“The Turn of the
Screw” (Kötülüğün Döngüsü)
Henry James'in 13 Ekim 1898 yılında yazdığı roman Operaya 1954
Venedik Biennale tarafından verilen siparişe göre uyarlanmış ve prömiyeri 14
Ekim 1954'de Teatro La Fenice, Venedik'te sahnelenmiştir. Bu operanın ilk
orijinal ses kayıtı da aynı yıl yapılmıştır. Prömiyer de ve ilk ses kayıtları
için orkestra şefliğini eserin bestecisi Benjamin Britten yapmıştır.
19. yüzyılın herhangi bir yılında Londra’da bir parkta kızıl
yaprakların yeryüzünü kapladığı zaman diliminde bir bankta bir kadın
oturmaktadır. Sessizdir park. Sislerin hakim olduğu kasvetli bir sabah saati
gibidir. Bir anlatıcı olayı anlatmaktadır. Parkta bir adam gelmiş ve kadın ile
bir anlaşma yapmaktadır. Kadının mesleğini mürebbiye olduğunu söyler anlatıcı,
çünkü onu tanımaktadır ve onun hikayesini izleyeceğiz sahnede…
Mürebbiye tecrübelidir, işini iyi yapan ve bilendir. Bir
anlaşmaya varırlar. Londra’dan ayrılıp Bly adlı malikaneye gidecektir. Şehrin
dışında varlıklı ailelerin oturduğu bir ortaçağ malikanesidir. Orada yaşayan
annesi ve babasını kaybetmiş iki çocuktan sorumlu olacaktır. İki öksüz çocuk.
İyi eğitim almış oldukları aşikardır. Fakat mürebbiye’den bazı istekleri vardır
anlaşma yapanın. “Çocuklarla ilgili herhangi bir haberi bir mektupla amcalarına
göndermeyecektir; Bly Malikanesi'nin geçmişi ile hiç ilgilenmeyecektir ve
çocukları hiçbir şekilde bırakıp işini terk etmeyecektir.”
Mürebbiye bu şartları kabul ederek yola çıkmıştır.
Endişeleri ile yola çıkmıştır ama malikaneye vardığında kurduğu bütün
endişelerin boş olduğunu karşılamada yaşadığı sıcak anlar ile kafasından atar.
Korku yerini sevince, endişenin yerini güven almıştır.
Kahya kadın Mrs. Grosse çocuklar ile ilgilenen ve görevini
tam yapan biridir, gelen mürebbiye ile ilk temasta sıcak ve dostane bir ilişki
içine girer. İlk görüşme sanki ona uzun yıllardır görüşemediği dostunu
buluşturur gibidir.
Mürebbiye korkularının ve endişelerinin yok olduğunu bu
sıcak karşılama sonunda Mrs. Grosse’a açıklar. Artık işinin başındadır.
“Bazı şeyler asla saklı kalmaz...”
Miles'in gittiği yatılı okuldan bir mektup gelmiştir ve bu
mektupta hiçbir belirtilen neden gösterilmeden Miles'in diğer öğrencilere
tehdit oluşturduğu için onun okuldan atıldığı ifade edilmiştir. Mürebbiye
Miles'in, ve kızkardeşi Flora'nın, masum çocuklar olduklarına ve hiçbir kötülük
yapmalarının mizaçlarına uymadığına inanmıştır ve Mrs. Grosse ile konuştuktan
sonra Miles'in okuldan ihraç edilme mektubunu ciddiye almamaya karar verir.
Her şey yolundadır ama bir gece yarısı pencerenin önünde bir
siluet oluşur ve kaybolur. Korkar, çünkü çalışanların dışında başka bir
siluettir. Farklıdı
r. Kafasında sorular oluşmaya başlar, çünkü geçmişin bir yansıması mıdır, yoksa kafalarda yaratılmış bir geleneğin hayat bulması mıdır? Hayaletler, kötülükler kasveti ortamın oluşturmuş olduğu bir masal mıdır yoksa gerçek midir?
Kısa sürede olay ile yüzleşir ve masallarda olanın gerçek
olduğunu görür. İlk tepkisi yüzleşmektir. Çocukları her şeye rağmen
koruyacaktır. Mücadeleci biridir ve kavgaya hazırdır. Çünkü hayaletler Çocukları
İstismar etmekteler. İki çift ruh: Peter Quint ve Miss Jessel. İki şeytani ruh,
huzura kavuşamamış ve öldükleri yere geri dönen iki huzursuz ruh! İki ruh
çocukların ruhlarına sahip olmak isterler… Bu çatışmada çocuklar ruhlar ve
mürebbiye arasında kalmıştır.
Çocuklar gizlice ve sürekli hayaletler ile irtibata geçmeye
başlarlar. İroniktir ki burada "tecrübeli" olan Miles ve Flora ,
"Masum" olan mürebbiyedir. Oyun ilerledikçe mürebbiye
"tecrübe" kazanmaya başlar ve içinde bulunduğu durumu daha iyi
kavrar. Bunu şu sözlerinden de daha iyi anlayabiliriz
Mürebbiye; “Kendi labirentimde kayboldum
Gerçeği göremiyorum
Sadece kötülüğün üzerime ittiği sisli duvarlarla sarıldım
Kendi labirentimde kayboldum
Gerçeği göremiyorum
Masumiyet beni çökerttin
Hangi yöne dönmeliyim
Kötülük hakkında hiçbir şey bilmiyorum, ama korkuyorum
Onu hissediyorum, daha kötü hayal ediyorum.”
Mürebbiye odasında hayaletlerin malikaneyi ellerine
geçirmelerinden endişe etmeye başlamıştır. Endişelidir ve endişesini dağıtacak
olan şeyde mücadeledir. Çocukları yalnız bırakmayacak ve onlar ile birlikte bu
şeytani ruhlardan kurtulacaktır.
Hayaletlerin her şeyi kontrol alamadıkları inancında olan
Mürebbiye çocukların amcasına o akşam bir mektup yazarak durumu ayrıntıları ile
anlatır. Fakat mektup yerine hiçbir zaman gitmeyecektir. Peter Quint Miles’i
etkisi altına alacak ve mektubu yok etmesini sağlayacaktır. Ruhlar çocuklar
üzerinde ki baskısını artırmıştır. Baskıya karşı direnç ve inançta artmıştır.
Mürebbiye, kahya Mrs. Grosse ile artık birlikte
davranmaktadır. Mektubun alınmasını itiraf etmesi ruhların yok olması anlamına
geldiğini anlarlar.
Yüzleşme kaçınılmazdır…
Miles bu yüzleşmede artık kilit noktadır. Çünkü mektubu alan
ve ruhun verdiği görevi yerine getiren odur. Kasvetli bir sabah günü bu
yüzleşme kaçınılmaz olarak gerçekleşir.
Miles, 'Peter Quint, seni şeytan!' diye çığlık atıp suçunu
itiraf eder. Kendi ismini duyan hayalet ortadan kaybolur ve Miles da
mürebbiyenin kucağında can verir. Ölü çocuğu kucağında tutan mürebbiye yasını
anlatan bir ağıt söyler. Kendi davranışının da doğru bir iş olup olmadığını
kendi kendine soruşturmaya başlar.
"Söylenmesi, çalınması ve dinlenmesi zor,
alışkanlıklarımızı zorlayan" bir
operayı seyrederken sahnenin üç boyutlu olarak derinliğine değişimi, kasvetli
havanın ve yüzleşme sahnelerinin o mükemmel görüntüsü karşısında birden olayın
içinde ve sahnede yaşananlar ile bütünleşmiş halde hissedebilirsiniz, çünkü
görüntü ve müzik sizi ister istemez olayın içine alıp farklı bir yolculuğa
çıkarmaktadır…
Çocuk istismarının birçok yönü bulunmaktadır ama bu
yönlerden bir tanesi ile yaratılan masalımsı dünyanın içinde ki imgeler ile
yapmaktayız. Dekor tasarımı, kostüm ile iç içe geçmiş bir bütünlük olarak
karşımızda dururken, ışığın rolünü hemen fark ediyorsunuz, çünkü dekoru daha da
büyük ve ihtişamlı gösteren ışıktır, ışığa müzik eşlik eder. Çünkü o dünyanın
görkemli şölenine sizi ruhen kanatlandırıp götüren müziktir. Oyuncular bu
bütünün içinde sesleri, mimikleri ve hareketleri ile seyirciyi koltuğundan alıp
farklı bir dünyaya taşımaktadır. Üç duvarlı sahnenin duvarsız olan yerinde yer
alan seyirci o evrenin kopuk parçasını tamamlamaktadır. Evrenin sınırı yoktur,
bir bütündür ve o bütünü her bir parçası olması gereken yerde olması gereken
görevini yapmaktadır. Kusursuz, pürüzsüz ve sadedir. Elbette operada olması
gerekenler hayat bulmaktadır, insanlığın ne kadar muhteşem bir varlık olduğunu
ve birikimini nasıl bir şekilde estetik olarak sunabileceği ve kültürünü
taşıyabileceğine şahitlik etmekteyiz. Sokaklardaki karanlık ve basık havanın
birkaç saatlikte olsa dağılmasına ve geleceğe umut taşımasına bu muhteşem
şölenin de payı vardır. Çünkü karanlığı ancak güzellikler yok edecektir, her ne
kadar trajedi içinde ki dram ile bize umutlu bir son vermemiş olsa da. Miles
son nefesini ruhlardan kurtulduğu an vermiştir ama yaşam devam etmektedir ve o
malikane artık ruhlardan kurtulmuş ve özgürdür…
Kavga kendi çocuğunu ilk önce toprağa düşürmüştür…
İsmail Cem Özkan
“The Turn of the
Screw” (Kötülüğün Döngüsü)
Henry James
Operaya uyarlayan: B.Britten
Orkestra şefli: Can OKAN
Dekor tasarım: Efter TUNÇ
Kostüm tasarım: Ayşegül ALEV
Işık tasarım: Cem YILMAZER
Anlatıcı / Peter Quint rolünü Ahmet BAYKARA,
The Governess (Mürebbiye) rolünü Ayten TELEK,
Miss Jessel rolünü Özgecan GENÇER,
Mrs.Grose rolünü Elif T. TEKIŞIK,
Miles rolünü Ali AYAZ,
Flora rolünü Sevim ZERENAOĞLU canlandırıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.