Sanat
Bir gün bir galeriden bir tablo alınmıştır. Yalnız tablo
beyaz zemin üzerinde beyaz boya ile çizilmiş üç çizgiden oluşmaktadır. 200 bin
Euro fiyata alınmış ve satışı yapan sanat galerinin sahibi aynı tabloyu hemen
220 bin Euro’ya satın alacağını bildirmiştir. Sanat galerisi sahibi aslında
satmak istemediği bir tabloyu satmıştır ama galerinin iş yapıyor gibi gözükmesi
içinde satış yapmak zorundadır. Önemli olan ticari hayatta paranın hareket
halinde olmasıdır. Meta ve para değiş tokuş yapılan unsurlardır.
Beyaz zemin üzerine beyaz boya ile çizilmiş olan tablo üç
arkadaşı 25 yıllık dostluğunu sorgulamaya ve yüzleşmesine sebep olacaktır. Uzun
bir zaman birbiri ile iyi geçinen ve birbirini örnek alan üç arkadaşın birden
bir tabloya ve verilen para karşısında düşülen şaşkınlık karşısında verilen
tepkilerin trajik komik unsurların bol kullanıldığı kara mizah unsuru içinde
eğlenceli bir oyuna dönüşüştür.
Üç insan, üç arkadaş ve üç arkadaşı üç usta oyuncu yıllar
sonra sahnelemektedir, çünkü 90’lı yıllarda oynan oyun arada başka sanatçı ve
tiyatro gruplarınca oynanmış, seyirciyi yakalamış bir oyun bu sefer 90 yıllarda
sahneyi birlikte paylaştıkları ve sonra aramızdan ayrılan Cüneyt Türel’in
anısına oyun yeninden perde demektedir.
Üç usta oyuncu sahneyi her alanını rahatlıkla kullanıyor.
Elbette gençlere taş çıkaracak oyunculuk, oynarken eğiten, eğitirken
oyunculuğun nasıl olması ve oyun sırasında oyuncular birbirlerini nasıl
desteklemesi gerektiği gösteren bir oyun.
Oyun, yeni açılan ve asansör boşluğuna düşen işçiler ile
anılan, eski stadyumun yerini alan büyük bir gökdelenin en alt katında
oluşturulmuş sahnede kendine mekan bulmuş. Oyun, yaklaşık 400 kişinin aynı anda
seyrettiği bir salonda oynandı. Havalandırmanın sesi her ne kadar dikkat
dağıtıcısı olsa da oyunu izleyen ışık zaman zaman oyuncuların hamlesinden sonra
sahneye düşmüştür. Oyun sonrasında parayı veren ve sahne kuran mekanın sahibine
teşekkür edilerek oyun sonlandı…
Yeni bir sahne, tiyatro için mekanını açmış, Kasım ve Aralık
programı dolu olarak gözüküyor. Sahne sanatları gün geçmiyor ki yeni alanlara
kavuşmasın, aşırı derecede artan AVM çılgınlığı yanında büyük gökdelenler ve
onların altında oluşturulan tiyatro salonları ve sergi salonları ile sanat
kendisine yeni yaşam alanları bulurken, elbette burada sanat kavramının beyaz
zemin üzerine beyaz çizgi çizmek anlamında kullanıyorum…
Bugün plazalar, AVM'ler neden sanata kapısını açıyor? Hemen
yanıt vereyim, nerede hareket orada bereket ve sanata yatırım yapanlar ondan
beklentileri sadece paradır... Paranın öncelik olan yerde sanatta para
karşılığında verilen rolü en iyi bildiği şekilde yapmaktadır.
Bütün binalar, bütün şehirler alın teri ve kan üzerine
kurulur ve yükselir. Kan üzerine yükselen yerlerde ise sanat kendisine yaşam
alanı bulur ya para sahiplerine hizmet eder ya da sokağa... Sokağa hizmet eden,
baldırı çıplak ve emeğinden başka geçim kaynağı olmayan ve de yükselen ne varsa
onun temelinde alın teri ve kanı olanlar ancak sanatı sokakta veya bugünlerde
ekranlar aracılığı ile evinin bir köşesine sızan şekilde görmektedir.
Sanatı dokunulmaz kılanlar; sanatın çekiciliğinden
faydalananlardır...
Plazalarda yer alan sanat galerileri sana bana seslenmez,
parası olan ve orada sergilenecek eseri satın alana seslenir. Yatırım için
satın alanlar ise onu dokunulmaz kılarak değer kazanmasını ve artı değer ile
kasasına para getirtmesini hesaplar. Kısa vadeli yatırım veya uzun vadeli
yatırım yapanlar halkı değil sadece kendi cebini düşünür ve satabileceği şeye
yatırım yapar.
Bugün tiyatrolarda sergilenen eserler, plaza içinde yer alan
tiyatrolarda oynanan oyunlar sistemi rahatsız edenler olmayacaktır, şirketler
tarafından desteklenen ve şirketlere ait özel tiyatrolar ancak para getirdiği
sürece sahne diyebilir...
Elbette bütün bunların dışında sokaktaki insan, alın
terinden başka tutunacak dalı olmayanlara seslenen sanat da vardır ve var
olmaya devam edecektir...
İsmail Cem Özkan
Sanat
Yazan: Yasmina Reza
Türkçesi Ve Yöneten: Gencay Gürün
Sahne Tasarımı: Barış Dinçel
Oynayanlar: Cihan Ünal, Can Gürzap, Mutlu Güney
Işık: AYSA Prodüksiyon Tiyatrosu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.