Galata Gazete


9 Aralık 2015 Çarşamba

Çıkarlar yaşamı belirler!

Çıkarlar yaşamı belirler!

Siyaset; başkaların üzerine basarak bir yere gelme ve onun üzerinden emek sarf etmeden çıkar sağlamaktadır. Ne yazık ki siyasetin bir çok tanımından sonra bu tanımı yaşadığımız zamanın ruhuna uygundur. Parası olanın politik arenada yerini aldığı, bizim gibi geri bıraktırılmış ülkelerde liderini hoş tutanın seçildiği bir atmosferdir. Halkın adayı aslında bizde liderin adayıdır, liderin belirlediği insanlar halkı temsil eder! Çıkar, elbette o seçilenin cebine göre lider de değiştirilir, yeter ki transfer olduğu lider onu yeniden vekil yapsın!
Burjuva siyasetinde yaşananların alternatif olduğunu söyleyen siyasi yapılar içinde de benzer görüntülere rastlarsınız. Burjuva yaşamda ne yapılacağı, nereden çıkar sağlanacağının kuralları varmış gibi gözükmesine rağmen, alternatif olan yaşam içinde belirsizlik daha fazladır, çünkü etnik pazar koşulları orada daha geçerlidir ve o pazar içinde çıkarlar farklı şekillerde devam eder ama içerik aynı olmasına rağmen…
Radikal örgütlerin yapısına baktığımızda, burjuva yaşamından farklı olarak çocukların durumu ortaya çıkar, çünkü burjuva örgütlenmede çocukların geleceği adına görünmeyen kasalara paralar ve unvanlar biriktirilir. Radikal olan örgütlerde yer alanların önemli bir kesimi çocuklarını daha fazla korumacı olarak olayların dışında tutar, onların kariyeri için uğruna savaştıklarının tersi bir tutum içinde çocuklarına olanaklar yaratırlar. Radikal düşüncenin savunucu olduğunu söyleyenlerin çocukları genelde siyasetten uzakta, ticaretin ortasında tüccar ya da kariyer sahibi olarak yer almaları tesadüfi değildir.
Başkalarının çocukları üzerinden politika yapanlar, kendi fotoğraflarının değişik etkinliklerde yer almasından büyük keyif alırlar ama ne çocukları ne de eşleri o fotoğrafta yerlerini alırlar... Politika arenasında olanların eşleri ve çocukları genelde yapılan etkinlikler içinde yer almıyorlarsa onların samimi olmadıklarını düşünürüm... Başkalarının çocuklarının macera ruhunu kendi siyasi çıkarları ve amaçları doğrultusunda kullandıklarını düşünür ve o olaylar içinde yer alan bütün bunlardan habersiz çocuklar için üzülürüm... Kendi çocuğunun kariyer yolculuğunda her türlü özveriyi gösterip, çocuğunu aşırı kollamacı şekilde olaylardan uzak tutan bu insanlar, başkalarının çocuklarının ölümünden nasıl siyasi çıkar sağlayacaklarını hesaplarlar... Elbette bu sözlerim siyaset içinde yer alan her birey için geçerli değildir, bir bölümü tüm yaşamını idealleri uğruna ortaya koyarken, o kadar olaylar arasında hiç yara almadan çıkan ve sürekli gündemde yer alanlar için geçerlidir. Bugün dahi ömrünün gençlik yılları içinde ‘iki sene’ içinde yaşamış olduğu bazı olayların ve ilişkilerin anılarını hala pazarlayan ve o anılar ile kendisine değer ve anlam biçenlerin olduğu gerçeğini ne yazık ki yaşadığımız toplum içinde ve onlardan hala umut içinde bir şeyler bekleyenleri görmem yüzünden bu cümleleri kurmaya mecbur oluyorum.
Alışkanlıklar, çıkarlar olduğu sürece devam eder. Çıkarı devam edenler ve başka yerden çıkarı olmayanlar geçmişten elde ettikleri alışkanlıklarını devam ettiriyorlar. Bunu görenlerin samimi olmayan bu duruş karşısında tercihi ne yazık ki var olan erkin devamı yönündedir.
Yaşadığımız toplumun çelişkilerinden bıkanlar, bu düzeni değiştirmek isteyenlerin alternatif bir ilişki ağını bulmadıkları için olsa gerek, var olan tükenmişlik, devletin iflas etmiş olmasına rağmen hala ayaktaymış gibi güçlü gözükmekte ve o güç ile toplumun üzerine baskı kurmaktadır. Bugün yaşadığımız trajik komik durum, yıkılmışın yerine konabilecek bir farklı yaşamın henüz kitleleri ikna edecek konumunda olmamasıdır. Çocuklarını ve çevresini kollayanların oluşturmuş olduğu baskıya alternatif gibi gözükenler de çocuklarını korumacı aile içgüdüsü ile davranması ve başkalarının çocukları ve emekleri üzerinden politika yapmasında aranmalıdır. Bugün kitlelerin gözünde iktidar; giden paşam, gelen ağamdır, o yüzden ne ağa gelsin, ne paşa, aç karınlarını doyurmak yerine karnı doymuş ama gözü doymamışların iktidarını devam ettirmesini çıkarları gereği şimdilik kabul etmekteler, çıkarlarına karşı bir durum söz konusu olmadıkça… Ülkenin bir yanında yaşanan düşük yoğunluklu savaş, sınırın hemen yanında yer alan hibrit savaşın ortaya çıkarmış olduğu ekonomik imkan (kara para) toplumun çıkarına ters gelmediği gibi istatistiklerde yaşaması mümkün olmayan hayat standardın toplumun her biriminde gözükmesi bu tükenmiş olan devlet mekanizmasının hala ayakta durmasına sebep olmaktadır. Çıkarlar ve onun yaratmış olduğu ilişki yalana doğru, doğruya yalan diye bakmayı şimdilik etik olarak görmekte ve sorgulamadan hayatını ikame ettirmesine göz yummaktadır. Toplum, Orhan Kemal’in yaratmış olduğu Murtaza rolünü benimsemiş, gözünü kapatarak işinin yürümesi için tüm olumsuzlukları görmezden ve anlamazlıktan gelmektedir. Üzerine yapışmış siyasileri ve onların çevresini kene olarak görmekte ve o keneler ile birlikte yaşamayı alışkanlık haline getirmiştir. 
Siyaset ve politika bizim gibi geri bıraktırılmış ülkelerde parası olanların yaptığı seçkinler kulübüdür, parası olmayanların ve göz önünde olmak istemeyenlerin çıkarını koruma ve onlara elde edilmiş olan rant pastasından yandaşlarına kırpıntı savurma alanıdır.
İsmail Cem Özkan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.