Galata Gazete


25 Aralık 2016 Pazar

Projelerin olduğu yerde…

Projelerin olduğu yerde…

Proje olarak oluşan her oluşum sistemin ve düzenin daha fazla devam etmesi içindir... Projeler sistem değiştirmez, sadece özneler etrafında arayışlar olur... Projeler ile biriken bilgiler parayı verenin hizmetinde olur... Kısaca sisteme hizmet eder ve onun aksak yönlerini “hümanist” bir biçimde düzeltilmesi için programlar oluşmasına katkı sunar. Öte yandan gizli işsizliliğin üstünü örttüğü için proje yapanlar kendilerini toplum içinde daha rahat hissetmesine yol açar, fakat projelerin de ömrü bir yere kadardır, her ilişki sonsuz değildir…

Sızdırılan maillerden hissettiklerimiz bilinir hale gelmiştir...

“12 Eylül sonrası oluşan tüm siyasi partiler ve kitle örgütleri proje olarak mı hayat buldu?”, sorusu kafamın bir yerlerinde dolanır durur, çünkü halk ile birlikte halka hizmet yoktur, aksine halka rağmen sermayeye hizmet daha öncelikli olmuştur. Parlamentoda temsil etme hakkını elde etmiş siyasi partilerin içlerinde proje olmayanlar gerçekten var mı, çünkü hangisi proje hangisi değil bilemez oldum! İdeolojilerin yerini çıkar kaygısı almış ve ilişkiler o kadar iç içedir ki hangi vekilin hangi partiyi temsil ettiğini anlayamaz oldum!

Siyasi partilerin her birinin ömrü sınırlı olmuş, dağılmış yeniden adlandırılmış, yeniden ayrılmış yeniden başka birlik olmuş ve ilginç tarafı isimler değişmiş olmasına rağmen özneler hep aynı kalmış... Hep aynı isimler üzerinden arayışlar devam etmiş...

Yaşadığımız zaman diliminde proje yapmış, yaptığı projeler ile hayatını ikame edenlerin bir hakimiyeti var...

Projelerin olduğu yerde aktivist de olur... Her proje yan projeleri doğurmuştur, örneğin AKP iktidarını desteklemek adına ‘Genç Siviller’  bir dönem her türlü değişik protestoların içinde yer almış, kamuoyu oluşumu için sol içinde çalışmalar yürütmüştür. Daha sonra çıkar kavgaları ve dönemsel olarak açılan davalar bu ilişkinin daha uzun gidemeyeceği anlaşıldığı veya amacına tam ulaştığı için dağılmıştır. Proje yürütücülerine destek veren akademisyenler o dönemde ‘başörtüsüne özgürlük’ için imza kampanyalarına katılarak üniversitelerine ya da kendi özel projeler için kaynak bulurken, dönemin alevi açılımı konusunda Alevilerin ibadet yeri konusunda sessiz kalmışlardır… Çünkü o projede iktidar Alevi açılımını istemiyordu, parayı verene göre özgürlük savunuculuğu!

Soldan devşirenlerin hepsinin liberal düşünceye ve yaşama birden uyum sağlaması sanırım tesadüfü olmasa gerek! Doğal olarak o dönemde başrolde oynadığını düşünenler zaman içinde kandırdıklarını itiraf ettiler, insanın aklına soru takılmadan duramıyor; liberalizm bir proje midir?

Ulus devletinin ortadan kaldırılmasını sağlayan liberal ekonomi politikaları uygulayıcıları birer proje ürünü olarak mı ortaya çıktı, kullanıldıktan sonra tarihin çöplüğüne mi atıldılar? Henüz atılmadıklarını yaşanan zaman diliminde görmekteyiz, lazım olanlar popüler alanda görünürken, kullanılanların en önemlileri Alzheimer hastası olarak hayata gözlerini yumdu! Kısaca liberalizm ulus devletini ortada kaldırmak isteyenler için bir proje olarak Amerika’da ve İngiltere’de hayata geçirildi ve sonra tüm dünyada sosyal demokrat partilerin içine sızan ve liderlerini (satın alınanlar) liberal yaparak işçi sınıfının gerçek bir direnişi olmadan hayat bulmasına olanak sağladılar.

Ulus devlet çöktü ama yerine koyabilecekleri henüz bir sitem oluşturamadılar, arayışlar devam etmektedir. Bu arada devletin yapması gereken her iş şirketlerin eline geçmiş ve artık şirketlerin himayesi ve bilgisi dahilinde değişimler olmaktadır. Şirketler kurumlardan daha fazla projeler para aktardıklarını şirketlere bağlı vakıf çalışmalarından görebilirsiniz.

Projelerin olduğu yerde her türlü çıkar beklentisi var olan tüm ideolojik duruşun yerini çıkara göre dönenlerin oluşturduğu bir güruh yaratılmıştır.

Projelerin hayat bulduğu ülkelerde muhalefet iktidarın yedek değneği işlevine bürünmüştür. Sessiz, direnişsiz, sosyal devletin tüm olanakları özelleştirme, özel istihdam, kazanılmış hakların teker teker ellerinden alınması ile yok olmasına sebep olmuştur. Çünkü proje yapanlar başka proje almak adına gelişmekte olan tüm toplumsal hareketler önünde set olmuşlardır, var olan istikrar korunması onların çıkarları için hayatidir! Projeler yaygınlaştırılmasının temelinde bu kaygıların olduğunu düşünüyorum, tüm projeler direkt ya da dolaylı olarak şirketlerin hizmetindedir, onların çıkarı yönünde biriktirilen bilgiler kullanılmaktadır.

Projeler kapitalist sistemin kendisi için yaratmış olduğu ve son derece verimli bir yöntemdir…

İsmail Cem Özkan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.