Faytonların sesleri şehirleri terk ederken…
Şunun şurası yüzyıl önceden az bir süreç içinde tüm şehirler at sesleri ve faytoncuların sesleri sokakların seslerine karışır, bazıları müşterisinin acelesine göre hızlı, bazısı bir seyir halinde Arnavut kaldırımlarını arşınlarlardı. Atlar, şehirlerin vazgeçilmez araçlarıydı, çünkü motorlu aracımız yoktu. Padişahlar bile törenlere atlar ile gelir, saray arabalarını öyle bir şekilde süslerlerdi ki, sultanın gücünü gösterirdi. Bugün uzak doğuda otobüsler faytonlardan aldıkları mirası taşırlar. O kadar süslü, dantelli, her bir parçasında bir başka hikaye anlatılır. Bizde at arabaları ve atlar çabuk şehri terk etti. Atlar doğa ile kucaklaşmadan sur diplerinde kesildi, sucuk olarak marketlerde yerlerini aldılar. Önce eşekler yok oldu, şimdi birkaç yerde gördüğümüz atlarda yok olmak üzereler.
Son günlerde faytonlara karşı bir protesto görüyorum. Güya at dostu olduğunu söyleyenler faytonlara karşıymış. Ben o karşı olanlara soruyorum neden at yarışlarına karşı değilsiniz, çünkü parası olanlar sizin kulağınızı çeker korkunuz var değil mi, ama zavallı faytoncular, onlar varoşların insanları, en alttakiler... Onların ezmek için imza kampanyaları yapın, onlara karşı sesinizi yükseltin, köpekler bile fakirlere havlar...
Faytonlara karşı olmak bana göre saçma bir düşünce, çünkü faytona binmezsen işlevi olmayan atlar zaten ölecek... Şimdi en azından yaşıyorlar!
Atlar yerine arabayı koyalım, araba çevreye verdiği zarar çok büyük. kuşlar ölüyor, ekoloji bozuluyor, organik yaşamı yok ediyor. Ve sizler hepiniz araçlara biniyorsunuz, neden? Binmeyin, çünkü sizler dolaylı katilsiniz, öldürüyorsunuz canlıları... Atlardan daha büyük bir topluluğu yok ediyorsunuz, katiller! Neden faytona karşı gösterdiğiniz duyarlılığı araçlara göstermiyorsunuz, binmeyin araçlara... Fayton duyarlılığı olanlar araçlara binmeyin, ne uçağa, ne gemiye, ne de otomobile... Hele motobisikletlere asla binmeyin... Bindiğiniz an katilsiniz! Çünkü doğanın sırtına hançer saplıyorsunuz...
Faytonlar sayesinde at çiftlikleri dışında en azından atlar hala toplum içinde yaşıyor, faytonlara ve atlara bakarak geçmişte ulaşım nasıl yapıldığını görüyor çocuklar, araçlar yeni icat edildi sayılır, geçmişin yaşayan ulaşım araçlarını yok etmeyin!
Atlar en azından yaşasın, bakın hiç çevrenizde eşek görüyor musunuz? İki ayaklılardan bahsetmiyorum...
At yarışlarına hayır derseniz bir mantığını bulurum ama fayton düşmanlığını anlamadım. Kim bu önermeyi yapmış ise, faytondan sonra orada büyük olasılıkla başka şeyden para kazanmak isteyen biridir... Çıkarınız için faytonları yok etmeyin, bırakın nostaljik olarak yaşasın... Atlar için daha iyi ahırlar ve bakım isteyin... Fayton kullananlara devlet teşvik versin ki, atlara daha iyi baksınlar...
Fayton gidecek yerine ne gelecek? Bisiklet kiralaması yapan firma mı? Atlara acıyorsanız binmeyin faytona.
Faytonlar zaten ne kadar kaldı, hangi şehirde, hangi adada fayton var?
Fayton gidince yerine araç gelecek, çünkü ev taşınacak, kışlık odun. Onları taşımak için araç şart diyeceksiniz ve o güzelim doğaya gaz bırakacaksınız, yağ bırakacaksınız, lastik bırakacaksınız, atlardan daha fazla kirlilik üreteceksiniz, çünkü sizler çöp üreten canlısınız. Doğaya yapmış olduğunuz tek olumlu şey nedir bilmiyorum ama olumsuzluğunuz o kadar çok ki, bugün yaşanan aşırı sıcaklar sizin eseriniz, geliştirdiğiniz ve övündüğünüz teknolojidir. Faytonlara karşı olanlar neden bu ekolojik değişimi yapan sanayicilere ve daha çok kar elde etmek için doğaya hançer saplayanlara karşı seslerini yükseltmezler? Çünkü bu at sevdalısı olduğunu söyleyenler genelde onların yanında paralı köledir! Para için boyun eğerler, ses çıkarmazlar. Ama zavallı faytoncular olunca, onların şartlarını iyileştirmek için kavga etmek yerine, “kaldırın” diye feryat ediyorlar, feryat edenler çok yüzlüdürler… Kimse kimseyi kandırmasın, sizin at sevginiz yalan, inandırmazsınız bana, çünkü at sevgisi olan doğa sevgisi olan ve ona sevgi ile yaklaşandır. Doğa sevgisi olan doğal olanlar ile yaşamını sürdürmenin yollarını arar, betonlar arasında, gaz çıkaran araçlar içinde sadece faytonculara karşı bildiri yayınlamak sadece etik kurallarından yoksun olmak anlamına gelir, faytonculara karşı olduğunuz kadar at yarışlarına ve sporu sanayileştirenlere ve kumar aracı yapanlara karşı olur!
Bugün şehirler, geçmişin seslerini taşımıyor. Geçmişten kopuk, Arnavut kaldırımlarının yağmur sonrasında bıraktığı toprak ve gübre kokusu yok… Şehirler daha çok fosseptik çukurundan yayılan koku gibi, pislik her yerde ve pislik yaratanlar, çevresinde yaşayan canlıları yok ediyor. O coğrafyada yaşayan gerçek ev sahipleri yerini betonlar almış, insanlar o betonların içinde diğer tüm canlıları yok eden ilaçlar üretmiş, evlerini sürekli ilaçlıyorlar. Siz hiç gördünüz mü çevreniz bir kirpinin özgürce dolaştığını?
Faytonlar geçmiş yüzyılın sesini günümüze taşıyan bir araçtır, sadece nostaljik bir sembol olarak çok az yerde varlıklarını korumaya çalışıyor. Bu sembolik şeye karşı olunurken, geçmişinizi yok etmeye ve belki de bilinçaltınızda olan geçmişinizin üzerine sünger çektiğinizin farkında mısınız?
Geçmişten günümüze gelen küçük bir sesi boğmak size ne kazandırır bilemem, çünkü ben ticaretten anlamam. Faytonların yerine ne ikame edeceksiniz, nasıl para kazanacaksınız bilmiyorum. Faytonlara karşı olmadan önce at yarışlarını ve atları yarışçı şekilde yetiştirilmesine karşı olun derim.
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.