Geçilmez diye yalan uydurdular, geçtiler gittiler!
Çanakkale geçildi, hala geçilmez diye böbürlenenleri gördükçe dudaklarımda kara bir gülümseme oturur, kara dediğime bakmayın acıdır. Acının gülümsemesi olmaz. Emperyalist oyunun parçalanan oyuncağı olduğumuzu anlatır karanlıktaki sesim. Böbürlendiğimiz / övündüğümüz on binlerce ölümüzün olmasıdır, çoluk, çocuk, yaşlı – kadın erkek nesillerin ortadan kaldırılmasıdır.
Bir cephede yok edilen tüm birikimlerimiz.
Birikimlerimiz halklarımıza uyguladığımız zulümdür, derisi yüzülen insanlarımızın acısıdır. Osmanlı devleti içinde yaşadığı topluma çok acılar çektirdi, çok zulümler uyguladı. Anlı şanlı denilen tüm seferler acılar, katliamlar üzerine kuruludur.
Yağmaladı devleti yaşatmak için, yağmalandı İstanbul eşrafı şatafatlı ve rahat yaşasın diye. Tarlada ekili üründen hesap sormadan pay biçildi, alındı. Evdeki ocaktan çocuklar devşirildi, sırf bir aile gücünü korusun, daha fazla baskı yapsın diye…
Çanakkale savaşları işte bu zulmün son dönemecidir, yok oluşunu işaret eder. Böbürlenerek anlattığımız kıyımın olduğu yıllar bu kıyımın son sahnesidir. Son sahne bir Alman generalin yönetiminde sahneye kondu. İleriye sürülen bizim çocuklarımız, karar verenler Alman halkının çıkarını savunmak ile yükümlü olan bir general!
Çanakkale geçilmez diye yazarlar ya bende biraz gülümserim…
Çünkü bir kaç sene sonra bizim ro-ro gemilerimiz saray burnunda demirlemiş değillerdi... Saray burnuna demirleyen gemilerde İstanbul'u işgal edecek emperyalistlerin bayrakları sallanıyordu.
Karne ile şehirden şehre gidiliyordu...
Bir ülke işgal edilince özel belgelere sahip olmayanların seyahat etme özgürlüğü bile yoktur, işgal kuvvetlerinden icazet almayanlar oturdukları semti bile değiştirmezdi. Yeraltında örgütlenenler ancak direnişin umudu olur ve onların yaptığı kap - kaçlı mücadele ile birileri “içimde ki yağ eridi, oh olsun!” diye içinden geçirmiştir.
Örgütlü güçlerin olduğu yerde “geçilmez!” dediniz mi, geçilmeyecek!
Bir kaç gün ve yıl için binlerce güzel çocuğunu bir cephede bir Alman generalin emrine verip öldürteceksin! Sonra övüneceksin!
Neden?
Alman çıkarlı ve savaş stratejisi onu gerektirdiği için. Tıkanan ve siper savaşında kilitlenen batı (Garp) cephesinde daha rahat hareket edebilmek ve Fransız / Belçika cephesinde tıkanıklığı aşmak için yeni cephe açmak gerekliydi.
Kim için?
Kimlerin çocukları öldü orada?
Yeni Zelandalı, Avustralyalı, Kürt, Yahudi, Arap, Türk, Çerkeş, Gürcü, Alevi, Hristiyan... Osmanlı tebaasında olanların ve olmayanların hepsi... Hiç görmedikleri bir boğaz ve deniz manzarası içinde…
Peki, neden?
Geçilmez diye birileri propaganda aracı olarak kullansın diye. Öteki cephelerde yaşanan kötü haberi bastırmak için öne çıkarılmış ama savaşsız, çatışmadan Çanakkaleyi geçen gemiler İstanbul'u çoktan işgal etmiş, bu işgalden nasıl kurtuluruzu düşünmüş dönemin yurtseverleri…
Geçilmez dediğiniz yerleri geçmişler…
Bir çakıl taşı vermeyi düşünmeyen dönemin siyasi iradesi ülkeyi kendi elleri ile teslim etmiştir… Gereğinden fazla böbürlendikleri için... Gereğinden fazla güçlü olduklarına inandıkları için...
Evet, güçlüydüler, kendi halkına ve tebaasına karşı... Onları sürdü, asker kaçağı dedi öldürdü...
Askere gidenlerin önemli bölümünü düşman yok etmedi, bitler, pireler ve salgın hastalıklar yok etti.
Çölde susuz ölen, dağda soğuktan donan askerler bizim evlatlarımızdı...
Hepsi Osmanlı bayrağı ve padişah (halife) için öldüler, kalanlar başka bayraklar altında bir arada yaşamaya devam ettiler…
Abartı ile olaylara bakanlar, şanlı geçmişimiz diye övünenler biraz da gerçekleri görerek, geleceğe baksınlar...
Bugün de binlerce vatandaşımız kendi toprağımızda ölüyor?
Neden?
Kim için?
Bir arada bir birini tanıyarak yaşamak yerine erk sahibinin kafasında olan yaşam biçimi halka yaşatmak adına. Zor ile baskı ile halklar ne yazık ki bir arada olamıyor... Olmadığını yakın tarihe bakıp görebilirsiniz...
Savaş yerine başka çözümler var. O çözümlerin biri ikinci dünya savaşı sırasında uygulandı… Ama bugün ki iktidar o olasılıkları yok sayıp savaş savaş diyor...
Kimin çocuklarının kanı üzerine kahramanlık türküsü söylenecek?
Bir petrol borusu için Suriye iç savaşı başlatanlar, çıkarı için milyonlarca insanın ölümüne sebep olanlar savaştan elde etikleri ganimetleri kasalarına doldurmak ile meşgul...
Başkalarının çıkar savaşına hayır diyelim...
Geçilmez dediğimiz her yer geçilir...
Güçlü olan, teknoloji sahibi olan geçer...
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.