Galata Gazete


19 Mayıs 2017 Cuma

Türk gençliği…

Türk gençliği…

Türk gençliğinin bir bölümü açlık grevinde, bir bölümü cep telefon peşinde, bir bölümü Kürt dövme derdinde, bir bölümü itaat ederken geleceğini kazanma derdinde, babasının parası olanlar yurt dışında, olmayanlar devlet okulunda din eğitiminde... 

Türk gençliğinin artık yoktur bir vazifesi, olsaydı bilirdi.

Türk gençliğinin bir bölümü cemaat üyesi diye işten atılmış, ne yapacağını bilemez konumda, dayak attığı gençlerin bir bölümü “işe dönelim, haksız işten atmalara hayır!” diye açlık grevinde, işsiz gençler açlık grevini bile ziyaret etmeye korkarlar.

Türk gençliğinin bir bölümü rant peşinde, kısa yoldan köşe dönmek için var olan siyasi atmosferin istediği gibi davranmakta ve telefonlarını açarken “selaaamııın alakuum” diyerek açmakta...

Türk gençliği adı var kendisi değişik tabelalarda...

"Türkiyem Türkiyem" marşı söylemekte, güya Amerika karşıtlığı yapayım derken var olan siyasi iradeye desteklerini eksik etmemekte... Var olan lider Amerika'da “dövün!” demiş Türk gençliğinin kariyer sahiplerine...

Kafası karışık Türk gençliğinin.

Türk gençliği hem muhalif hem iktidardan yana hem de hem muhalif hem iktidar destekçisi...

Okuldan atılmış öğretmenine destek verdi diye cezaevinde koğuş içinde gününü karşılamaya çalışan, 70 yaşında babası açlık grevinde çoğunun kemiğini alma umudunda...

Türk gençliği bu kadar dağınık, bu kadar hedefsiz, bu kadar gelecek korkusu yaşamamıştı, gerçi şimdi gelecek korkusundan daha çok yaşam korkusu içten içe onu kemirmekte... Hiç bilmediği yerde, bilmediği hakların haklarını koruma adına mayın tarlaları arasında iki büyük emperyalist devletinin bayrağı gölgesinde toprağa düşmekte...

Türk gençliği parasını olanın parasının güvencesi, olmayanın zalimi olmuş konumda...

Türk gençliği otobüs duraklarında canlı bomba arayan kariyer sahibi...

Türk gençliği her türlü baskı altında, baskı yapanın emrini getirende gençlik!

Türk gençliği 19 Mayıs ismini bilir, içeriğini bilemez, çünkü ona öğretilen daha çok yaratılan gerçektir...

Türk gençliği köyde olabilseydi ırgat, olamadığı için şehirde kağıt toplayıcısıdır... 

Türk gençliği meslek eğitiminde, meslek olarak da imamdır... Vaaz dinlemeyi, verilen vaazı aktarmayı bilendir...

Türk gençliği aslında var mıdır, yok mudur tartışmasının içinde objedir... 
Türk gençliği homojen değildir…

Bugün Türk gençliği derken kim neyi kastettiği bile karışıktır...

Ey Türk gençliği birinci vazifen... Bundan sonra kurulacak her cümle, gelen her kelime kişinin duruşuna göre değişir...

Türk gençliği “komşusunun diline, özgürlüğüne, birey hakkına saygılı olmalıdır” diyen de var, geçen güzele laf atıp, lafın karşılığında terslendiği için onur meselesi yapıp kızın boynunda sigara söndüren bile.

Onuru yüzünden açlık grevinde olan da var, onur meselesi yüzünden kız kardeşini öldüren de...

Kendisini her şeyin üstünde görüp suç işleyende Türk gençliği, bu üstün görene karşı gelende... 

Türk gençliğinin artık övünecek geçmişi de yok, çünkü geçmişini de unutturdular…

Bir Türk dünyaya bedel dediler, dünya lideri bizden olacak dediler,  sıkıntılar sona erecek dediler, koalisyon iyi değil dediler, anayasa değişmeli dediler, dediklerinin bazılarını yaptılar, demediklerini ise mahalle baskısı olarak dayattılar.

Türk gençliği yolda giderken çevresine değil, cep telefonuna bakan, yanında arkadaşı varken cep telefonu ile mesajlaşandır…

Ulus devleti yerini liberal devlet aldı, ortada ne ulusal kimlik kaldı ne de kendi insani özellikleri. Tüketen, tükettikçe daha çok borçlanan bir gençlik para ile askerlik yapmak için savaş bölgelerine gidip gelecek birikimini orada sağlamaya çalışan bir canavara dönüştü…

Yok birbirimizden farkımız, Türk gençliğine X, Y, Z gençliği dediler… Diğer ülkelerde yaşayan gençler gibi saç kestiren, onlar gibi giyinen, onların satın aldığı mağazalardan satın alan, kısaca küreselleşen dünyamızda küreselleşen bir Türk gençliğinden geriye adı kaldı… Dışlanan, horlanan gençlik ise kendisinde aidiyet sahibi gibi kendisinden ötekine, zayıfına, mazlumla saldıran, başına gelen her felaketi onlardan bilen bir gençlik oluştu…

Başarının birincil koşulu kazanmak olarak öğretilen eğitim sisteminden geçen gençlik, kazanmak adına tüm değerleri yok sayandır…

Tüketirken tükenen gençlik var, gurur duymak için neden aradığımız…
                                                       
İsmail Cem Özkan 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.