Projelerin olduğu yerde…
Proje olarak oluşan her oluşum sistemin ve düzenin daha
fazla devam etmesi içindir... Projeler sistem değiştirmez, sadece özneler
etrafında arayışlar olur... Projeler ile biriken bilgiler parayı verenin
hizmetinde olur... Kısaca sisteme hizmet eder ve onun aksak yönlerini
“hümanist” bir biçimde düzeltilmesi için programlar oluşmasına katkı sunar. Öte
yandan gizli işsizliliğin üstünü örttüğü için proje yapanlar kendilerini toplum
içinde daha rahat hissetmesine yol açar, fakat projelerin de ömrü bir yere
kadardır, her ilişki sonsuz değildir…
Sızdırılan maillerden hissettiklerimiz bilinir hale
gelmiştir...
“12 Eylül sonrası oluşan tüm siyasi partiler ve kitle
örgütleri proje olarak mı hayat buldu?”, sorusu kafamın bir yerlerinde dolanır
durur, çünkü halk ile birlikte halka hizmet yoktur, aksine halka rağmen
sermayeye hizmet daha öncelikli olmuştur. Parlamentoda temsil etme hakkını elde
etmiş siyasi partilerin içlerinde proje olmayanlar gerçekten var mı, çünkü
hangisi proje hangisi değil bilemez oldum! İdeolojilerin yerini çıkar kaygısı
almış ve ilişkiler o kadar iç içedir ki hangi vekilin hangi partiyi temsil
ettiğini anlayamaz oldum!
Siyasi partilerin her birinin ömrü sınırlı olmuş, dağılmış
yeniden adlandırılmış, yeniden ayrılmış yeniden başka birlik olmuş ve ilginç
tarafı isimler değişmiş olmasına rağmen özneler hep aynı kalmış... Hep aynı
isimler üzerinden arayışlar devam etmiş...
Yaşadığımız zaman diliminde proje yapmış, yaptığı projeler
ile hayatını ikame edenlerin bir hakimiyeti var...
Projelerin olduğu yerde aktivist de olur... Her proje yan
projeleri doğurmuştur, örneğin AKP iktidarını desteklemek adına ‘Genç
Siviller’ bir dönem her türlü değişik
protestoların içinde yer almış, kamuoyu oluşumu için sol içinde çalışmalar yürütmüştür.
Daha sonra çıkar kavgaları ve dönemsel olarak açılan davalar bu ilişkinin daha
uzun gidemeyeceği anlaşıldığı veya amacına tam ulaştığı için dağılmıştır. Proje
yürütücülerine destek veren akademisyenler o dönemde ‘başörtüsüne özgürlük’
için imza kampanyalarına katılarak üniversitelerine ya da kendi özel projeler
için kaynak bulurken, dönemin alevi açılımı konusunda Alevilerin ibadet yeri
konusunda sessiz kalmışlardır… Çünkü o projede iktidar Alevi açılımını
istemiyordu, parayı verene göre özgürlük savunuculuğu!
Soldan devşirenlerin hepsinin liberal düşünceye ve yaşama
birden uyum sağlaması sanırım tesadüfü olmasa gerek! Doğal olarak o dönemde
başrolde oynadığını düşünenler zaman içinde kandırdıklarını itiraf ettiler,
insanın aklına soru takılmadan duramıyor; liberalizm bir proje midir?
Ulus devletinin ortadan kaldırılmasını sağlayan liberal
ekonomi politikaları uygulayıcıları birer proje ürünü olarak mı ortaya çıktı,
kullanıldıktan sonra tarihin çöplüğüne mi atıldılar? Henüz atılmadıklarını yaşanan
zaman diliminde görmekteyiz, lazım olanlar popüler alanda görünürken,
kullanılanların en önemlileri Alzheimer hastası olarak hayata gözlerini yumdu!
Kısaca liberalizm ulus devletini ortada kaldırmak isteyenler için bir proje
olarak Amerika’da ve İngiltere’de hayata geçirildi ve sonra tüm dünyada sosyal
demokrat partilerin içine sızan ve liderlerini (satın alınanlar) liberal
yaparak işçi sınıfının gerçek bir direnişi olmadan hayat bulmasına olanak
sağladılar.
Ulus devlet çöktü ama yerine koyabilecekleri henüz bir sitem
oluşturamadılar, arayışlar devam etmektedir. Bu arada devletin yapması gereken
her iş şirketlerin eline geçmiş ve artık şirketlerin himayesi ve bilgisi
dahilinde değişimler olmaktadır. Şirketler kurumlardan daha fazla projeler para
aktardıklarını şirketlere bağlı vakıf çalışmalarından görebilirsiniz.
Projelerin olduğu yerde her türlü çıkar beklentisi var olan
tüm ideolojik duruşun yerini çıkara göre dönenlerin oluşturduğu bir güruh
yaratılmıştır.
Projelerin hayat bulduğu ülkelerde muhalefet iktidarın yedek
değneği işlevine bürünmüştür. Sessiz, direnişsiz, sosyal devletin tüm
olanakları özelleştirme, özel istihdam, kazanılmış hakların teker teker ellerinden
alınması ile yok olmasına sebep olmuştur. Çünkü proje yapanlar başka proje
almak adına gelişmekte olan tüm toplumsal hareketler önünde set olmuşlardır,
var olan istikrar korunması onların çıkarları için hayatidir! Projeler
yaygınlaştırılmasının temelinde bu kaygıların olduğunu düşünüyorum, tüm
projeler direkt ya da dolaylı olarak şirketlerin hizmetindedir, onların çıkarı
yönünde biriktirilen bilgiler kullanılmaktadır.
Projeler kapitalist sistemin kendisi için yaratmış olduğu ve
son derece verimli bir yöntemdir…
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.