Galata Gazete


20 Eylül 2024 Cuma

Mübadele üzerine düşünürken…

Mübadele üzerine düşünürken…

Mübadele yapılalı 100 yıl olmuş. Benim dünya görüşüme göre bir insanlık suçudur, ona izin veren, ortam yaratanlar suç işlemiştir... Binlerce yıl bir toprak üzerinde kök salmış, kültür yaratmış, medeniyetini orada oluşturmuş bir halkı alıp başka topraklara taşınmaya zorlamak, orada yeniden hayat vermesini sağlamak bir suçtur...

Balkanlardan Anadolu'ya taşınan Osmanlı Devleti, isim değiştirmiş, yeni ismi ve yeni başkenti ile devlette devamlılık esas kurallarına uygun bir şekilde yeni bir elbise giydirilmiştir... Balkanlardan taşınanların oluşturduğu devlet ulus devlet olacağı mutlaktı, çünkü eskisi gibi çok kültürlü bir imparatorluk yerine daha homojen, siyasi sınırları kültürel sınırları belli olacak, sermaye birikimi yapacağı bir ulus devlet inşa edilecekti. Zaten birinci meşrutiyetten itibaren oluşturulan devlet anlayışı bu yeni devlet ile hayat bulacaktı... İstenilen ve başarılamayan reform bu yeni başkentte balkanlardan gelen siyasi kadroların emeği üzerine oluşturulacaktı...

Homojen devlet anlayışının temeli homojen toplum yaratmaktır...

Homojen toplum ise var olan çeşitliliği ortadan kaldırıp, hakim ulusun üzerine oturtmaktadır...

Siyasi tercihler, oluşturulan atmosfer bunu kısa zamanda ortaya çıkaracaktır, Türk ırkı üzerine Türk ulusu yaratılacaktır... Bu da diğer olanları ötekileştirilmesi anlamına gelirdi... Ötekiler Lozan anlaşmasında kayıta girenler ve girmeyenler şeklinde ortaya çıkacaktı, kayda girenlere “azınlık”, girmeyenlere “Türk olmayan” olarak tanımlanacaktır... Hangi dilde konuştukları belli olmayanlar ve neye inandıkları belli olmayanlar şekilde bir ötekileştirme ortaya kısa sürede çıktı...

Devletin dili, dini, mezhebi bellidir, tartışılmaz şeklindedir...

Devletin ideolojisi tanımlanırken, "tek bayrak, tek dil, tek ulus, tek lider, tek parti, tek gelecek, tek geçmiş..." kısaca tek olarak ifade edilen şekilde olacaktır...

Devlet ideolojisine uymayan ama ulus devletin oluşumu için iki devlette ki iç tehdit oluşturmayacak kadar bir rakama indirilecek nüfus düzenlemesi yapılacaktı... Bu iki coğrafyada yapılacak "tehdit" oluşturmayacak olanları ulus temelli değil, din temelli şekilde homojenleşmeye gidildi... Çünkü yeni ulus devletinde tek din vurgusu önemlidir, biri halifenin ülkesi, diğeri patrikhanenin ülkesi şekilde kendisini ifade etmektedir...

Karşılıklı olarak nüfusun yer değiştirmesi ile tek dinin hakim olduğu yeni bir devletin altyapısı oluşturuldu...

Uluslaşmak için en önemli adımlardan biridir, ülke içinde çatışmayı ortadan kaldırıp, tehdit konumdan çıkarılıp ama aynı zamanda rehin kalacak kadar bir nüfusun karşılıklı topraklarda kalacak şekilde formüle edildi...

Ülke sathında homojen nüfus değişimi yerine, belirli topraklarda nüfusun kalması ile karşılıklı iç işlerde bir denge politikası tercih edilmiştir, bir anlamda iki farklı ülkede kalan din mensupları bir anlamda rehindir...

Herhangi bir sıcak çatışmada hedeftir...

İki ülkenin karşılıklı olarak imza ettiği mübadele işte bu tercih üzerine oturmuştur ve ülkenin en güzel renklerinin, medeniyetin o topraklardan ve bir arada yaşayanların artık özlem ile anacağı notlarda kalan ezgiler olacaktır...

Mübadele ulus devletinin ortaya çıkardığı suçlardan sadece biridir...

İsmail Cem Özkan 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.