Bir insan iki cinayet!
İnsan
yaşamında iki defa ölebilir mi? Sorusu size garip, anlaşılmaz, imkansız olarak
gelebilir, fakat okuduğum kitap bu sorunun yanıtının evet olduğu kanısı bende
uyandırdı. Fatma Nudiye Yalçı ülke içinde ve ülke dışında bir cinayete kurban
gitmiştir. Ödünsüz, inandığı yaşamı yaşayan, düşüncesini inat ile devam
ettiren, haklı olduğunu ve sonunda kazanacağı bir dünya özlemi içindedir. Kitap
tercümesi yapar, yazılar yazar. Aydın ve iyi eğitim almış biridir. Babıali
sokakları ve çevresi yabancı değildir. Dönemin solcuları arasındadır, batı
eğitimi aldığı için dünsüzdür. Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu ile evlilik
yapar ve ondan Marksizm ve sosyalizm fikri ile tanışır ve onun hayatı bir
anlamda o tercih ile değişir. Sertellerin çıkardığı Resimli Ay dergisi o
dönemde aydınların uğrak yeridir, bir anlamda orada bir araya gelinir,
arkadaşlıklar kurulur ve yeraltına itelenmiş sol düşüncenin nefes aldığı bir
alandır. Bu arada boşanır. Artık bağımsız, ödünsüz bir kadındır.
Resimli
Ay dergisinde Hikmet Kıvılcım ile tanışır. Kıvılcım ile birlikteliği
yoldaşlığa, mücadele arkadaşlığına doğru evirilmiştir. Zamanlar Kıvılcım ile
birlikte kurdukları Marksizm Bibliyoteki adlı kitabevine doğru taşır.
Kıvılcımlı Kütüphanesi adı altında yayıncılık yaparlar, orada Marksist
kitapların tercümesini yapar.
Devlet
onların yaptığı çalışmalardan rahatsızdır. Genç Cumhuriyet homojen bir ulus
devleti kurma derdindedir, kuruluşunu komünist düşmanlığı üzerine kurulmuştur.
Komünistlerin okudukları Marksist kitapların Türkçeye kazandırılması devleti
rahatsız etmektedir. Henüz kitap piyasaya çıkmadan yasaklanma kararı
alınabiliyor, çıkanlar ise toplatılıyor… Nazım Hikmet popülerdir,
şiirleri elden ele dolaşmaktadır. Genç Cumhuriyeti bunlar çok rahatsız eder,
devlete bir anlamda başkaldırı olarak algılanır. Ve cezalandırılmaları
gereklidir ama öyle bir ceza verilmelidir ki o yola eğimli insanlara gözdağı
verecek, devletin gücü gösterilecektir!
Bir
biri ilgisi olmayanları bir araya getirecek ve zamanımızda da bol bol uygulanan
kumpaslar kurulacaktır. Askeri öğrencilerin odasında Nazım Hikmet’in
şiiri bulunacak… Bu şiirlerin izleri takip edilerek Kerim Korcan adında bir gence
iş bağlanır. Kerim Korcan Marksizm Bibliyoteği kitabevinin müdavimidir,
oradan çıkan kitapları okumakta ve okutmaktadır. Abisi ise o şiir bulunan
askeri kışlada askerdir. Sonuçta şiir onların odasında bulunmuştur. Kurgulanmış
soruşturma için ortam oluşmuştur ve operasyon başlar. 25 Nisan 1938'de, Hikmet
Kıvılcımlı ile Fatma Nudiye Yalçı, beş gün sonra da, Kerim Korcan gözaltına
alınmış, Sansaryan Han’da meşhur işkencelere tabi olurlar ve Korcan burada
“itirafçı” olur. Ve tarihimizi meşhur Donanma davası (10 Ağustos 1938)
başlayacaktır… Yavuz Zırhlısında yapılan yargılamalar sonucunda “orduyu isyana
teşvik ve komünist faaliyette bulunmaktan” dolayı önceden verilen karar uygun
olarak suçlu bulanacaklar (29 Ağustos 1938). Fatma Nudiye Yalçı bu karar
üzerine ülkenin değişik yerlerinde yer alan cezaevlerinde uzun bir süre (on
yıl) kalacaktır. Bu süreç içinde Kıvılcımlı ile aynı şehirlerde bir arada
olamazlar, cezaevleri farklı farklıdır ve evli olmadıklarından dolayı da farklı
bir çizgi izler. Kıvılcımlı cezaevinde başka bir kadın (Emine Hanım) ile gönül
ilişkisine girer ve cezaevinden çıktıktan sonra onun ile evlenir. Fakat bu
evlilik yoldaşlı ortadan kaldırmaz.
Dr.
Hikmet Kıvılcımlı cezaevinden çıktıktan sonra (1950) Vatan Partisini kurar,
Fatma Nudiye Yalçı ise (1954) yılında partiye üye olur ve çalışmalara
katılır. 1957 yılında seçim çalışmalarında yaptıkları konuşmaları suç
olarak tespit eden devlet partiyi kapatır ve dava açar. 1958 yılında tutuklanır
ve iki yıl hapis kaldıktan sonra serbest kalır. Hakim karşısında
"... vatandaşı ezmek, adaleti hiçe saymak, kanunları parçalamak
cinayettir." diyerek isyan eder, çünkü üzerine suçlar atılmıştır, yasalar
içinde yapılan çalışmalar olmasına rağmen parti kuruluşundan itibaren suçlu
ilan edilmiş ve yeterli gerekçe gösterilmeden yukarında alınan bir karar ile
cezaevinde kalmışlardır. Suçsuzluklarını bilirkişilerin verdikleri raporlar ile
ortaya çıkmıştır, serbest kalmışlardır.
1965
yılına kadar değişik işlerde çalışır, ama o devletin istenmeyen insanıdır. Zor
koşullar altında yaşamı sürerken Dr. Hikmet Kıvılcımlı birlikte aldıkları karar
sonucunda 27 Kasım 1965 tarihinde Sirkeci Garından Bulgaristan’a doğru yola
çıkar. Bulgaristan’dan sonra Doğu Almanya’ya geçer, orada Bizim Radyo’da kısa
süre çalışır ve yeniden Bulgaristan'a döner. TKP adına İsmail Bilen
ilgilenmemiş, o da “istenmeyen insan” ilan etmiştir bir anlamda. İlk ölümünü
Türkiye'de işkence ve cezaevi süreci zamanında ilgisi olmayan olaylardan
kurmaca suçlar ile almış, hayatının önemli bölümünü tabutluk denen hücrelerde,
nemli cezaevlerinde kalmıştır. Üretmesi gereken yıllarda o cezaevi kısıtlı
ortamında yaşamaya zorlanmış, bir anlamda onu orada yaşarken öldürmüşlerdir…
İkinci ölümünü yurtdışında yaşayacaktır. Otorite karşısında dik duruşu,
inancını ve hayata birlikte baktığı yoldaşını koruması onun sonunu
hazırlayacaktır. Tedavi için gittiği Varna’da ayağı kayarak öldüğü kayıtlara
geçmiştir. (1969) O dönemde tesadüf bu ya muhaliflerin çoğu ayağı kayarak
ölmüş… Yıllar sonra mezarı bulunmuş ve mezar taşına Latince “Home sum, humani
nihil a me alienum puto / insanım, insancıl olan hiçbir şey yok ki bana yabancı
kalsın.” Marks’ın sözünü yazmışlar…
Yukarıda
okuduğunuz tüm bilgiler “Fatma Nudiye Yalçı, Kadın Komünist Yoldaş” kitabının
içinde yer almaktadır. Belgeleri ile söyleşiler ve anılar içinden cımbız ile
çekilen gerçekleri okuyucusuna sunuyor. TKP tarihi içinde farklı bir profil
çizer Kıvılcımlı ve çevresi. Onların muhalif duruşu, ödünsüz inançlarına sahip
çıkmaları, parti ve Sovyet çıkarı böyle gerektiriyor susalım dememişler, bize
özgü, bizden bir politik hat çiziyorlar ve başlarına hem devletten hem de
dostlarından gelen baskıyı ve parmak izi bırakılan cinayetleri anlatmaktadır…
Tarih bizim ama bizim tarihin ne kadarını gerçekten biliyoruz... Yalanlar ve
saptırılmış gerçeklikler arasında sıkışmış gerçekler bir bir zaman içinde
ortaya çıkacak mı?
İsmail
Cem Özkan
Fatma
Nudiye Yalçı
Kadın
Komünist Yoldaş
Memnune
Kayagil
Belge
Yayınları
ISBN:9789753448079
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.