalmıştır... Bir arada durmalarının sebebi ellerindeki toprağı kaybetme
korkusudur, başlangıçta ideolojik bir duruş yoktur ama o korku zamanla
ideolojik bir duruşla bütünleşip kemikleştiği için sürekli benzer partiler o
bölgelerde kazanmaya devam ediyor.
Önümüzde ikinci
tur var, bu turda muhalefet alışkanlığını devam ettirip istikrarını mı koruyacak
yoksa değişim mi diyecek? Seçim sonucuna bakarak bu soruyu yanıtlayacağız.
İsmail Cem
Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.