Kürselleşme ya da yok olmak…
Evimin önünde pazar var, acaba diyorum pazarda ülkeme özgü
bir şeyler bulabilir miyim? Küreselleşme pazarımızı da teslim aldı, ülkemiz
diye satılan ürünlerin çoğunun tohumu yurt dışından geliyor... Bizim olarak
kabul ettiklerimiz, bizim vazgeçilmezlerimiz ise Amerika’nın keşfinden sonra
kıtamıza gelen yiyecekler olduğunu çoğumuz bilmemekteyiz.
Dünyanın ufalmasıdır küreselleşme… At sırtında gidilen
yerlere aylarca süren yolculukların yerini saatler aldı…
Her değişimin olumlu yanı olduğu gibi olumsuz yanları da
vardır, çünkü değişim geçmişin parçalanmasıdır… Yeniden yaratılan sürecin
elbette sancılı ve kanlı geçmesi kadar doğan ne olabilir ki?! Hangi değişim
kansız gerçekleşti ki?
Kürselleşme yerel olanın yok edilmesidir...
Anadolu toprağından İ.Ö. tarihlerde her şehir kendi dilini
konuşur, şehir devletlerden oluşurdu, ne zaman imparatorluklar kuruldu yerel
olanlar ağır ağır yok edildi... İmparatorluklar ilk kürselleşme hamlesidir.
Sömürge devletlerde gücü elinde bulunduranın dilini öğrenen yerel kültürler ve
halklar kendi zenginliğini yok etti... Gerçek yıkım emperyalizm yani kapitalist
sistemin kurumu ile gerçekleşti, o tarihe kadar görülmemiş vahşilik ile her
şeyi yağmalamaya giriştiler… En önemlisi yerel olanları markalı malları satın
almaya zorlanan tüketici yaptı… Sömürge dönemi ile bugün ki emperyalizm
arasında en önemli fark üretimin yerini tüketimin almasıdır.
Küreselleşme lojistik kavramını sermaye lehine çözdü...
Daha hızlı ve güçlü bir şekilde sermeyenin yaratmış olduğu
‘embedded’ gerçekler altında eziliyoruz... Yaratılan gerçekler altında
gerçekliğimizi kaybediyoruz...
Hepimizin standart kimliği ve IBAN numarası var...
Bütün dünyada elektrik prizlerine standart gelmedi ama
kimliklerde standart bir görünüme kavuştular ve belirli bir merkezden verilen
kimlik numaraları ile hepimiz şifrelendik. Aynı şekilde tüm banka hesapları tek
bir merkezden verilen numaralar ile kodlandı, para transferleri de o koda uygun
İBAN numaraları aracılığı ile yapılır hale getirildi. Kürselleşmeyi en çok
isteyenler büyük sermayedir ve bunu projelendiren ve uygulatan ise David
Rockefeller denen adam olmuştur. Küreselleşme için dünyada renkli devrimleri
organize eden ise ülkemizde de birçok projeyi finans eden George Soros
olmuştur... Peki, bu iki aile ferdi neden bizleri tek tip hale getirdi? Neden
ülkeleri parçalarken kimlikler ve banka kartları tek tipleştirildi? Neden yerel
olan yok edildi ve markalar geldi üzerine? Neden bizler birer tüketen canavara
dönüştük? Neden yerel olan doğanın hazineleri yağmalandı? Elektrik prizi
standart hale getirmeyenler neden bizleri tek tip alışkanlıkları olan
varlıklara dönüştürüyor? Bu iki adamın temsil ettiği kesimin rüyasını
gerçekleştirmek için neden canı gönülden sol- sağ partiler ülke farkı olmaksızın
yarışıyorlar?
Emperyalizm özgün olan, yerel olanı yok ederken, göstermelik
kültürleri yaşatalım demek ancak akıl ile alay etmekten başka şey değildir...
Bütün sermaye sahiplerinin yerel işbirlikçiler
küreselleşmenin taşeronudur... Küreselleşme olumlu yönü ulus denen salakça
ideolojiyi yok etmesidir ama yıkıcı tarafı daha fazladır, çünkü insan olmayı ve
insan gibi yaşamayı ortadan kaldırıyor. Hepimizi kulaklarına küpe takılmış
entegre tesisinde yaşamaya çalışan ineklere döndürdüler...
Her şeyin borsası yaratıldı, yaratılan borsalar
kürselleşmenin kalbidir... Orada satılan, değer biçilen her üründe küresel
sermayeye hizmet eden bir maldır... Enerji, sanat, altın, döviz, ... Neyin
borsası varsa emek göz ardı edilerek birileri fiyat belirler ve o yaratılan
fiyat üzerinden mal alınır ve satılır... Burada üretimden daha çok tüketim
karar verir... Mal sonuçta rakamsal olarak ortaya çıkmıştır, artık olup
olmamasının pek önemi yoktur... Alınır ve satılır... Hollanda’da çiftçilerin
borsasının çökmesi ve lale fiyatları üzerine oynanan oyun tarihte yerini
almıştır. sanmayın bir lale borsası bize vurmayacak!...
Tüm dünyada ki medya sermayenin eline geçti, gazeteciler
gazete çıkaramaz hale geldi, tüm ajanslar bir sermaye grubunun güdümünde onun
sansüründen geçmekte... Eskiden yapılabilen karşılaştırmalı haber analizleri de
tarihe karışıyor... Sermeye çıkarına göre yaratılan gerçekler haberi ortadan,
gerçekliği sanal birer düş haline döndürdüler...
Küreselleşme, medya üzerinden yaratılan gerçekliğin evrensel
olarak dolaşımına olanak sundu ve artık hiç bir gümrük bu yaratılan gerçekliğin
önünde bent oluşturamaz hale geldi...
Dünya karanlık dönemi her açıdan yaşıyor...
Yalakalık küresel kültürün vazgeçilmezidir, kim daha fazla
yalaka olursa arkadaşının ya da iş arkadaşının üstüne basarak kariyer sahibi
olur...
Gücü elinde bulunduran daha fazla kontrol etme hastalığına
yakalanır, yeter ki gücü yok olmasın diye her türlü kendisince önlem alır... O
yüzden şiddet çoğalır… Siyasi şiddet parlamentoda hayat bulur. Parlamentoya
girebilen tüm siyasetçiler temsil ettikleri sermaye grubunun kapı kuludur...
Üretilen tüm teknoloji halk için değil sermaye içindir...
Bütün üniversiteler küreselleşme ile birlikte sermaye için
çalışan tekno- parkı konumuna dönüşmüştür...
Küreselleşme, şirketlerin tarihinin ulusların tarihinden
daha önemli hale gelmesidir... O yüzden son yıllarda şirket sahibi zenginlerin
hayatını konu alan filmler çoğaldı...
Her insanın fiyatı aldığı maaşta bellidir. Dünyanın değişik
yerlerinde insanlar maaşları ile fiyatlarını ortaya konmuş iktisadi bir mal
konumuna kürselleşme ile hayat bulmuştur. Az maaş alıp halka hizmet artık
yoktur, aldığı maaş küresel firmalara hizmettir. Onlarda en düşük ücretli en
fazla verim aldığı yerlerdeki insanları kendilerine bağımlı köle yapıyorlar.
Köle olan ya da kapı kulu olan ise devletinden önce şirketine gönül bağı ile
bağımlı hale gelir ve küreselleşme ile aidiyet duygusu yok olan bireyin her
türlü zalimlik karşısında kahkaha atan vicdanı yok olmuş bir canavarı
destekleyen kamuoyu rakamına dönüşür... Bugün dünyadaki savaşları macera olarak
gören bireylerin artmasının arkasında bu yatar... IŞİD saflarında savaşan
Hıristiyan vatandaşları ancak bu vicdan körelmesi ile açıklayabilirsiniz...
Avrupa’ya dönen bu katil sürüsü Avrupa’da yapacağı katliamların ya da ülkemizde
yapacağı katliamların önlenmez olmasının arkasında en büyük neden vicdanı yok
olmuş, aidiyet duygusu ortadan kalkmış sadece para için adam öldüren ve bunu iş
olarak görenlerin küresel kültüründen başka bir şey değildir...
Ülkemizde ki referandum küresel sorun hale gelmesi acaba
tesadüfi mi?
İsmail Cem Özkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.