Güvenlik açıkları
büyürken…
Devletin var olma
sebeplerinden biri güvenliktir. Var olan düzenin devam etmesi ve sürekliliğin
sağlanması için güvenlik çok önemlidir, hatta hayatidir. Güvenlik olmayınca
devletin varlık sebebi tartışmaya açılması ve hatta devletin yok edilmesi
kavramı bile gündeme gelebilir. Devlet kendi güvenliğini içinde oluşturmuş
olduğu kurumlar aracılığı ile yapar. Sınıf mücadelesinin olduğu devlet
organizması içinde, sınıflar arası dengeyi sağlamak ve bu dengenin elbette erk
sahibi yönünde kullanılması devletin varlık sebebidir.
Ülkemiz koşullarını
göz önüne alarak yaşadığımız sürece kısa bir göz attığımızda devlet kendi
güvenliğini koruyabilmek için silahlı ve silah dışı bir çok güvenlik kurumu
kurmuştur. Bismark tarafından geliştirilen emekli sandığı ve emekli için
oluşturulan sosyal güvenlik şemsiyesi devletin varlık sebeplerinin en önemli
savunma aracı olarak önümüzde durmaktadır. Çünkü insanların kaybedeceği bir şey
olduğunda ondan vazgeçmesi çok zordur ve düzene karşı sesini ve gücünü
gösteremez. Ulus devletinin başarmış olduğu en önemli güvenlik sistemi
okulların yaygınlaştırılması, küçük bir zümrenin yararlandığı eğitim sisteminin
ortadan kaldırılıp ülke sathında her vatandaşın çocuğunun zorunlu olarak okulda
okutulmasıdır. Bu sayede Fransa örneğinde olduğu gibi, Fransız devrimi
olduğunda Fransa’da var olan kültürlerin asimilasyonu gerçekleştirilmiş, tek
ulus, tek dil, tek bayrak konusunda büyük başarılara imza atmıştır. Okullar
devlet sistemi için en önemli savunma aracıdır.
Sağlık hizmetleri
devletin başka bir savunma aracıdır. İngiltere’de olduğu gibi işçi sınıfının
partisinin iktidara taşıyıp, iktidarda reform yapmasına olanak sağlayan sağlık
alanında ve sendikaların örgütlenmesi konusunda yapmış olduğu düzenlemedir. Bu
düzenlemeler ile işçi sınıfının kaybedeceği bir düzen kurulmuştur. İngiltere’de
monarşi düzeni kendi oluşturmuş olduğu bu savunma araçları ile varlığını
güneşin batmadığı bir imparatorluğa dönüştürmüştür. Tuvaletlerin sağlıklı bir
şekilde kullanımı, çabuk ve bireye özgü ulaşılır hale getirilmesi, sağlık
ocakları aracılığı ile parası olmayana hizmet sunulması İngiltere örneğinde
olduğu gibi devlet kendisini korumuş ve geliştirmiştir.
İngiltere’den
başlamışken devam edelim Büyük Britanya sınırları içinde İrlanda örneğinde
olduğu gibi ayaklanmalar ve bağımsızlık hareketlerine karşı yer altı
örgütlenmeleri kurmuş, bugün NATO ülkelerinde halen devam eden Gladio
örgütlenmesinin ilk başarılı sonuçlarını İrlanda özgürlük mücadelesine karşı
gerçekleştirilmiştir. Ülkemizde halen Kontrgerilla adı altında bu güvenlik
sistemi devam etmektedir.
Devlet kendisini
koruyabilmek için silahlı örgütlenmeleri ilk devlet fikri ortaya atıldığından
itibaren kullanmıştır. Devletin varlık sebeplerinden biri düşmandır. Düşmana
karşı hep güçlü ve hazırlıklı olmalıdır. Dışarıda ki düşman her daim toplum iç
düzeni için gereklidir ve her devletin her daim bir dış düşmanı vardır. Onun
içinde ordusu vardır, ordu savaş olmadığı dönemlerde savaşa hazır halde
tutulması için aşırı harcamaya tabi olmasına rağmen itirazlar sessizce
yapılmaktadır. Zaman içinde iktidar kavgası iç düşmanı ortaya çıkarmıştır,
kardeşler her daim bir birine düşman olarak gösterilmiş ve çatışmaları teşvik
edilmiştir. İç düşman yeni bir güvenlik kurumunun doğmasına sebep olmuştur.
Şehir yaşamı için polis, kırsal bölgeler için jandarma. Bu iç düşmanlara karşı
örgütlenen kurumlar aynı zamanda düzenin devamı için disiplin aracı olarak da
kullanılır.
Devlet kendi bakisini
güvence altına almış ve bir düzlemde giderken liberal ekonominin getirmiş
olduğu yeni anlayış ile bu denenmiş, sınanmış güvenlik zincirlerinde önemli
değişimler meydana gelmeye başlamıştır. Özelleştirme adı verilen bu değişim,
parası olanın parasının daha çok olması, ulusal olarak biriken sermayenin
uluslar üstü sermeye ile birleşmesi ve onun içinde erimesi ile devlet anlayışı
ve sınırlar kavramında büyük değişimler oldu. Hemen hemen her alanda
devlet kurumları işlevsizleştirmekte ve etki alanı daraltılırken, parası olanın
hizmet aldığı ve parası kadar güvende yaşayacağı bir devlet sistemine geçildi.
Sağlık alanında bizde
açıkça yalan söylenmektedir. Herkese eşit koşullarda sağlık hizmeti! Devlet ve
şehir hastanelerinde sağlık hizmeti verebilecek deneyimli sağlık çalışanı artık
yok denecek seviyeye gelmiştir. Poliklinik hizmeti boyutuna geriletilen
hastaneler ilaç firmalarının denetimi ve yönlendirmesi altındadır. Konulan
teşhisin tedavisi özel sigorta kapsamı içine alınarak bir anlamda özel
sigortası olmayana kaderin ile baş başa kal, kefenini hazırla denmektedir. Şimdilik
mezar hizmetleri bedavadır, yakında o da özelleştirilerek cenaze sigortası
aranır hale gelecektir.
Okullar
özelleştirilmiş, öğrenciler hastanelerde hastalar gibi müşteri konumuna
getirilmiştir. Ulus devleti çıkarından daha çok iktidar çıkarına uygun eğitim
programı uygulanmaya ve sürekli değişiklik yapılır hale getirilmiştir. Uluslar
arası karşılaştırmalı tarik ve bilim eğitimi yerine hurafeye dayalı kendilerin
oluşturmuş olduğu doğruları bilimsel doğru kabul eden eğitim programı okullarda
verilmektedir. Asimilasyon devlet için değil, iktidar için uygulanır bir silaha
dönüşmüştür.
Dış düşmana karşı
kullanılan gizli servis artık iç düşmana karşı da kullanılır boyuta getirilip,
istihbarat kurumlarının tek elde toplanması ve gerekli araçların oluşumu için
ortam hazırlar hale getirilmiştir. İktidar için istihbarat devlet için
istihbaratın önüne geçmiştir.
Şirketler ve parası
olanlara özel güvenlik sistemi geliştirilmiştir. Bu sistem içinde kendini
güvende hissede bilmen için özel güvenlik sistemine dahi olman ve o sistemin
gereklerini yerine getirmen gereklidir, aksi halde her türlü saldırıya açık
halde olursun fikri yeni düşünce yapısı içinde geliştirilmiştir. Bu fikir özel
güvenlik sisteminin verimli olmasını da arkasından çağırmıştır.
Ne demektir verimli
olmak? Parası olan az para ile daha çok hizmet almak ister. İşte özel güvenlik
adı verilen ve mali yapıları güçlü olmayan özel güvenlik firmaların doğmasına
ve yaygınlaşmasına sebep olmuştur. Kısaca özel güvenlik sistemi taşeron
sistemidir. Ve taşeron işçisine ve firmasına her türlü hizmetini karşılaman
için fırsattır. Özel güvenlik sistemi işte bu fırsatı sundu. Güvenlikten
sorumlu olanlara çay dahi demletilir hale getirildi. Firma önüne gelen yükün
boşaltılmasından, yer temizliğine parası veren firmanın ihtiyacına göre “küçük
işler” yaptırılır hale geldi.
Üniversite içinde
karşı görüşlü öğrencilerin mücadelesine taraf olarak katılan özel güvenlik
personeli, polisin gözetimi ve bilgisi dahilinde öğrencilere saldırır ve
acımasızca kavga eder konumuna gelmiştir. Özel güvenlik bir anlamda işverenin
tetikçisi konumundadır. İşverenin ihtiyacını karşılayamıyorsa değiştirilir,
çünkü mali alt yapısı zayıf olan bir özel güvenlik firmasının personel parasını
düşündüğünden her türlü işi kabul etmek ve yerine getirmek için insan haklarına
aykırı, çalışma sözleşmelerine aykırı uygulamalara gittiğine şahitlik eder
olduk. Özel güvenlik kuruluşundan itibaren taşeron olarak yaratılmış ve
yaygınlaştırılmıştır. Bu ayrı bir güvenlik sektörün oluşmasına sebep olmuş,
güvenlik aynı zamanda parası olanların bireysel terör olarak toplum önünde
kurumsal olarak yerini almıştır.
Özel güvenlik devletin
varlığı ve geleceği için bir yeri olmamasına rağmen, güvenlik mekanizmasının
bireyselleştirilmesi ve şirket boyutuna kadar geriletmesi devlet kavramının iç
ve dış düşman tanımları dışında yeni bir düşman tanımına ihtiyaç duyar hele
gelmiştir. İşte bu ihtiyaç HES, RES vb... karşıtı gösterilerde kendisini
göstermiştir. Şirket kendi düşmanına karşı bu güvenlik sistemini kullanarak
ulus devletin artık tarihin çöplüğüne doğru iteklendiğinin kanıtıdır.
Devlet, kendisini
koruyan ulus devlet anlayışı yerine yeni anlayışı yerleştirirken sınıflar arası
ayrım daha da büyümekte ve parası olanın hizmetlerden yararlandığı ve parası
olana uygun bir devlet anlayışı geliştirilmektedir. Bu parası olan anlayışında
çok kültürlü, çok dilli, çok dinli, hetero bir toplum siyasi sınırların yeniden
çizildiği bir süreci de işaret etmektedir. Bu yeni düzen ne imparatorluklarda
olduğu gibi bir alanı, ne de ulus devletlerde olduğu gibi sermaye birikimi
anlayışına tekabül eder. Bu yeni düzende neyi nasıl pazarlarsan pazarla
makbuldür, üretimden daha çok tüketim ve parası olanın malını parası az olana
borçlandırarak tüketmekten geçiyor. Hizmet sektörü yeni taşeron iş sahalarını
açarken, taşeron çalışanların evlerine gidemeden kazandıklarını tüketmeleri
hesaplanmakta ve hizmetten yararlanmak istiyorsan devletin yeni güvenlik
sistemi olan sigortalardan yararlanmak zorundasın demektedir. Artık devletin
emekli sandığı işlev görür halden çıkmakta ve onun yanında özel bir emekli
sigortası yaptırmak, sağlık sigortası, hukuk sigortası… gibi sigortalar
yaptırmayı zorunlu kılarak ailenin de parçalanmasını ve bireysel çözümler ile
sorun bireyselleştirilerek oluşacak olan toplumsal muhalifin önüne yeni
güvenlik sistemleri oluşturtmaktadır.
Geçmişe göre güvenlik
açıkları büyümekte ve yeni düzene göre yeni güvenlik sistemleri hayatın bir
parçası olmaya devam etmektedir. Bu düzene uygun devleti eritebilecek yeni bir
mücadele aracı geliştirmek zorunludur, çünkü eski sisteme uygun geliştirilen
her türlü mücadele yöntemi artık işlevsizdir, yenilginin yaratmış olduğu
travmayı aşamaz haldedir. Devletin yaraymış olduğu güvenlik açıkları iyi
değerlendirilip bireylere doğru mücadele yöntemleri gösterilebilirse bu ülkede
daha çok gezi direnişleri patlak verecektir. İktidar için güvenlik ve iktidarın
sevdiği parası olana göre hizmet anlayışı ile mücadele etmenin bir çok yöntemi
vardır, önemli olan somut duruma uygun somut mücadele yöntemlerinin geliştirilmesidir.
İsmail
Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.