Galata Gazete


29 Ocak 2024 Pazartesi

Siyaset popüler olanı kullanır, yeter ki ona para ve oy olarak dönsün!

Siyaset popüler olanı kullanır, yeter ki ona para ve oy olarak dönsün!

 

Yaklaşmakta olan yerel seçimler ve belediye başkanları listesine baktım, listede Yavuz Bingöl’ü gözüm aradı açıkçası, AKP saflarında örneğin Ankara’da Çankaya’da aday olsa seçilirdi! Yavuz'a adı Yavuz olmasına rağmen Aleviler ve eski solcular oy verirdi!

 

Nereden mi çıkarıyorum?

 

Başka bir örnek vereyim o zaman!

 

Yılmaz Erdoğan, soyadı Erdoğan’a benzemesine rağmen onun sadık taraftarı ve sürekli yanında olan bir iş adamı, her ne kadar kendisini sanatçı, yönetmen tanımış olsa da o bir işadamı. Her işadamı gibi kaybedeceği şeyler var ve riske giremez. Bugün iktidar ile yakın olmak, işbirliği içinde olması onun daha rahat ve konforlu yaşaması için bir nedendir. Çatışma yerine işbirliği ve ortaklık! ... O da örneğin Mardin'de Ahmet Türk’ün karşısına aday olsa (MHP ya da AKP farketmez) kazanırdı...

 

MHP ve AKP işbirliğinin oluşturmuş olduğu Cumhur İttifakında hangi parti adında gittiğinin pek önemi yok, seçmeni her ikisine de oy verebilir, yeter ki parti merkezinden adayımız bu densin…  Çünkü Yılmaz Erdoğan’ı izleyen hatırı sayılı Kürt ve solcu taraftarı var, ne yapsa en çok izlenen, en çok takdir gören biri... AKP ve Erdoğan'a desteği biline biline sol çevreler içinde en çok paylaşılan ve yaptığı filmler ile takdir gören biri, çünkü Erdoğan hangi nabza nasıl şerbet vereceğini biliyor... Mardin'in eski eniştesi olur her ne kadar boşanmış olsa da!

 

Bana göre yanında ki siyasetçiler Tayyip Erdoğan’ı yanıltıyorlar, her yerde kazanmak istiyorsa siyaset içinde olan ve üstelik kendi yanında olan sanatçıları da verimli kullanmalı! Onları da gerekli gördüğü yere aday yapmalı...

 

Bugün Türkiye'de popüler sanat yaptığını iddia edenlerin çoğu gizli ya da dolaylı Erdoğan taraftarıdır... Elbette sanat piyasa işi olduğunu unutmayın, para ile satılmayan eserler sanat değil çöptür şimdilik, ileride değerli olur mu onu bilemem!

 

Bu seçimde eski, yeni milletvekilleri aday olacak, onların yanında siyasete ilgi duyan ama yeteri kadar arkası olan sanatçılarda girecek, fakat gün geçtikçe bu olasılık azalıyor, sanatçıdır sonuçta, ne yapacağı belli olmaz, omurgası yok bakış açısı içindeler... Bir bakarsınız ödül töreni sırasında yüz ifadeleri ile ödül alanın arkasından mesaj verir, bir yere başkan atanır, bir bakarsınız aldığı hibeyi amacının dışında kullanır, gider bir pencereden halkı selamlar, çünkü sanatçı ortamını iyi kollayandır, gemi batıyor diyerek birden ters tarafa selam göndermiş onların gözdesi olabilir. Omurgasızlık çağımızın tipolojisi oldu, çünkü omurganın var olması demek duruş demek, o duruş içinde zemin gerek, zemin de nasıl ve nereye bakması gerektiğini belirtir, sanatçı bu durumda para kazanamaz, hibe alamaz. Sanatçılarımız riske girmeden geçici güzelliği ile para kazandı kazandı, yoksa sigortası yapılmamış Yeşilçam artistleri gibi olur... Ortada olan son onlara omurgasızlığı öğütlüyor ve onlarda bunu yapıyor!

 

Eskiden sanatçılar vekil olur, emeklilik hakkını garanti altına alır, mecliste olmaktansa sahne sahne dolaşır. Vekil olmaktan dolayı açılan işlerinden para kazanmaya bakardı, en sonunda başkanına bağlı kalır, vekil emekli maaşını garantiye alana kadar sessiz, gerçi diğer zamanlarda da sessizdir ama olsun o vekil maaşı için her türlü hakareti, her türlü küçümsemeyi sineye çeker, sonra mizahın dili ile yanıt verir… Belediye başkanlığı öğle mi, onların emekli maaş garantisi yok ama belediye iştiraklerine müdür olup çifter çifter maaşlar, ihalelerde yandaşı görürken, yandaşın kendisini görmesini kullanır, bakıyorsunuz belediye başkanlarına şehrin / ilçenin/ beldenin emlak zengini olmuş! Seçim öncesi ve sonrası emlaklar incelenmediği için belediye başkanı her türlü cüreti üstüne alır ve yanında, eşine dostunu görür…

 

Çevresi zengin olan kendiside zengindir!

 

Belediye başkanı olmak demek, kendi işyerine, oteline, pansiyonuna misafirin garanti olmasıdır. Tüm başkanların çevresinde otel, pansiyon sahiplerin, lokanta, cafe sahipleri tarafından çevrili olması tesadüfi olmasa gerek! İşbirliği, iştirakler, ortaklıklar iç içe geçmiş kavramlar olur mu?

 

Belediye meclis üyeleri ise başkanlar kadar olmasa da ihaleye çıkacak arazileri önceden öğrendikleri için bakmışsınız bazı araziler sahiplerini bulduktan sonra açık artırmada satılmış... zurnanın zırt dediği yer burası: buna sanatçılar onay verir mi? Vermeeeez, o yüzden belki sanatçıları seçmiyorlar, ya da aday yapmıyorlar “olabilir!”…

 

Seçimde neden popüler sanatçılar belediye başkanı olamaz diye sormuyorum bile, ama onları vekil yapanlar neden onları belediye başkanı görmek istemezse yanıt arıyorum!...

 

Zekasını liderine teslim edenler, her zaman başkanın izin verdiği kadar kazanır ve zengin olur. Sonuçta gemicikleri olanlar her türlü malı uluslararası sularda dolaştırır, getirir Mersin Limanına bırakır. Gelen malların arasında uyuşturucu, sentetik maddeler olmuş olabilir canım, kim sorabilir ki, yakalanır mal, arada yakalatmak gerek, sahibi olmadığı için imha edilir gibi yapılıp iç piyasada yeni para hareketlenmesine sebep olabilir… Alan memnun, yakalatan memnun, yakalayan memnun olduğu zamanlarda kimse bir şey soramaz, sorsa da kanıtlayamaz...

 

Hayat bu içinde çok sürprizleri barındırır, gençlik hayallerinde olmayanı yaşayan, refah ve zenginlik içinde, ülke ülke dolaşıp, her ülkede kumarhaneleri gören, kadınları ile cinsel fantezisine hayat bulan bir yaşamı kim istemez!

 

Keşke bende öyle bir lider tanımış olsaydım! Omurgamı söküp atar, dolmalık derimi sunardım, içine kim neyi doldurursa!

 

Kutu kutu para, sen bunu unut! Unutmayanlara ise unutturacak yöntem mutlaka vardır!..

 

İsmail Cem Özkan 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.