Galata Gazete


29 Temmuz 2022 Cuma

Yalan günahtır!

Yalan günahtır!

 

Biraz önce markete uğradım, etiketler henüz değişmemiş ama yerlerinden oynamış gibi, hemen üzerine birisi şaka olsun diye sanırım "Allahın dediği olur" yazmış…

 

Artık fişlerin üzerine de yazarlarsa rakamlara hiç bakmamak gerek, çünkü "Allah hep zengini sever ve zengini seveni sever", fakiri düşündüğü kollandığı tarihte hiç gözükmemiştir...

 

Bakın, “Allahtan gelen” depremlere, hep fakirleri vurur...

 

Tsunami’ye bakın hep fakirlerin yaşadığı sahili vurur...

 

Siz hiç gördünüz mü, zenginlerin yaşadığı sahili vuran tusinami?

 

Siz hiç gördünüz mü, “Allahtan gelen” yanardağ patlaması sonucu yok olan insanların yaşadığı yerleri…

 

Siz hiç gördünüz mü, selin yok ettiği yerlerde yaşayanların dramını?

 

Siz hiç gördünüz mü, taş ocağı açılan köylülerin “içme suyumuzu kirletme” , hayvanlarımızın otladığı alanları yok etme diye mücadele edenlerin arasında zenginlerin olduğunu…

 

Her felaket, hep fakirlerin yaşadığı bölgeleri ve fakiri vurur...

 

Bakın orman yangınlarına, zenginlerin yaşadığı yerde orman yanar mı? Çünkü zaten oraya çoktan otel yapılmıştır ya da kimsenin görmediği kapalı bir cennette bir villa çoktan konmuştur, yanmaz...

 

Fakirin ocağına ateş düşer zenginin değil...

 

Bakın, bakın savaşlara, bütün savaşlar "Allah" içindir…

 

Allah adına insan keserler, boğazlar, hepsi Allah içindir…

 

Ölen hep fakirdir, katil hep fakirdir yani fakirler bir birini boğazlarken onlara bıçak, silah ise hep zengin...

 

Yani, Allah hep fakiri fakire kırdırır, onun üzerinden para kazananı ise korur…

 

Allah, sonuçta zenginleri sever ve zenginleri sevenleri sever…

 

Bakın, ibadet edenlere hep zenginlerin yanında çalışan ve sürekli şükredenlerden oluşur... Cemaatin mescitlerinde zenginden gelen para ile binasının ihtiyacını karşılayanlar hep şükür duası eder…

 

Görkemli, büyük, şatafatlı camileri olan cemaatleridir. O cemaatlerin camilerinde ibadet edenler genelde şükreden ve onlara bağımlı yaşayanlardır… Cemaat için emek harcayandan daha çok “daha fazla” ibadet ettiği için üzerine kıyafet giydirilip, başına sarık takılanlardır…

 

Cemaat çalışanların hiç biri bir fabrikada çalışmaz, gelir getiren işlerde çalıştırılmaz, cemaate gelen ya da cemaate gönül vermişlerin yanına gidip “bağış” toplayanlardır ve işleri güçleri sabah akşam onlara bu olanağı sağlayana dua etmek, onların sağlığı için Allah’a yalvarmaktır...

 

Genelde ibadet edenler "zengin yanında ya da devlet kapısında iş bulduk, çifte maaş alıyoruz, Allah razı olsun, para vereni cennete göndersin" diye dua eder...

 

Allah, çifte maaş veren zengin kulunu daha çok sever, çünkü onlar her maaş verdiğinde sevap işler, yılda bir hacca, birden fazla umreye gider ve zengin fakirden daha fazla az günahsızdır, cennet parası olanın ayakları altındadır…

 

Zengin adına suç işler fakir ve bu durumda fakir günahkar olurken zengin ak pak olarak ortada dolanır, çünkü Allah katında "suç işletmek için..." diye başlayan cümle olmaz, suçlu işleyen günahkardır, kim adına işlediğinin pek bir anlamı yoktur.

 

Para, cennetin kapısını açar...

 

O yüzden, Allah rüşvet verenleri ve rüşvet alanları da sever...

 

Allah hep zengini kollar ve onları cennetine davet eder...

 

Allah, eğer rüşveti sevmeseydi, günahlarından kurtulmak için zenginler neden bu kadar parayı savursun ki, (zenginlerin bildiğini din adamları bilir, onlara o öğüdü din alimleri yapmıştır kesin, durduk yere zengin sevap işlemek için o kadar servetinden parayı fakire, fukaraya ve zenginlerin şehri kutsal topraklara savurmaz) birileri kiliseye gidip bağış yapar, birileri henüz başlamayan siteye cami yapar, birileri dağın başına görkemli cami yapıp zaman içinde orayı bir ibadet edilen kutsal toprak ilan etmesi, hepsi hepsi Allaha verilen bir şeyler anlamına gelmiyor mu?

 

Ülkelerin en güzel koyları hepsi zenginler için ayrılmış ve korunmuştur, onlar gelip oralara devletin desteği, Allahın iradesi ile yerleşir ve sadece o güzel koylar sadece onların yararlanacağı yerler olur, çünkü Allah öyle istemiştir, fakirin zaten cebinde para yok ki, aç insan ne manzarayı görür ne de ondan zevk alabilir!

 

Zenginler hep fakirlerden üstün ve onların göremeyeceği şeyleri görenlerdir…

 

Allah bugün yaşadığımız krizi de bilir ve görür, onun adına fetva verenler elbette bir bildiği vardır, siyasi iradeye irade veren Allah’tır ve o ne derse siyasi irade onu yapmıştır, bugün yaşadığımız kriz, enflasyon, ("Stagflasyon, şrinkflasyon ve skimpflasyon") artık ne adlar verilmişse onların sebebi o’dur.

 

Bugün markete gittim, etiketin üzerine rakamların olduğu alana “Allahın dediği olur” diye yazmışlar. Huzur sanırım İslam’da, onu okuyunca huzura erdim ama cebinde karttan biriken borçları başka borç ile kapatmak için öteki bankadan kredi almak için nasıl yalanlar uyduracağımı düşünmeye daldım, çünkü yalan söylemek de günahtır, günahım artarken zenginlerin kasaları dolmaya devam ediyor…

 

Halka söylenen yalanlar günah değildir, çünkü kişi kendisine ve küçük çevresine söylüyorsa yalandır, gerçek dışıdır ama genele söylendiği an yalan gerçek kabul edilir ve büyük kitleler onun yalan ve gerçek dışı söz olduğunu düşünmez… Eğer topluma söylenen yalanlar yalan olsaydı, siyasiler o yalan denen günahın altına kendilerini atarlar mıydı, çünkü yalan bir anlamda gerçeğin aynadaki görüntüsüdür…

 

“Takiye” denilen bir kavram dinde yeri olmazdı…

 

Güçsüzsen, güçlünün karşısında her türlü takiye yapmak hakkındır, niyetini gizle, hedefine ulaşmak için sız!

 

Fakirlere hep “şükredin” dendir, daha kötüsünü, beterini yaşayanlar var, onların yanında siz şükredin, henüz nefes alıyorsunuz. Bakın milyonlarca insan açlıktan ölüyor, susuzluktan bir birlerini kırıyor, siz şükredin, şükrederek her gün sevap kazanırsınız denilmekte, fakire şükretmek düşerken, dünyanın nimetleri hep zenginlere sunulur…

 

“Din, fakirler zenginleri öldürmesin diye vardır.” Napolyon Bonapart 

 

Zenginler fakirleri öldürecek ortamlar oluşturur, fakirleri birbirine kırdırır…

 

Zenginlerin yarattığı çatışma ortamının üstünü hep dini söylemler ile din adamları örter.

 

İsmail Cem Özkan

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.