Gün geçmiyor ki…
Gün geçmiyor ki bir göçmen gemisi (dediğime
bakmayın gemi çöpe gitmek üzere olan su üzerinde duran metal yığını) üstünde
insan yığını. Bu insanları bir metal yığını üzerine bırakıp denizin ortasında
kaderleri ile baş başa bırakan bir sistem. Çoğu ayağını toprağa basamadan
ölecek, bir çoğu da zayıf düşen bedenlerine giren virüs ve mikroplar yüzünden
ölecek, hele çocuklar savaştan kaçarken ve savaşın ne olduğunu tam bilemeden yok
olup gidecek. Her biri bir istatistik rakamı, her biri sanki bu dünyada hiç
yaşamamış, nefes almamış, hayalleri olmamış gibi insanlar. Her biri Akdeniz
sularına gömülen ve bir daha haber alınamayan faili meçhul cinayetin
mağdurları. Onlar, mülteci olmak isteyen göçmenler.
Fakir, iç savaş ve işgal edilmiş
ülkelerinden kaçan ve savaş, çatışma, aşağılanma dışında hiçbir şey görmemiş
insanların hareketidir, mülteci yolları. Zengin olana, daha istikralı olana,
ekranlar aracılığı ile gördükleri ve çocukların oyun bahçelerinde gülerek
oynadıkları, baba ve annelerine içten haykırdıkları, cilveleştikleri ülkelere
doğru akın ediyorlar. Onların nüfus hareketleri gelmekte olan bir dünya
savaşının da habercisi hatta dünya savaşının göstergesidir. Mültecilik bir
savaşın açık olarak gösterildiği ve zengin fakir ayırımının daha da keskin
olarak yaşandığının kanıtıdır. Mülteci olanlar kaçmak dışında başka yaşama
şansı kalmayan insanlardır, elbette başka tercihi olabilecekken, mülteciliği
bir macera olarak gören küçük bir azınlığı da gözden uzak tutmamak gereklidir.
Onların varlığı bu çelişkiyi ne ortadan kaldırır ne de küçültür.
Dünya üzerinde göç yolları hep vardır,
doğanın yasası gereğidir göç. Göç aynı zamanda başka yerin yağmalanması
anlamına da gelir. Çünkü kıt olan yerden çıkanlar önlerine ne gelirse
yağmalamak zorundadır, çünkü ayakta kalmanın başka yolu yok gibidir. Kimse bu
yağmaya karşı koyabilecek seti yaratamaz, oluşturamaz. Mülteci alan ülkeler bu
yağmadan nasibini alır ama bu nasip onların iç işlerinde mülteci, yabancı düşmanlığına
ve hatta din düşmanlığına dönebilir ve bir savaşın tarafı olanlar için meşrutiyet
zemini bile olabilir.
Göç alan ülkeler genelde ellerinde kan
olan ülkelerdir, savaşın, karmaşanın olduğu ülkelerde çatışmadan pay alan ve
kendi ülkesinde ki refaha kandan elde edilen para ile katkı sunan ülkeleridir.
Zenginliği biraz sorgularsanız, ulus devleti içinde oluşmuş sermayenin artık
bir devletin zenginliği için yeterli olmadığını görürsünüz, her biri bir
sistemin entegre olmuş parçalarıdır ve gelişen evrensel çaptaki karmaşadan
direkt ya da dolaylı olarak yararlanırlar. Bugün iç çatışmasını sıcak savaşa
döndermiş ülkelerin kavgası iç çelişkiden daha çok, dış güçlerin kendi
krizlerinden çıkış yolu olarak görmeleridir. Kapitalist sistem, ulus devlet ile
sınırlı değildir, evrensel çapta bir biri ile entegre olmuş parçaların
bütünüdür ve bu parçalar yirmi dört saat hiç durmadan hareket eder, dünyanın
hareketi gibi. Kapitalist sistemde en önemli unsur paranın sürekli hareket halinde
olması ve sisteme hizmet etmesidir.
Mülteci yolunu açan aslında bu sistemin
kendisidir, çünkü sistem hareket edebilmesi ve var olan krizleri ortadan
kaldırabilmesi için sürekli tüketim çılgınlığının olması gereklidir. Dünya Ticaret
Örgütü (World Trade Organization, WTO) tüm ülkelerin
üretimi ve tüketimi hesaplanmakta ve hangi ülkede ne kadar hangi ürün
üretileceğine karar verilebilmektedir. Bu da gümrüklerden geçen ürünün kontrol
edilmesi anlamına gelir ki, üye ülkeler buna uyacağına dair anlaşmalar imzalamış
olmasına rağmen bu gümrük ve üretim için de istisnai ülkelerin olması dikkate
değerdir, çünkü bu istisnai ülkeler hiçbir kural tanımadan dünya ticaretine
müdahil olabilmekteler. İşte bu istisnai ülkelerden biri hepimizin bildiği ABD’dir.
Özgürlükler ülkesinde her tülü kara para kontrollü şekilde depolanmakta ve
gerek görülen yerlerde kullanılmaktadır. 24 saat hareket eden para, aynı
zamanda çatışmaları ve yoksullaşmayı da beraberinde getirmektedir. Üretimden daha
önemli olan paranın hareket halinde olması ve dünya ticaretine yön verenlerin
hizmetinde olmasıdır.
Bugün batması yüksek olan gemiler içinde
insanların dramını belirleyen ve onları birer istatistik rakama indiren işte bu
paranın dünya üzerinde bıraktığı izlerdir. Dünya ticaretine entegre olmuş bütün
ülkelerin borsaları ve siyasi tercihleri bu cinayete ortaktır. Bir ülkede
istikrarın olup olmayacağına, hangisinin işgal edilip edilmeyeceğine karar
veren bu sistemin (kapitalist) ihtiyaçlarıdır. Krizden çıkış yolu silah ve ilaç
sanayisinde ki tüketimdir. Şimdi üçüncü bir güç olarak gıda da girmiştir. Her ülkede
tüketilecek gıda üretimi yapan firmaların ihtiyaçlarına göre yeni hastalıklar,
obezite gibi kavramlar üretilecek ve insanlara yeni yeme alışkanlıkları sağlık
adına önerilirken, aynı zamanda yeni tüketim yolları da açılacaktır. Denizin ortasında
olan ve batma tehlikesi yüksek olan mültecici birinin hayallerini bile işte bu
dünya tekelleri belirleyecek ve onların içsel yol göstericiliğine hizmet
edecek. Sömürge ve kapitalist ülkelere göç bilinçli bir şekilde
yönlendirilirken, ulus devlet içinde oluşan düşmanlık güdüleri sayesinde yapmış
oldukları işgaller ve savaşlara meşrutiyet kazandırmaktalar. Göçmenlik ve mültecilik
ulus devlet içinde kamuoyu oluşturmak için bir araçtır, sistemi ne tehlikeye
sokabilir ne de etki yapacak kadar büyük nüfus hareketine izin verilir… Akdeniz
ve başka denizlerde batan gemiler ve içinde ki insanlar sadece rakamdır, o
rakamlar ise hiçbir vicdanı rahatsız edecek konuma gelemez... Sistem bu batan
gemiler ve nüfus hareketleri sayesinde kendi çıkarına rüzgar estirmekte ve ülke
içinde kamuoyu oluşturmak için PR çalışmasında kullanılmaktadır.
Gün geçmeyecek batan gemideki insanlar
için…
Bugün mürteciciler varsa ve ülkeden
ülkeye geçmeye çalışıyorsa, bu cinayette hepimizin bir parmak izi olduğunu
unutmayalım, çünkü bu sistem yaşıyorsa ondan faydalandığımız ve rahatımızın bozulmaması
için göz yumduğumuz içindir.
Hepimiz bir anlamda elini kana bulaşmadan
eline kan sıçramış katilleriz, kapitalist sistemde yaşamaktan memnun kaldığımız
sürece…
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.