Galata Gazete


30 Mart 2017 Perşembe

Gerçeklik!

Gerçeklik!

Milattan önce, efsanelerin hüküm sürdüğü Anadolu topraklarında her şehrin bir devlet olduğu zamanlarda her devletin kendisine ait bir dili varmış. O dönemde gelecekten haber veren rahipler varmış. Her kesilen kurbanın kanından gelecek ile ilgili bir şeyler söylerlermiş…

Rahipler efendilerin hizmetinde olduğu kadar efendileri de koltuklardan alıp yerine istediklerini getirdikleri bir güce erişirmiş, çünkü gelecekten haber verenler bugüne komuta edebilirler…

Rahiplerin bu gücü karşısında hangi kral, hangi lider durabilir ki, o yüzden liderler rahipleri satın almayı öğrenmişler… Rahiplere hükmeden geleceğe ve yönettiği topluma da hükmedebilir, onları gerek gördüğünde birer silaha dönüştürebilirmiş… Efsaneler o zaman topluma hükmetmeye başlamış. Uydurulan, yaratılan efsaneler ile toplum bir hizaya sokulur olmuş…

Binlerce yıldan fazla efsaneler ya da yaratılan gerçeklikler ile toplumlar yönetilir olmuş. Şehir devletler ortadan kalkmış, imparatorluklar kurulmuş. İmparatorlukların yerini cumhuriyetler almış ama efsanelerin gücü hiç eksik olmamış… Çünkü yaratılan gerçeklik var olan gerçekliğin üstünde hala hüküm sürermiş…

Hırsı olmayan bireyin fiyatı olmaz, o yüzden her bireye bir hırs verin demiş kahinin biri... O zaman ömür boyu sorunsuz koltuğunda oturursun… Bu öğüt kutsalmış, çünkü şehir devletlerde verilen her öğüt sonunda öğüt verene kutsadın beni denirmiş…

Milattan önce toplumdan bugüne bırakılan birçok öğüt destanların, efsanelerin içinde yerini korurken, bugün ki insan sosyal medyada uydurulmuş öğütleri gerçek sanarak paylaşmaya devam edermiş. Çünkü gerçek öğüt ancak gerçekler üzerinde kurgulanabilir…

Rüzgarla yol alıp zorbalığa boyun eğenlerin coğrafyasında bir çok zenginlik bu boyun eğme sırasında yok oldu, zenginlik yerini kısır bir döngüye bıraktı… İktidar mücadelesi ve güç gösterileri binlerce yıldır devam eder ve her güçlü tarihin çöplüğünde elinde kanlı ile yer almıştır.

Tarih bize tek kişinin iradesinin toplumları değiştirdiğini yaratılmış gerçeklik içinde anlatır… Tek kişinin iradesine bağlı her yapı tarikattır... Tarikatlar duruş noktalarına göre gerçeği yeniden yaratır ve inanmanızı ister... Hayat tarikatların penceresinden daha büyüktür, evren sonsuzdur...

Efsanelerin hüküm sürdüğü coğrafyamızda gerçeklik hala yaratılan olarak karşımızda durmaktadır…

Acıları gülüşümüzden bir türlü uzaklaştıramadık...


İsmail Cem Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.