Galata Gazete


14 Mayıs 2014 Çarşamba

Öldürmeyi biliyorsunuz!

Öldürmeyi biliyorsunuz!

Her yerde iş kazası olabilir, insanlık tarihi iş kazaları ile doludur. Ama yine insanlık tarihi iş kazaları sonucunda nasıl önlem alınacağı ve her kazadan ders çıkarıldığı birikimler ile de doludur. İş kazaları tekrar ediyorsa orada, cinayet vardır, çünkü deneyler o kazanın önlenebilir olduğu güvenlik önlemlerinin de varlığını işaret eder.
Bir kazanın cinayet olup olmadığını öğrenmek için basit bir yol vardır, kaza daha önce yaşanmamış, hiçbir deneyim ve birikim olmaması, güvenlik önleminin o alan için olmaması anlamındadır. Çağdaş ülkelerde uygulanan güvenlik önlemleri, yaşadığımız liberal ekonomi içinde kardan/ kazançtan kayıp olarak algılandığı için güvenlik önlemi ortadan kalkar ve “kaza” ortaya çıkar. Bu kazaya kaza denmez, açıkça cinayet denir.
Son yaşanan Soma katliamı bir kaza değil, cinayettir.
Madenler konusunda insanlık tarihi bir çok deneyim ile doludur. Basit ve biraz masrafı olan önlemler ile ölümler kitlesel olması önlenirdi. Bir çok insan işveren biraz daha kar etsin diye ölmesine gerek kalmazdı. İşverenler gökdelenlerde oturup, şehrin siluetine baksın diye ölmesine gerek yoktur.
İnsan hayatının bu kadar ucuz olduğu ülkelerde kazalar olmaz, cinayetler olur ama cinayetler yasalara ve hukuk kurallarında yazılı olmadığı için kader denir ve geçilir. Üstelik bu kader mesleğin icabı içinde vardır denir.  
Her mesleğin içinde ölüm olabilir, o risk yaşamın içinde hep vardır ama güvenlik önlemi almış olursan, o önlemler içinde bir can bu dünyaya son nefesini bırakıyorsa, o son nefesin tahlili yapılır ve bir daha olmaması için güvenlik önlemleri araştırılır.
İnsanlık, birikimleri ile insanlık tarihini yazmıştır.
Tarihi olmayan toplumlarda kader her şeyi yönetir ve sorgulanmaz.
Sorgulamayan, ders almayan toplumlarda başka toplumların yaşam kalitesinden uzak, vahşiliği doğal olarak görür. Dünyanın merkezide olduğunu sanarak, kendi insanını, çalışanını, birikimi biraz daha kar için yok sayar ve onu makineden daha değersiz görür. İlk kurtarılacak değerler arasında işçi sağlığı yoktur! İşçinin adı sadece bir giriş kartıdır zaten.
Eğer önlem almış olsalardı, kontroller çıkar ilişkisi yerine işçi güvenliği ve sağlığı açısından yapılmış olsaydı, bugün bu kadar kitlesel cinayet işlenmemiş olurdu.
Soma’da bir maden ocağı yanmadı, orada katliam yapıldı!
Maden ocağında insanlar yakıldı!
Bu cinayetten sorumlu olanların, her birinin ‘uluslararası hukuk kuralları’ ile yargılanması ve sorumluların hesap vermesi gereklidir. Aksi halde birileri “siz cinayet işlemesini, öldürmeyi iyi bilirsiniz!”, “insan yakmasını iyi bilirsiniz!” diye bağırması karşısında sessizce durmak zorunda kalırız.
Bu ülkenin insanın alnına sürülmüş bir kömür karası değil, madencinin kanı olur, eğer sorumlular hesap vermez ise.
İsmail Cem Özkan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.