Mukaddes Gezmiş hep oğlu ile yaşayacak!
Bir oğul var, içeride.
İdama mahkum edilmiş ama meclis henüz onaylamamış.
Bir umut…
Meclis koridorlarında, özel bürolarda görüşmeler, pek umutlu
sonuç yok ama umut her daim vardır, çözüm olmalıdır. Çünkü verilen karar hukuki
değil siyasidir ve siyasi ihtiyaçlara uygun şekilde mahkemeler karar vermiştir.
İşi kısaca siyasilere havale etmiştir, çözüm yeri meclistir.
Gözleri kan bürümüşler ellerini evet diyerek havaya kaldırıyor.
Meclis onayladı.
Mecliste olmayıp gizli evet diyenler oturuma katılmadı.
Bir avuç insan hayır dedi. Ülkenin onurunu bu bir avuç insan
kurtarmaya çalıştı ama kurtaramadı, çünkü çoğunluk onursuzca evet diyerek el kaldırmıştı.
İdam günü henüz belli değil, sokağa çıkma yasağı sürüyor.
Sabah, ayaz, henüz gün doğdum demeden bir avukatın kapısı çalar,
avukat bilir son yolculuğa şahitlik edecektir.
Karanlık sokakların sessizliğini bir jeep motoru bozar.
Cezaevi kapısı gıcırtıya açılır, bir telaş vardır.
Görevini yapanlar, emir alanlar, görev belleyenler oradadır.
Kapılar açılır, kapanır.
Ses avluda kurulmuş darağacının ağaçlarına vurur.
Üç genç, üç yiğit, yaşlarından büyük olgunlukla sergiledikleri
savunma ve halk sevgisi.
Aile sevgisi, ülke sevgisi bütün sevgiler ağaca asılacaktır.
Bir bildiri boyunlarından aşağıya asılacaktır.
Dışarıda, evde ölüm haberini bekleyenler...
O bekleyenler arasında ananeler, babalar ve kardeşler vardır.
Ölüm kaçınılmazdır ama umut sonsuzdur, bir gün daha nefes alması
demek sevenlerin rahat nefes alması demektir.
Üç delikanlı, üç devrimci hayattayken işkence gördüler, ölüme
giderken son nefesleri de işkence altında olduğunu yıllar sonra öğreniyoruz.
Daha çok işkence çeksinler, acı çeksinler diye ipte sallandırıyorlar.
Kolay ölüm yok diyorlar, o kadar öç alma ve nefret duygusu biriktirmişler
ki, acıyı uzatıyorlar.
Aynı acı evde ailenin her ferdi de yaşıyor.
Son nefes verildiğinde bir göz damlası nefes gibi süzülüyor...
Deniz Gezmiş için ve onun yoldaşları için nefes gözyaşına dönüşüyor...
O dönüştürenlerden biri olan Mukaddes Gezmiş (20 Kasım 2014)
aramızdan ayrılmış...
Oğlu ile buluşacak…
Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun bir neferi, önderi, yoldaşı
Deniz Gezmiş bir 6 Mayıs sabahı aramızdan ayrıldı, ona ilk nefesinde şahitlik eden,
son nefesini kendi nefesine katan annesi 20 Kasım günü oğlu ile buluştu...
Güle güle gözyaşını nefese dönüştüren yiğit devrimcinin anası...
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.