Öldürmeyi
biliyorsunuz!
Her
yerde iş kazası olabilir, insanlık tarihi iş kazaları ile doludur. Ama yine insanlık
tarihi iş kazaları sonucunda nasıl önlem alınacağı ve her kazadan ders çıkarıldığı
birikimler ile de doludur. İş kazaları tekrar ediyorsa orada, cinayet vardır,
çünkü deneyler o kazanın önlenebilir olduğu güvenlik önlemlerinin de varlığını
işaret eder.
Bir
kazanın cinayet olup olmadığını öğrenmek için basit bir yol vardır, kaza daha
önce yaşanmamış, hiçbir deneyim ve birikim olmaması, güvenlik önleminin o alan
için olmaması anlamındadır. Çağdaş ülkelerde uygulanan güvenlik önlemleri,
yaşadığımız liberal ekonomi içinde kardan/ kazançtan kayıp olarak algılandığı
için güvenlik önlemi ortadan kalkar ve “kaza” ortaya çıkar. Bu kazaya kaza
denmez, açıkça cinayet denir.
Son
yaşanan Soma katliamı bir kaza değil, cinayettir.
Madenler
konusunda insanlık tarihi bir çok deneyim ile doludur. Basit ve biraz masrafı
olan önlemler ile ölümler kitlesel olması önlenirdi. Bir çok insan işveren
biraz daha kar etsin diye ölmesine gerek kalmazdı. İşverenler gökdelenlerde
oturup, şehrin siluetine baksın diye ölmesine gerek yoktur.
İnsan
hayatının bu kadar ucuz olduğu ülkelerde kazalar olmaz, cinayetler olur ama
cinayetler yasalara ve hukuk kurallarında yazılı olmadığı için kader denir ve
geçilir. Üstelik bu kader mesleğin icabı içinde vardır denir.
Her
mesleğin içinde ölüm olabilir, o risk yaşamın içinde hep vardır ama güvenlik
önlemi almış olursan, o önlemler içinde bir can bu dünyaya son nefesini
bırakıyorsa, o son nefesin tahlili yapılır ve bir daha olmaması için güvenlik önlemleri
araştırılır.
İnsanlık,
birikimleri ile insanlık tarihini yazmıştır.
Tarihi
olmayan toplumlarda kader her şeyi yönetir ve sorgulanmaz.
Sorgulamayan,
ders almayan toplumlarda başka toplumların yaşam kalitesinden uzak, vahşiliği
doğal olarak görür. Dünyanın merkezide olduğunu sanarak, kendi insanını,
çalışanını, birikimi biraz daha kar için yok sayar ve onu makineden daha
değersiz görür. İlk kurtarılacak değerler arasında işçi sağlığı yoktur! İşçinin
adı sadece bir giriş kartıdır zaten.
Eğer
önlem almış olsalardı, kontroller çıkar ilişkisi yerine işçi güvenliği ve
sağlığı açısından yapılmış olsaydı, bugün bu kadar kitlesel cinayet işlenmemiş
olurdu.
Soma’da
bir maden ocağı yanmadı, orada katliam yapıldı!
Maden
ocağında insanlar yakıldı!
Bu
cinayetten sorumlu olanların, her birinin ‘uluslararası hukuk kuralları’ ile
yargılanması ve sorumluların hesap vermesi gereklidir. Aksi halde birileri “siz
cinayet işlemesini, öldürmeyi iyi bilirsiniz!”, “insan yakmasını iyi
bilirsiniz!” diye bağırması karşısında sessizce durmak zorunda kalırız.
Bu
ülkenin insanın alnına sürülmüş bir kömür karası değil, madencinin kanı olur,
eğer sorumlular hesap vermez ise.
İsmail
Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.