Gülmek devrimcidir…
Gülmek mutlu olmak ve kendine güvenen anlamına gelir. Gülen
insan yaşayandır, umudu var olan demektir. Gülmek her canlıyı daha güzel yapar,
her birini ayrı ayrı sevimi gösterir. Gülen insan “Merhaba” diyendir, kısaca
benden sana zarar gelmez!
Yaşadığımız zaman diliminde birbirine benzer psikolojik
rahatsızlıkları duymaya başladım. Aslında rahatsızlık kavramını kullanmak
istemem ama psikiyatristler rahatsızlık olarak algılıyor ve tedavisi
için sizden yüklüce para talep ediyorlar. Bir konuda yardım almak için
gitmişseniz bir kliniğe hasta olmanızdan önce siz müşteri olarak gören bir
sağlık anlayışının parçası ve soyulanı oluyorsunuz. Liberal ekonomi hastaları,
öğrenciler gibi müşteri konumuna getirdi. Müşteri her zaman iyi para bırakan birer
tüketicidir ve onun iliğinden, kılından para çıkarmak ve kazanmak işletmenin
yeteneğine bağlıdır…
“Biri gizli mesaj gönderiyor, biri izliyor, biri sürekli
beni arıyor, neredesin diye soruyor, biri biri...” Bir değil, iki değil, on
değil... Birbirine benzer davranışlar ve sorunlar yumağı...
Benzer sorunlar yumağının kaynağı nasıl şey olabilir diye
düşünmeye başladım. Çünkü birbirine benzer psikolojik davranış tetikleyen bir
şey olması gerekli, çünkü psikolojik davranış salgın hastalık olamaz, adı üzerinde
bireysel. Toplum dışına düşmüş ama toplum ile ilgili bireysel davranış ve
algı sorunu... Peki, neden bu sıralarda çok yaygınlaştı, neden moda gibi
rahatsızlıklar biden ortaya çıkıyor popüler oluyor ve sonra sönüyor?
TV dizileri hiç masum değil...
TV'de yayınlanan dizilerin insanın davranışına etkisi,
biçimlendirmesi, bilinçaltına söylenen sözler. Sürekli sinirli, kavgaya hazır
suratlar... Sesini kısın dizilere bakın, nasıl bir davranış olduğunu izleyin.
Tüm oyuncular agresif, göz bebeklerini büyüterek ve öfke ile konuştuklarını
göreceksiniz... Vahşet, nefret, ölüm... İtibarsızlaştırılmış birey, çaresiz...
Kindar... Arkasından sürekli oyun oynayan ama yüze gülen bireyler...
Güvensizlik... En yakınına güvenme telkini... Çünkü sana en çok zararı en yakının
verir imgesi...
Birbirini izleyen ve taklit eden diziler...
Hangi kanalı açarsanız açın isimleri değişiyor, oyuncuları
değişiyor ama davranış ve imgeleri ile hepsi aynı olan diziler... Bir
stratejinin parçası olarak yazılan veya yazdırılan senaryolar.
Piyasada tutmuş diziler...
Para getiren diziler riske girmeden istenileni veren yapım
evleri...
Amerika'da üretilen ama sonra uyarlanan senaryolar...
Her biri her biri toplum bilimcilerin ve yönlendiricilerin
moda değimi ile toplum mühendislerin işi...
Toplum içinde bireyler birbiri ile uğraşırken sistem çökmüş,
devlet yokmuş gibi her şeyi belirleyen konularda kimse kafa yormaz... Kafa
yoran ve yazanları da okumaz... Çünkü o kendisine karşı yapılacak kötülüğü
önleme derdinde...
Fesat duygular, fesat davranışlar, fesatça çıkarmalar hepsi
hepsi bilerek ve istenerek şimdiki zaman uyarlanarak uygulanıyor...
Biraz kendisine dışarında bakabilse birey kimin piyonu
olduğu görecek ama göremez, çünkü onun odak noktası ve duruş noktası artık
istenilen yere gelmiştir. Mutlu olma, her daim trajedi içinde yaşa, çünkü mutlu
olmak, neşeli bakmak olaya onları oyunu bozan temel şeylerdir...
O yüzden gülen insana saldırıyorlar...
O yüzden gülmek devrimcidir...
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.