Kontrol edilemeyen para kirli mi?
İnsan temiz olan her şeyi kirletti... Temiz denen şeylerde
artık yalan... Evet, yaşadığın yere göre temiz denilebilir ama artık temiz
kavramı yok, çünkü dünya tek kubbenin altında yaşıyor ve bizler atmosferimizi
kirlettik. Bu kirlilik insan eli değmeyen yere bile taşındı... Organik denen
şey yalan, temiz su yalan, temiz hava yalan, insanın kendisi yalan! Ürettiği
her şey yalan, sahte, insan ve doğanın kanı üzerindedir…
Kafalarda yaratılan gerçekler gerçeklerden daha gerçektir.
İnsanın en çok yalana inandığı dönemden geçiyoruz...
Gerçekler acıdır ve kimse gerçekler ile yaşamak istemiyor. Yaratılan gerçekler
içinde daha mutlu ve sağlıklı yaşamak isteği yeniden Uzakdoğu geleneklerinin
yeniden canlanmasına sebep oluyor. İnsanlar yaşadıkları yerden ve sistemden
kaçmak adına (kısa bir süre de olsa) uzak doğudan gelen her türlü yöntemi
denemek için merkezler açtılar. Orada yaratılan atmosfer ile bir anlık içinde
mutlu olayı seçen sayısı gün be gün artmaktadır.
Eskiden çamaşır yıkanır ve ulu orta yerde asılır ve
kurutulurdu, zaman içinde bu ulu orta yerde asma fikri geri adım attı, iç
çamaşırlar daha gizli olarak yerlerde kurutulmaya başlandı, örneğin duvara en
yakın diğer çamaşırların arkasında... Daha sonra kurutma makinesi çıktı ve
çamaşırın ıslaklığını bile göremeden dolaptaki yerlerini almaya başladılar...
Ekonomimizde aynı çamaşır gibi oldu. Eskiden her şey ortada kim neyi yürüttüğü,
kim rüşvet aldığı, kimin sonradan zengin olduğu ve nasıl olduğu bilinirdi...
Şimdi kurutma makinesinden çıkmış iç çamaşır gibi, kimse görmeden dolaptaki
yerini alan zenginler ortalığa serildi. Nasıl oldular?
Zenginlik kavramı içinde ürettiğin malın en düşük maliyette olması istenir. O yüzden maliyet hesabı içinde eskiden vergiler filan girerdi. Doğrudan vergiler zaman içinde yok oldu, artık vergi kavramını duyan yatırımcı yatırımı bu ülkede yapmıyor sadece ürününü ülkeye uygun markalar ile ithal eder konumuna geldi... Maliyet hesabı eskiden ortada yapılırdı, bugün maliyet hesapları kurutma makinesinin içinde yapılıyor ve en düşük vergi ile en çok satacağı ortamı arıyor iş adamları... Küresel sistemde paranın dolanımı işte bu temeller üzerine oturduğundan maliye bölümüne offshore hesaplar karışmış... Yani vergiyi en aza indiren karmaşık yol!...
Zenginlik kavramı içinde ürettiğin malın en düşük maliyette olması istenir. O yüzden maliyet hesabı içinde eskiden vergiler filan girerdi. Doğrudan vergiler zaman içinde yok oldu, artık vergi kavramını duyan yatırımcı yatırımı bu ülkede yapmıyor sadece ürününü ülkeye uygun markalar ile ithal eder konumuna geldi... Maliyet hesabı eskiden ortada yapılırdı, bugün maliyet hesapları kurutma makinesinin içinde yapılıyor ve en düşük vergi ile en çok satacağı ortamı arıyor iş adamları... Küresel sistemde paranın dolanımı işte bu temeller üzerine oturduğundan maliye bölümüne offshore hesaplar karışmış... Yani vergiyi en aza indiren karmaşık yol!...
İnsan insanın kurdudur, kara para ülkenin ve düzenin
kurdudur...
Karanlıkta yola çıkanlar kara para yüzünden biraz daha
fakirleşirler... Onların patronları daha az vergi vermek ve üretimde maliyeti
düşürmek için offshore hesaplarda para transferi ile uğraşırken çalışanların da
alım gücünü düşürürler… Peki, bu nasıl olmaktadır? Aslında basit bir şeydir,
vergi vermeyen iş adamı, devletin yapması gereken işleri yapamaması anlamına
gelir. Sağlık, eğitim, güvenlik, alt yapı çalışması çöker... Bu çöküntüyü açılan
bütçe ile çözemeyen devlet dolaylı ve direkt vergileri artırmak ile çözüm arar.
Her artan vergi hayat standarttın düşmesi anlamındadır... Vergi vermeyen patron
dolaylı olarak çalışanın alım gücünü düşürür... O zamanda dolarda istikrar o
ülkede gerçek anlamda hiç bir zaman olmaz... Vergi vermeden para kazanmayı
öğrenen, kurlar arası piyasadan parasına para katan da artık yatırım yapmaz,
yatırım yapılmayan ülkede ise işsizlik sürekli artış gösterir... İşsizliğin
temelinde de bu offshore hesaplar yatar...
Bir yerde kasti bir yangın çıkarılmışsa, önemli miktarda
paranın aklanması yatar... Offshore hesaplara giden paranın akıbeti sorulmaması
için yangın şarttır. “Ne oldu yatırım yandı kül oldu”, para da bu arada başka
hesapta güvence altına alınmış oldu... Kim kontrol edebilir ne kadar malın
yandığını? “Kül oldu işte hepsi”, yanmayan da yandı gözükür orada nasıl olsa...
Ha yangın ha örtülü ödenek, adı üstünde, üstünde örtü olan ödeneklerin hesabı
sorulamaz, çünkü orada devlet sırrı vardır, devlet sırrı dediğiniz de
buharlaşan paranın hesabının sorulmamasıdır.
“Vergiler 'küçük insanlar' içindir.” L. Helmsley der bu söze
G.W. Bush “Gerçek zengin vergiden nasıl kaçacağını bilir.” diyerek sözü açan
katkı sunar.
Offshore çıktı rekabet yok oldu... Üretmeden para kazanmak
ve rakamlar ile oynayarak sanal piyasanın oluşması sağlandı... Olmayan malın
karşılığı kazanılmış para ile ulus devletin yaramış olduğu tüm sosyal alanlar
çöktü, yıkıldı...
Offshore finans işleri olan yerlerde zengin ile fakir
arasında uçurum artar. Devletin yapması gereken sosyal projeler rafa kalkar…
Offshore devlete verilmesi gereken verginin yasal boşluklardan yararlanılan
hile ile verilmemesi anlamındadır...
Parçalanan ve ayrıştırılan toplumlarda hangi yasa gelirse
gelsin sözde kalır, çünkü karar verici güçlü olan olacaktır…
Her doğan insan verimli olsun diye eğitiliyor ve hizmete
hazırlanıyor. Biri yatak odasında, diğeri savaş meydanında... Diğer kalanlar
ise savaş ve yatak odasında tüketileni üretmek için zamanını ya kiraya vermiş
ya da satmış şekilde... İnsan kendi ürettiği değerlerinin kapı kulu oluyor...
Paralı askerin birinci görevi öldürmektir, ikincisi
öleceğini anladığı an kaçmaktır...
Ülke ekonomik krizin ortasında savaşa gireceğim diyerek güya
sorunların üstesinden geleceğini düşünenler, ekonomisi zayıf olanın yenilgisi
kaçınılmazdır. Cephede kazanılan masada kaybedilir... savaş para demektir,
parası olan her koşulda kazanır... Ama Kuveyt gibi bir ülkenin parası olması
onu işgalden kurtaramamıştır, sadece para değil, ilişki içinde olduğun arkanda
sağlam bir örgütsel güç yoksa işgal edilmesi düşünülen ülke tarafından işgaline
izin verilir... Savaş yıkımdır, sadece can kaybı olmaz...
Kapitalist sistem kontrol edilebilir kara paraya her daim
göz yummuştur, çünkü haksız rekabet ve firmaların bir birini yutması bu kara
piyasa ile olmaktadır. Kara piyasada dolanan mallar, emek ve para var olan
sistemin daha iyi işlemesi için kullanılır ve arz ve talep bu piyasada
görünmeyen eller ile sistem kontrol edilir... Ama her işin bir riski vardır,
kontrol edilen birden kontrol dışında düşebilir... Sistemi kontrol
edenler ellerinde ki sistemden de olabilirler...
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.