Lobicilik!
Lobicilik, her ne olursa olsun, haklı haksız fark etmez bir
çıkar grubunun hakkını hükümetler veya herhangi bir erk önünde savunmaktır. Bu
çıkar grubu ister devlet olsun, ister bir firma. Bu çalışmalar kanun koyucuları
ve memurları etkilemeye yönelik her türlü faaliyeti kapsar. Devlet
çalışmalarını ve yasaları özel bir çıkar ya da bir lobi faydasına etkilemeye
çalışan kişilere lobici denir.
Son yıllarda devletlerin bütçesinde önemli bir yer kaplayan
masraflar listesinde lobicilere ödenen paralardır. Kendisini zayıf gören,
herhangi bir yaptırıma karşı devletler nezdinde haklı olduğunu kanıtlamaya
çalışan devletler güçlü olarak gördüğü ve Birleşmiş Milletler nezdinde her
hangi bir oylamayı veto etme hakkı olan devletlerin ulusal meclisleri içinde
lobi faaliyeti yapmaları doğal karşılanır olmuş. Örneğin ülkemiz Ermeni yasa
tasarısı için Amerikan senatosunda ki her oylama öncesi bu lobi faaliyeti için
önemli miktarda para yatırdığı bütçe görüşmelerinde ortaya çıkmaktadır. Örtülü
ödenek üzerinden yürütülen bu çalışımalarda ne kadar paranın hareket halinde
olduğunu kimse net olarak tanımlayamaz ama tahmini rakamlar üzerinden
konuşulur. Örtülü olan her iş zaten karanlık noktaları temsil eder ki, o
karanlık noktalarda ulusal çıkar savunması adı altında neler yapıldığı
yaşanırken kimse bilemez, sadece tahminlerde bulunabilinir…
Elbette sadece devletlerin örtülü ödenekleri yoktur,
firmalarında örtülü bütçeleri vardır. Firmaların örtülü ödenekleri, genelde
ihale öncesi kayıt dışı parasının kayıt dışı ödemelerde kullanılır ve ihale
sonucunu etkileyecek kişi ya da kurumlara el altından aktarılan paraların
olduğu alan olarak tanımlanabilinir.
Liberal ekonominin hakim olduğu ülkelerde örtülü ödenekler
hükümetlerin bütçeleri içinde de önemli paya sahip olmaya başladı, çünkü kendi
ülkesinin ekonomik çıkarı için başka ülkelerin içine dahil olduğu ihalelerde
firmalar ya da devletler nezdinde lobi faaliyeti için bu örtülü ödeneklerden
para kullanılır. Elbette bu sadece saf rüşvet için değil, akla gelebilecek her
türlü karanlık faaliyet içinde kullanılabilinir.
Lobi faaliyeti çıkarların çatıştığı her alanda geçerliliğini
korumaya ve daha da karmaşık ilişkiler ağı yaratmaya devam etmektedir.
Siyasi partiler lobi faaliyeti yapar mı?
Tarihimize baktığımızda yapar diyebiliyoruz, çünkü yakın
tarihimizde şimdi tarihin karanlık sayfaları içinde yok olmaya dönüşmüş olan
Sovyetler Birliği çıkarları için ülkemiz içinde siyasi bir parti lobi faaliyeti
yürütmüş, o ülkenin çıkarlarını kendi siyasi çıkarlarının üstünde tutarak
politik tercihlerini yapmıştır. Siyasi parti konumundan daha fazla lobicilik ve
Sovyetlerin çıkarını ülke içinde savunmaya ve ona karşı oluşan düşmanlık
duygularını azaltmak adına politikalar yürütülmüştür. Aynı şeyin sağ ayağını da
Demokrat Parti ve devamı Adalet Partisi Amerikan çıkarlarını savunmak ve
Amerikan dostluğu için ülkemiz içinde adı konulmamış lobi faaliyeti içinde
olmuştur. Amerikan Lobicileri NATO’ya giriş sürecimizde önemli etkileri
olmuştur. Kapitalizm lobi faaliyetleri ile ülkenin içine sızmış ve ülkeyi
yeninde yapılandırmıştır. Ülkemizin yakın tarihi hem Amerika hem de Rusya
çıkarlarına uygun şekilde biçimlenmiştir.
Ülkemiz yeni oluşmakta olan devlete komşu konumundadır ve o
komşu devleti ile köklü tarihi ilişkisi olan halkın evlatları bu ülkenin kurucu
halkıdır. Şimdi bu devlet kurulduğunda elbette o devletin çıkarları bu ülke
içinde savunacak önemli bir lobi faaliyeti olmak zorundadır, çünkü o ülkenin
çıkarları o ülke içinde gelişmelerden bağımsız olarak yürütülecek ve önemli
olan o ülkenin yaşaması için her türlü özveri gösterilecektir. Tıpkı bizim
çıkarımızı Almanya’da ve AB (Avrupa Birliği) lobi faaliyetinin yaptığı gibi.
Ülkemiz içinde olan işkence ve faili meçhul cinayetler ile ilgili Almanya’da
insan hakları kurumları nezdinde yapılan her türlü girişime karşı bu lobi
faaliyeti engel olmaya çalışmaktadır. Sanki ülkemizde karanlıktan zifiri
karanlığa doğru bir düşüş söz konusu değilmiş gibi, sözde olarak adlandırılan
işkence ve faili meçhul ve de diğer olumsuz koşulların üstü örtülmeye çalışılmaktadır.
Lobi her türlü olumsuzun üstünü örterek, o olumsuz koşulların ülke içinde
yaşanmasına ve de devam etmesine neden olabilmektedir.
Lobicilik, birisinin yaşaması için esas amacından çıkarlar
nedeni ile vazgeçmektir belki de. O yüzden lobicilik kapitalist sistem içinde
teşvik edilen bir unsur olarak dikkati çekmektedir. Çünkü savunmak adına
yapılan ve kontrollü karanlık noktalarda özgür alanların bırakılması sistemin
bir anlamda koruyucu sibobu özelliğini göstermektedir. Örneğin Almanya'daki
Türk lobisi içinde yer alanlar Almanya’da yaşanan siyasi değişime sadece
izleyici konumunda kalırlar. Sonuçta orada gelişmekte olan siyasi değişimin
önünde iktidarda olan partinin yanında yer alarak muhafazakar olma durumuna
düşerler, çünkü temsil ettikleri ülkenin çıkarları her şeyin üstündedir ve
olumsuz olan özelliklerini örtmek ile yükümlüdürler. Bütün bu faaliyetleri
yüzünden temsil ettikleri ülkenin örtülü ödeneklerinden faydalanırlar ve lehte
karar vereceklere ve onların düşüncelerini ve de oylarını etkilemek için
dağıtacakları paralarda aracı konumunda olurlar.
ABD lobiciliği yasal bir düzenleme altına almıştır, orada
lobicilik işi içinde olanlar yanlarında önemli miktarda kalifiye elaman
çalıştırılır ve o kalifiye elemanlar ile etkilemek istedikleri üyeler üstünde
baskı kurarlar. Kısaca var olan gerçekleri değiştirip, aldıkları parayı hak
etmeye çalışırlar. Lobicilik yeni gerçekleri doğru diye yaratırlar ve onlara
inanmamızı zorlarlar. Lobi faaliyeti için her türlü iletişim arcı
kullanılabilinir, yeter ki amaca uygun sonuç elde edilsin… Eğer sonuca odaklı
çalışılmazsa o lobi faaliyeti içinde yer alanlar yeni bir iş alma şansları
düşüktür. Para verenin amacına ve beklentilerine uygun davranışı kendisine
hedef koyanların omurgası olmaz, o paranın çıkardığı rüzgara göre yön
değiştirir ve her değişim yeni doğruları yaratma sürecidir. Her lobi kulisi
iktidar ve iktidar olmaya aday olan partiler içinde olur. İkilidir her şey ve o
ikili ilişkiler içinde olması kontrol edilebilen ilişkilerin içinde karanlık
noktalara özellikle izin verilir ki, o liberal ekonominin gerekliliğidir.
Bugün ulusal ordular sadece firmaların çıkarlarını korumak
ve kapitalist sisteme karşı gelebilecek kara paranın oluşumunu kontrol etmek
adı altında faaliyet gösterir. Lobiler de bu sürecin sadece siyasi mekanizması
içinde yer alan ve etkili olan bir kuruma dönüşmüştür. Lobiciliğin olduğu yerde
kontrollü bir sürecin devam etmesi anlamına gelir ve yaratılan illüzyon içinde
insanları hedeflerinden uzakta ve sistem ile barışık yaşamasını sağlayan bir
ortam hazırlarlar.
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.