İkon!
İkonlaştırmak veya ikona
inanmak...
Yaratılan bir gerçekliktir
ikon...
Gerçek olması veya olmasına
da gerek yok, inanmak yeterlidir ikon için...
Bugün ikonlaştırdığımız
mutlaka birileri vardır, çünkü ikonsuz kendimizi tanımlayamaz hale geldik...
Neden ikona ihtiyaç duyduk?
Çünkü tanrısız "olamayacağımıza" karar vermek gibi bir şey, o zaman
tanrı yoksa ikon var! Balkonda çizgili pijamalı bir fotoğraf birisinin ikonu
olur ve ömrü boyunca "pijamalı fotoğrafım çekilir" diye çizgili pijamalı
balkonda oturmadı... Çünkü onun ile yüzleşmektir balkonda çizgili pijamalı
oturmak, o oturan kişi ikonlaştırılmıştır, dokunulmaz kılınmıştır...
Hepimizin bir dokunulmazlığı
var değil mi?
Bazı konular hassastır,
dokunmaaaa...
Kendisini bu iktidar karşısında güçsüz, yenilmiş hissedenlerin de dokunulmaz
konusu vardır, "yetmez ama evet!". Kızdı mı birine mutlaka bir zaman
aralığında bulacaktır kızacağı ve üstüne yapışmış olan yenilgi kokusunun
çaresizliğinin getirmiş olduğu ezikliği...
Yalnızdır ama haklıdır,
yenilmiştir ama yalnızdır.
Haklıdır ama haksız olarak
güç karşısında ezilmiştir.
Ezilmiştir ama tarihten
gelen haklılığı varır, tarih onu yaşanan olaylara bakarak haklı çıkarmıştır.
Üzerine atılan toprağın içinde
ikonların kokusu vardır.
İkonlar bazı insanlara ağır
gelir, taşıması kolay değildir, yüzleşirsen dönek olursun, yalnız kalırsın,
sudan çıkmış balık gibi oksijensiz kalırsın! Kısaca ezilirsin, çaresizsin,
yalnızsın...
Neden iktidar ile yüzleşmek yerine iktidarın oyuna gelmiş ve çıkar için
kendisini satmış/ kandırılmış/ inandırmış insanlar ile yüzleşmeye çalışılıyor?
Çünkü seni ezen bugün onu da ezmiştir, aynı potadasınız yıllardan beri...
Bugün üçüncü büyük parti
olan HDP kurucuları ve bileşenlerin hepsi ya “yetmez ama evet”, “evet”,
“boykot”çulardan oluşuyor... İçlerinde “hayır” diyen yok o meşhur
referandumda... Varsa da kişiseldir, örgütsel değildir... Geçmiş seçimlerin
kaçında HDP'ye oy verdin? Hani “son seçim bu, mutlaka iktidar karşısında olmak
gerek, mazlumlar meclise girmesi gerek” diyerek sandığa gidip verdiğin oylar...
Bugün cezaevinde olan bir
eski parti liderine gücü elinde bulunduran Erdoğan sağlı sollu saldırıyor, o da
elinden geldiğince karşılık veriyor, iktidar gücü ve cezaevinde olan birinin
karşı savunmasında duruşun nerede?
İkonlaştırmak... İkon olmak... İkon...
Acıların, çaresizliklerin,
yenilgilerin, aynı çuval içinde olmanın getirmiş olduğu gerçeklik...
İkonlarda bugüne yanıt
vermiyor...
İkonlar geçmişten güç almak
için yaratılır.. Kök, geçmiş, yenilgiler tarihi...
Kavga ileride olacaklar için verilir, kavga ile geçmiş düzeltilmez...
Bugün, bir kadın tutuklandı, kadını bahane eden iktidar onun gibi düşünenleri
mahkum etmese dahi susturmanın, yalnızlaştırmanın yolunu açmaya çalışıyor...
Yani korkuyu ekiyor, tarlanda korku büyümesin istiyorsan o tarlaya düşen tohumu
çürütmen gerek ama sen görmezden gelip o geçmişte benim yenilgimin sebebi
diyerek bakıp sessiz kalırsan, tarlada büyüyen korku senin kalan cesaret tohumunu
da yok eder gider, ikona dua etmeye, balkondan gelip o pijamalı adamın seni
kurtarmasını beklersin!
İkonlar hiç bir kimseyi
bugüne kadar kurtarmadı, kurulmayacaklar da...
Varsa bir mücadele, varsa
gücün ve cesaretin, varsa geleceğe karşı umudun, varsa çevrende senin gibi
düşünenler yenildin, ne ilk yenilgi ne de son yenilgin, ne der Fidel
Castro "Biz kaybedersek yeniden ayağa kalkar deneriz, Diktatörler
yenilirse bir daha gelmemek üzere devrilir giderler."
Tarih senin haklı olduğuna
bakmaz, tarih yaşananları sadece not eder. Senin tarihi değiştirme hakkın var,
elbette yorumlama hakkını kullan ama değiştirme hakkını da yorumlar arasında
yok etme…
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.